Korkusuz
Ümit Zileli

CHP’nin altı okundan biri milliyetçiliktir...

Hangi karanlığa doğru yol aldığımızı görmek için daha dün yaşanan birkaç örnekle başlamak istiyorum...

-Diyanet İşleri Başkanlığı, 19 Mayıs Cuma hutbesinde Atatürk’ün adını yine anmadı!

Şaşırdım mı? Asla! Diyanet zaten 2015’ten bu yana tam 8 yıldır ne 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramlarında, ne 19 Mayıslarda, ne 30 Ağustos Zafer Bayramlarında, ne 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarında ne de 10 Kasım Atatürk’ü anma günlerinde bu memleketi kurtaran, millete Cumhuriyeti armağan eden Büyük Devrimci’yi bırakın anmak adını bile ağzına almıyor!

Tamam, zaten biliyoruz bunlar cumhuriyete düşman, cumhuriyetin kurucularına düşman; hani yalandan da olsa seçimlerden önce sarıldıkları “milliyetçilik aşkına” bir şeyler yaparlar diye düşünmüştüm, onu bile yapmadılar! Şu nefrete bakar mısınız? Hadi bunu geçelim, adında nal gibi “milliyetçi” sözcüğü bulunan partiden bu yapılan düşmanlığa karşı bir ses çıktı mı? Ben duymadım!

-AKP’nin Meclis’e soktuğu Hizbullah, pardon HÜDA PAR milletvekillerinin itirazı ile yasa gereği yapılması gereken “yemin töreni” 2. Tur sonrasına ertelendi iddiası adım adım gerçekleşiyor. HÜDA PAR vekilleri de zaten açık açık yemin etmeyeceklerini söylüyorlar; Haklılar tabi; o yeminin her satırına, Atatürk milliyetçiliğine, anayasanın değiştirilemez ilk dört maddesine düşmanlığını saklamayan bu partinin vekilleri yemin etmez doğal olarak! Ehh, bunu da kendisini “milliyetçi” olarak tanımlayanlar düşünsün; öyle “AKP listesinden girdiler, geçti, gitti” demekle bitmiyor ne yazık ki!

-AKP İBB Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz, Ekrem İmamoğlu ile ilgili olarak şu mesajı paylaştı:

-İBB Başkanı ve yönetimi ile ilgili dosya epey kabardı. Seçim geçsin özel olarak ilgileneceğiz, az sabır...

Vay vay vay, niçin sabredecekmişiz acaba? Seçimden sonra özel olarak “kelle almak” için siyaset+yargı giyotinini mi harekete geçireceksiniz? İstanbul’u bu denli şehvetle mi özlediniz? Bu sorular anında konuşulmaya başladı ve tepkiler çığ gibi büyüdü tabi!

Bunlar yalnızca birkaç örnek ancak karanlığın taşlarının nasıl teker teker örüldüğünü gözümüze sokması açısından çok önemli...

Kılıçdaroğlu doğru yolda!


Önce şu soruyu soralım:

-Bu ülkenin yarıdan fazlası bu iktidardan kurtulmak istiyor mu?

Evet istiyor! Sonuçlar da bunu gösteriyor zaten... Peki, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu seçimi kazanmak için elini güçlendirmesi gerekiyor mu? Tartışılması bile abes, elbette gerekiyor...

Bunun için bir yandan oyunu kullanmayan ya da küskün milyonlarca seçmene seslenirken, diğer yandan yüzde 5.17 oy almış ATA İttifakı adayı Sinan Oğan ve Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile görüşmesi gerekiyor mu? Soru akıllara ziyan, zaten bu yazı kaleme alınırken Kılıçdaroğlu, Özdağ ile Zafer Partisi merkezinde görüşüyordu! Ardından Oğan ile de görüşecek, büyük ihtimalle üçlü bir görüşme de yapılacak...

Bu arayışla ilgili sosyal medyada ve bazı yazarların köşelerinde rastladığım “endişeliyiz” ya da “yakışır mı?” sözcüklerinden duyduğum hayreti anlatmaya sözcükler yetmez!

Beş birbirine benzemeyen, bir bölümü bugünkü iktidarda kopup gelmiş, ideolojileriyle 180 derece ters partilerle ittifaka gidince makbul, bu iktidara karşı olduğunu her zaman yüksek sesle açıklamış, gericiliğe karşı olduğunu haykırmış milliyetçilerle bir araya gelince endişe verici, yakışmıyor öyle mi?

-Bunu söyleyenlerin düşünce yapılarını gözden geçirmesi lazım!

Bu görüşmeler de yetmez!


Bence bu görüşmeler ve anlaşmaya varmak da yetmez...

O meşhur atasözümüzde işaret edildiği gibi “eşeği sağlam kazığa bağlamak” için başka “milliyetçi görüşmeler” de şart!

Mesela, bu ülkenin yetiştirdiği değerlerden biri olan Sadettin Tantan ile de görüşmeli Kılıçdaroğlu! “Efsane Emniyet Müdürü”, gerçek bir milliyetçi, Atatürk ile hiçbir sorunu olmayan bir mütedeyyin dindar, halk arasında “adam gibi adam” olarak bilinen bir isim Tantan... Uzun zamandır tanıdığım, saygı duyduğum, fikirlerimiz uyuşmasa da her konuda dikkate aldığım Sadettin Tantan’ı evinde ziyaret etmeli, özellikle “iç güvenlik alanında” engin bilgi ve deneyiminden yararlanma teklifinde bulunmalıdır...

Cumhur İttifakı, 1. Tur seçimlerde başından sonuna dek terörle PKK ile FETÖ ile birlikte olma çamurunu attı CHP ve Millet İttifakı’na... Kemal Kılıçdaroğlu en güzel yanıtı milletin de anlayacağı şekilde, Tantan’ın yanısıra “Efsane Komutan” olarak bilinen, iki kez birinci derece “Üstün Cesaret ve Feragat Madalyasına”, beş kez “Üstün Birlik Yetiştirme Madalyasına” layık görülmüş emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nu da evinde ziyaret etmeli, teröre karşı görev teklif etmelidir...

Bitmedi; Kılıçdaroğlu milliyetçi camianın ve tabii milletin çok yakından tanıdığı, bildiği, Türk dünyasının çok değer verdiği, siyasi deneyimi ve entelektüel seviyesi yüksek, bir devlet adamı kimliğine sahip Namık Kemal Zeybek’i de evinde ziyaret etmeli, birlikte çalışma teklifi yapmalıdır...

Siyasette en önemli olan, siyasi rakibinin zayıf noktalarıdır. Yukarıda saydığım isimler işte bu zayıf noktaları, söylenen yalanları, milliyetçilik numaralarını millete en iyi anlatacak gerçek milliyetçilerdir!

-Zaman, gerçeklere göre hareket etme ve kazanmaya odaklanma zamanıdır!

Bu da naçizane benim önerim...