Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Çok zaman alacak ama hazırlıklıyız

Stendhal’ın “Kırmızı ve Siyah” isimli romanının protagonist karakteri Julien Sorel sıradan bir Fransız kasabasında...

Hiç de kolay olmayan bir hayat sürüyordu...

Bedeniyle başarılabilecek her işi yapabilecek kadar güçlüydü...

Zekiydi...

Hatta:

Uyanıktı...

Ancak...





Sığ...

Vasıfsız...

Hemen tamamı vasat altı yaşayan...

Daha dürüst...

Ve...

Daha iyi bir insan olmayı değil...

Daha çok para...

Daha çok mevki ve makam kazanmayı amaçlayan o insanlar arasında yaşadığı için olsa gerek...





Onları da aşmak...

Onlardan daha varlıklı...

Daha muktedir olmak...

Ve bu kirli amaçlarına erişebilmek için...

Her türlü gayri meşru aracı kullanmayı:

Göze alabiliyor...

Ve hatta...

Cinayet işleyebiliyordu...



Canlarım 21. Yüzyılın birinci çeyreği bitiyor...

Oysa o günler...

  1. yüzyılın henüz ilk yarısıydı...




O günlerde kimse kimsenin nasıl yaşadığını...

Neyi, ne kadar, nasıl ve ne amaçla düşündüğünü bilmiyordu...

Yani o günlerde:

Hem insan gelişmemişti...

Hem insanlık...



Bugün ise insanlık çok gelişti...

İnsanlığı geliştiren az sayıdaki bilim insanı sayesinde...

Çok sayıda insan:

Düşünmeyi...

Düşündüğünü özgürce ifade edebilmeyi...

İyi yaşamayı...

Değişime ayak uydurmayı...

Kendisi gibi düşünmeyen...

Kendisi gibi inanmayan...

Kendisi gibi yaşamayan insanlara tahammül etmeyi...

Onları anlamaya çalışmayı:

Öğrendi...



Canlarım...

Ayağını patikaya sokmayı öğrenmiş yeni ve hukuk ahlâkıyla yetişmiş nesiller...

Ülkemizi:

Yeni bir demokratik hukuk devleti sürecine geçirdiğinde...

Ekonomik sorunları çözmekte zorlanmayacağız...

Ama...

Erdoğan zihniyetinin açtığı işte bu kokuşmuş anlayışı düzeltmek:

Çok zaman alacak...

Günün sözü


“Ayağını Patika’ya sokmak zor bir şey değil; çok daha zor ama aynı zamanda daha onurlu olanı, yolunu kendin açman...”.

Stendhal

Ancak o durumda




SÖZCÜ.COM.TR’nin haberi:

Dünya Bankası, gelecek üç yıl içinde Türkiye’deki projeler için 18 milyar dolar daha ayırmayı taahhüt ederek, ülkeye yönelik kredi portföyünü iki kat artışla 35 milyar dolara çıkarmak için görüşmeler yürütüyor.



Harika bir haber...

Ama...

Son 20 yılda ülkeye bu paranın 30 katından daha fazlası geldi...

Betona gömüldü...



3 yılda 35 milyar dolar gelirse...

Her sene için yaklaşık 12 milyar dolar eder...

Eğer...

Ülkeyi...

Bugünkü yetkileriyle Erdoğan yönetirse...

Değil 3 yılda 35 milyar dolar...

Gökten 500 milyar dolar düşse:

Türkiye ekonomisi yine düzelmez...



Ama...

Erdoğan AKP Genel Başkanlığı’ndan istifa eder...

Yetkilerinin kaldırılmasını...

Parlamenter sistemde olduğu gibi...

“Temsilî cumhurbaşkanı” olarak görevine devam etmeyi kabul ederse...

Bugünkü bakanlar...

Ve...

MB Başkanı kabulümdür...



Erdoğan bunları yapar mı?..

Yapmaz...

Madem yapmaz...

Neden gündeme getiriyorum?..



Hayali bile güzel de ondan...

Çünkü:

Halkımı ve ülkemi çok seviyorum...

Ancak o durumda güzel günler göreceğimize:

İnanıyorum...

Çok merak ediyorum




Erdoğan, Atatürk’ün kızlarına:

“Kazanmadan dönmeyin” demiş...



Kaybedeceklerinden...

Ve...

Onlardan kurtulacağından o kadar eminmiş ki...

Ama...



Kızlarımız döndü...

Hem de:

Her maçı kazanıp:

Şampiyon olarak döndü...



Erdoğan’ı kayıtsız koşulsuz destekleyenler...

Bu büyük başarıdan dolayı:

Kahroluyor...



Erdoğan’ın samimi duygularını ise:

Çok merak ediyorum...

Başım üstüne


Canlarım...

KHK’lılar ve sürgünde yaşayan...

Teröre bulaşmamış...

Eline silah almamış:

Gazetecilere...

Akademisyenlere...

Hukukçulara...

Hekimlere...

Sporculara...

Sanatçılara...

Askerlere...

Ve...

Medya patronlarına...

Kısaca:

Bu halkı ve ülkeyi seven...

Sürgünde bile...

Bu halk ve ülke için çabalayan yurttaşlarımıza destek vermeye devam edeceğim...

Bu nedenle başıma bir şey gelecekse de...

Hoş gelecek...

Başımın üstünde yeri var...

Adaletsizliğe karşı duruyorum


Youtube kanalımı ve tweet hesabımı takip eden kimi KHK mağduru ya da KHK’lı yakını dostlar:

Platformu terk ediyor...

Neden?..

Dinî inançlarım onların inançlarına uymuyormuş...



Elbette bu ayrılıklara üzülüyorum...

Ama...

Kendime de kahretmiyorum...

Zira ben Kuran’ın Kâfurun Suresi’ndeki şu 6 ayete tam iman etmiş biriyim:



De ki: “Ey inkârcılar!

Ben sizin tapmakta olduğunuz şeylere tapmam.

Siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz.

Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.

Sizin dininiz size, benim dinim banadır.”



Kimsenin dinî ya da siyasî inancını sorgulamam...

Kimsenin benim dinî ya da siyasî inancımı sorgulamasına da:

İzin vermem...



Dinî ve siyasî inançlarım eleştirilemez mi?..

Elbette eleştirilebilir...

Ama lütfen unutulmasın...

Eleştiri, sorgulama değildir...



Oysa canlarım...

Koruduğum ama takipten çıkan bir KHK’lı veya KHK’lı yakını:

Ya inançlarımı sorguluyor...

Ya:

Onun gibi düşünmemi istiyor...

Ya da:

“Takipten çıkarım” diyor...



Ben de:

“Güle güle” diyorum...



Kaldı ki...

KHK’lıların dinlerini, inançlarını korumuyor ve savunmuyorum...

Onlara yapılan:

Adaletsizliğe karşı duruyorum...

Dinim adalet dinidir...


Canlarım:

Benim dinim ne merhamet dinidir...

Ne nefret dinidir...

Beni dinim:

Adalet dinidir...



Adaleti olanın nefreti ve merhameti olmaz...

Çünkü...

Adalet varsa...

O kişinin zihninde:

Nefret ve merhamete yer kalmaz...



Merhameti ve nefreti olanın ise:

Adaleti olmaz...

Neden mi?..



Merhamet ve nefret:

Zihinden uzaktır...

Kalpte oluşur...

Adalet ise beyinde...

Yani:

Hak verme duygusunun yüceliğini anlatan:

Vicdanda oluşur...



Âdil olmak...

Her şeyin yolunda gitmesini sağlar...

Merhamet ve nefret ise:

Adaletsizlik doğurabilir...

Kontrol ettirin...


Hangi partiden...

Hangi ideolojiden olursanız olun...

Şu rakamları unutmayın:



Dul ve yetim maaşı:

5500...

Emekli işçi ve esnaf maaşı:

7500...

Asgari ücret:

11400...

Çalışan emekli milletvekili maaşı:

147 bin Türk lirası...



Bu rakamlara rağmen...

Ülkenin doğru ve sağlıklı yönetildiğine:

İnanıyorsanız...

Vicdanınızın olup olmadığını:

Kontrol ettirin...

Dünün tweeti


Atilla Kıyat

@atillakiyat

Soner Yalçın’ın , Arjantin-Fransa milli maçını seyretmek için Katar’a giden, ama kendi ülkesinin milli takımının final maçını izlemek için Brüksel’e gitmeyen Erdoğan için söyleyecek bir sözü yok mu? Başarının arkasında hükümet de var diye yazmış da.