Korkusuz

‘Dava’ lüks otelde tatil yapmakmış...

‘Dava’ lüks otelde tatil yapmakmış...
AKP yandaşı gazeteciler, adeta sözcülüğüne soyundukları partinin propagandasını yaparken, “dava” sözcüğünü dillerinden düşürmezler. Bugüne kadar ne olduğu bir türlü anlaşılamayan, kimsenin de ne olduğunu doğru düzgün anlatamadığı  “dava”nın ne olduğu nihayet açığa çıktı. Meğer ‘’dava’’  para vermeden lüks otelde tatil yapmak, pahalı kıyafetler giymek, tekneye binmek, iktidardakilerle  içli dışlı olmak ve  deniz manzaralı evlerde oturmaktan ibaretmiş.

Son günlerde ortalığa dökülen  iğrençlikleri görünce, “Meğer davanın arkasına saklanan ne çok pislik varmış” diye düşündüm. TV’lerde radyolarda gazete köşelerinde  AKP’yi  AKP yöneticilerinden bile daha ateşli savunan yandaşların foyaları bir bir ortaya çıkıyor. Organize suç örgütü lideri Sedat Peker ile firari Sezgin Baran Korkmaz’ın ifşaatları, yandaş medyadaki çürümeyi de ortaya koyuyor.



HAYALLERİNİ ÖĞRENDİK…

Neredeyse hepsini tanıdığımız, beraber haber peşinde koştuğumuz, adliye önlerinde haber için beklediğimiz ‘’meslektaşlarımız’’ meğer hep bugünlerin hayali ile yaşamış. Hayalleri, iktidara gelmek ve lüks içinde yaşamakmış…

Baksanıza; neredeyse hepsi tatil için aynı otele ‘’çökmüş’’, neredeyse hepsi aynı iş insanının yalısını yol geçen hanına dönüştürmüş. Sırtını iktidara dayamanın verdiği rahatlık ve bunun getirdiği küstahlık ise gazetecilik ahlakını tamamen ortadan kaldırmış.

VEYİS ATEŞ YALNIZ DEĞİLDİR

Bu arkadaşların yaşadıkları aslında iktidardaki çürüme ve yozlaşmadan bağımsız değil. ‘’Dava dava’’ diye iktidara gelen parti, geçmişte yoksulluğuyla övünürken, şimdi muhalefete “Açları siz doyurun” diye caka satıyor. İktidar temsilcileri de, onların sözcüsü yandaş gazeteciler de yoksulları görmek, duymak bile istemiyor. İktidardakiler de onun sözcüsü rolünü üstlenen gazeteciler de aslında geçmişlerindeki yoksulluğu hatırlamak bile istemiyor. Lüks ve şatafatlı yaşam hayalleri gerçek olurken gözleri hiçbir şey görmüyor. Bu yüzden, AKP’nin yayın organlarından Habertürk’e transfer edilen Veyis  Ateş “10 milyon Euro”yu bir çırpıda isteyebiliyor.

Veyis Ateş yalnız değildir; Veyis Ateş AKP tipi gazeteciliğin en somut örneği ve prototipidir.

Yalısına Erdoğan’ın posterini asmış


Firari Sezgin Baran Korkmaz, ilginç bir insan… Tanıyanlar ve onunla çalışanlar, Korkmaz’ın özelliklerini anlatırken, “Çok cömertti. Yardım istemek için giden hiç kimseyi geri çevirmezdi” diyor. ABD’li Kingston kardeşler ile girdiği ticari ilişki derinleşirken, bir yakını “Sizin yaptığınız işi ben bir türlü anlayamadım’’ deyince, Korkmaz’ın cevabı şu oluyor: ”Ben Amerikalılara modern tefeciliği öğretiyorum.”

Bu ilginç kişilik, kısa sürede zengin olmanın getirdiği özgüvenle, sırtını iktidara yaslaması gerektiğini de çok iyi biliyor. Bir arkadaşı, firari Korkmaz’ı anlatırken, “Sezgin iktidarla arasını hep iyi tuttu. AKP’nin üst düzey isimleriyle ticari ilişkilere girdi. Hatta öyle ki; bir ara Beylerbeyi’nde Rahmi Koç’un yalısının yanındaki kendi yalısına Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük boy bir posterini astı. Böylece herkes Sezgin’in yalısındaki Erdoğan posterini gördü” diyor.

[caption id="attachment_6490469" align="alignnone" width="600"] Sezgin Baran Korkmaz[/caption]

‘YALNIZ BIRAKILDIM’

Aynı Sezgin Baran Korkmaz, şu an “istenmeyen adam” ilan edildi. Korkmaz, “Düne kadar yanımdan ayrılmayan gazeteciler şimdi benden köşe bucak kaçıyor” diye dert yanıyor. Hayat böyle garip işte… Jetini, “ayın elemanı” seçtiği personeline verip sahibi olduğu Bodrum Kervansaray Otel’de tatil yaptıran, ünlü CEO’ların kendisiyle çalışmak için araya aracılar koyduğu Korkmaz, şu an yalnız bırakılmaktan dert yanıyor.

Saadet Partisi AKP’nin günahlarının ortağı mı olacak?


Millet İttifakı üyesi Saadet Partisi’ne yönelik yeni bir operasyon daha başladı. Partinin Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, salı gecesi saat 23.00 sularında 50 twit atarak partinin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na bayrak açtı. Kendisini partinin sahibi olarak gören Asiltürk, bir an önce kongreye gidilmesi ve “partinin Erbakan çizgisine çekilmesini istediği”ni açıkladı.

Oğuzhan Asiltürk’ün bir süre önce yakın çevresine “Saadet Partisi misyonunu tamamladı. Saadet’in vakfa dönüşmesi ve gençleri eğitecek bir kurum olması gerekir” dediği biliniyor.

[caption id="attachment_6490470" align="alignnone" width="600"] Temel Karamollaoğlu[/caption]

AÇIKTAN İTİRAZ

Asiltürk’ün asıl amacının Saadet Partisi’ni AKP ve MHP’nin yayına eklemleyerek Cumhur İttifakı’nın bir parçası haline getirmek olduğu biliniyor. 84 yaşındaki kurt siyasetçinin tabandaki desteği ise neredeyse sıfıra yakın… Saadet Partisi’nin dinamik kadroları, Asiltürk’ün partilerini AKP’nin günahlarının ortağı yapmasına açıktan karşı çıkıyor. Çünkü hiçbir Saadet partili, AKP’nin 20 yıllık günahını boynunda taşımak istemiyor.