Klişe bir tabir vardır; bu tahmin burada dursun.
İşbu yazı tam da böyle bir iddia ile tüm yalanlamaları cebine koyup zamanında hatırlatacak şekilde yazıldı.
25 yıla yaklaşan AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pratikleri bize çok şey öğretti.
Bir defa ne zaman siyaseten ezber bozan bir hamle gelse genelde seçim arefesine denk düştü.
Bu hatırlatma ile sadece ilk çözüm sürecini değil yakın geçmişte uygulanan seçim ekonomilerini, siyasi bulunan yargı operasyonlarını ve dahi dış politika adımlarını kastediyorum.
Yine bir ezber bozucu dönemdeyiz.
Her ne kadar rüzgarın sert eseceği bariz görülse de dönemin şartları ile bambaşka senaryoları siyasetin yörüngesinde bulabilirdik.
Mayıs seçimlerindeki altılı masa faciası, yerel seçimler öncesinde değişim, sonrasında ise normalleşme denemesi...
Son birkaç ayda ise hızla değişen siyaset ve yargının tonu ile eş zamanlı hareketliliği görülen Suriye ve İmralı meselesi...
Yine bir torba gündem hızlandırılmış biçimde karşımıza kondu.
İç ve dış politikada değişen manşetlerin hızına seçmenleri bırakın parti sözcüleri bile yetişemiyor.
Kaldı ki, partilerin lider düzeyindeki söylem gücünde ani değişimler de görülmekte.
Bunların tamamı, yürünmekte olan patikanın ucunun bir yol ayrımına çıkacağını gösteriyor.
2025’te netleşecek saflar var.
Kimi hizalanacak, kimi hazırlanacak.
Türkiye bulanık değil aksine çok net bir resim ile 2026 seçimine gidiyor.
Ve erken seçim kararı bilelim ki, “erken seçim yok” yalanlamalarının en yüksek sesle dile getirileceği günlerden (2025 Eylül) hemen sonra alınacak.
Aylardır değişim, transfer, yol haritası ve İmralı gibi başlıklarda iddialı kulisler yazıyorum, hemen her gün doğrulandığını yaşayarak görüyorsunuz.
Tekrar edeyim, bir hazırlık var:
Çünkü Erdoğan partisini 2028’e yıllar varken yeniliyor.
Çünkü Erdoğan kabineyi değiştirecek.
Çünkü Erdoğan, partisi adına daha çok transfere imza atacak.
Çünkü Erdoğan “yeni pencere” adını verdiği süreç ile güvenlik bürokrasinin ötesinde bir resme işaret ediyor.
Çünkü Erdoğan, altı ay öncesine göre daha çok siyasi işbirliği denemesinde bulunuyor.
Oyun bir kez kurulduğunda kartlar hemen dağıtılıyor.
Cumhur İttifakı’nın oyun kurucu niteliğinden sıyrılabilmesi, CHP’nin adaylık formülü ile ilga edilebilir mi, karar kamuoyunun ve kurulacak denklemlerin etkisiyle ölçülecek.
KÖŞENİN GÖZÜ
Tarih: 16 Haziran 2014.
Adres: TBMM.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Devlet Bahçeli, Meclis’te 35 dakika süren görüşmelerinin ardından Cumhurbaşkanı adayı olarak İslam İşbirliği Teşkilatı eski Başkanı Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu üzerinde uzlaştıklarını duyurmuştu.
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısındaki aday tespitine ilişkin süreç başlamışken yakın geçmişten bir arşiv kaydı.
Altılı masa faciası zihinlerde daha taze elbette ama 2014’te neler yaşadı seçmen, hatırlatmak gerekir.
KÖŞENİN SÖZÜ
“Yasalar, duygulara dayanarak ve uyularak yapılamaz.” -Mustafa Kemal Atatürk, 1921.