Lu Shaye’ye; Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, Rusya’nın buna hakkı olduğunu söyledi.
Kırım’ın tarihsel olarak Rusya’nın bir parçası olduğunu vurgulayan Shaye; SSCB’nin Kruşçev döneminde, Kırım’ın Ukrayna’ya teklif edildiğini söyledi ve ekledi.
''Bu eski SSCB ülkelerinin uluslararası hukukta fiili statüleri yok çünkü egemen statülerini hayata geçirmek için uluslararası bir anlaşma yok'' dedi.
Fransa cumhurbaşkanı Macron başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden tepkiler geldi.
24 Nisan Pazartesi günü de Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan konuyla ilgili açıklama yapıldı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcü Mao Ning; konuyla ilgili kendisine sorulan soruya cevap olarak, SSCB’nin çökmesinin ardından ortaya çıkan devletlerin egemenliklerini tanıdıklarını ifade etti.
Büyükelçi Shaye’nin sözlerinin, kişisel görüşü olduğunu da ekledi.
Shaye’nin hem tarihsel anlamda hem de SSCB’nin dağılması sonucu ortaya çıkan devletler hakkında söyledikleri doğrudur.
Dünya düzeni, ulus devletler kurulduğu dönemde kalıcı sınırlara kavuşmuştu.
ABD emperyalizmi, yeni dünya düzeni adı altında yürüttüğü proje ile bu düzeni yıktı.
Dünya ulus devletlerin oluşturduğu hukuk düzeninde yol alırken, ABD 1990’lı yıllarda SSCB’yi, Yeltsin ile işbirliği yaparak parçalamıştır.
Kruşçev ile başlayan devrim karşıtlığı Yeltsin ile sonuç bulmuş ve SSCB parçalanmıştır.
Ukrayna’nın imparatorluk dönemine ait hak iddia etmesinin uluslararası bir yasal karşılığı yoktur ancak Rusya’nın Ukrayna üzerindeki taleplerinin yasal ve tarihsel haklı gerekçeleri vardır.
AKP’nin de BOP’u gizlemek için uydurduğu imparatorluk bakiyesi açıklaması da aslında benzer bir durumdur.
Cumhuriyet kuruldu kurulalı, Türkiye’yi etnik ve dinsel temelde parçalamaya çalışan emperyalizm başarılı olamadı ancak BOP eşbaşkanı ile çok ciddi yol aldı.
Öncelikle milletimizin buna izin vermeyeceğini ifade etmeliyim.
Ancak bir gün hiç istemediğimiz bu parçalanma gerçekleşir ve vatanımızdan bir parçamız ayrılırsa ne yapacağız?
Türkiye’nin de başına gerçekten yerli ve milli bir hükümet gelirse kurulan bu kukla devletçiği yani kendi toprağını, tekrar ülke topraklarına katma mücadelesi verirse ne diyeceğiz?
ABD ve AKP’nin, Rusya’ya işgalci dediği gibi biz de Türkiye’ye işgalci mi diyeceğiz yoksa Çin’in Fransa Büyükelçisi Shaye gibi mi diyeceğiz?
Öyle bir günü görmeyeceğimizi biliyorum.
Olur da görürsek o gün söyleyeceğim tek söz; Türkiye’nin topraklarını geri alması hakkıdır, olacaktır…