Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Cevap oldu mu bilmem, bilemem...

Ey güzel insanlar!..

Bırakın bu Kazaklara övgü düzmeyi...

Çünkü...

Kazakistan’da bir ulus yok...



Kazakistan’da:

Yollar, köprüler, saraylar, meydanlar yapılırken alkışlayan...

Ama...

Demokrasi...

Hukuk...

Bağımsız yargı...

İnan hakları ihlallerinde sesini çıkarmayan bir:

Güruh var...





Kazaklar:

Siyasi baskı gördükleri...

Hukukun temel ilkelerinden vazgeçildiği...

Yargının tek kişiye bağlandığı...

Acayip partizanlık yapılarak...

İnsanların bir bölümü ötekileştirildiği için değil:



Zamlanan doğalgaz nedeniyle...

Ay başında...

Ellerinde daha az para kalacağı için:

Ayaklandı...



Yarın:

Rusya...

Ya da Amerika...

Veya Çin yaparsa:

Yeni sarayları...

Yeni yolları...

Yeni meydanları...



Yarın:

Çin...

Rusya...

Veya Amerika:

Doyurursa karınlarını...



Düne kadar:

Demokrasiden nefret eden...

Yargıyı midesinden esir almış...

“İnsan hakları” denildiğinde aval aval bakan başkanlarını...

Nasıl taç ettiyseler başlarına...



İşgal edildiklerinde:

Yeni efendilerini de öyle:

Taç edeceklerdir:

Başlarına...



Günlerdir:

Kazaklara neden destek vermediğimi soranlara cevap oldu mu:

Bilmem, bilemem...

VAY ANASINI!..


Rahmetli babacığım beklenenin olduğu konularda hayret edenlere:

“Ne o be ya” derdi güzelim Kırklareli şivesiyle. “Odunlukta balta mı buldun?..”.



Rahmetli Ferhan Şensoy ise...

Aptallıkları sadece dört kelimeyle...

Ve...

Ne güzel anlatırdı:

“Vay anasını sayın seyirciler...”.





Canlarım...

Kazakistan’da olup bitenlere şaşıranları...

“Gördünüz mü Kazakları, doğalgaza zam gelince nasıl da ayaklandılar” diyenleri...

Kazak halkına (Sanki varmış gibi) övgü yazanları okudukça...

Rahmetli babacığım ve Ferhan geliyor aklıma...

YÜZ VERDİK DAYIYA...


Duyarsız bir başbakana:

Hem kişisel...

Hem toplumsal sorunlarını haykıran bir yurttaşa...

Protesto edilen başbakan:

“Ananı da al git, nankör bunlar” dediğinde susanlar...



Aynı başbakana:

“G.tünün kılı olayım” diyenlere:

Saygı duyulmasını...

Müşfik davranılmasını istiyorsa eğer...

O ülkede demokrasiyi:

Ayakta tutamazsınız...



Kişisel ve toplumsal hakkını arayan yurttaşa değil...

Başbakanın g.tünde kıl olmayı arzulayan yandaşa:

Nezaket gösterirseniz...

Tepenize çıkar...



Ne güzeldir o halk deyimi:

“Yüz verdik dayıya, geldi s.çtı halıya...”

ABSÜRTTEN DE ÖTE...


Duydunuz mu?..

“Stokçuluk” yapanlara...

2 milyon liraya kadar para cezası...

TBMM’de kabul edilerek:

Kanunlaştı...



Bir yandan ve hemen her gün:

“Piyasa ekonomisinden dönüş yok” palavrası...

Diğer yanda...

Piyasa ekonomisinin vazgeçilmezi spekülatörlüğe...

Bizdeki deyişiyle stokçuluğa:

Para cezası...



Böyle olur çelebi...

Bizde “pazar ekonomisi...”.

YURTTAŞ VE YANDAŞ...


Selim Kotil:

100 dolar bozdururken nüfus kaydını vereceksin...

20 Aralık günü milyar dolar bozduranları bilemeyeceksin...

Demokratik krallık...”.





Bu cümleyi kuran kişi yurttaştır...

Bu cümleye bakıp hakaret eden kişi...

Bencil hesapçı bir:

Yandaştır...

AZİZ NESİN’İ SAYGIYLA ANIYORUM...


Alman psikolog ve psikanalist Arno Gruen:

“Normalliğin Deliliği” adlı kitabında...

İnsanların kötü oldukları için değil...

Algılama bozuklukları olduğu için:

“Yıkıcı, öfkeli, kavgacı, savaşçı” olduklarına dikkat çeker...





“Gerçek dünyada insanî değerlerin kayboluşuna katlanamayanlara deli gözüyle bakılırken, ahlâksız olanlar normal insan olarak kabul görür” dedikten sonra...

Hüküm cümlesini kurar:

“İktidara yetkin gördüğümüz kişiler ve geleceğimiz adına karar verenler de onlardır...”.



Türkiye...

Arno Gruen’in yaklaşık 80-90 yıl önce tahlil ettiği...

Almanlara benzeyen seçmenlerin çoğunlukta olduğu:

Bir ülke...



Bu düşüncem...

Türk ulusuna hakaret değil...

Aziz Nesin’in yıllar önce yaptığı gibi:

Durum tespiti...

SUSMA HAKKIMI KULLANIYORUM...


Piyasa ekonomisinin diğer iki adı:

Risk ekonomisi...

Ve...

Rekabet ekonomisidir...



Spekülatörlük:

“Risk” boyutunu gösterir...

Özgür yarış ise:

Haklı rekabeti...



Yandaş müteahhitlere:

Sıfır riskli...

Gelir garantili...

Yarışmasız:

Köprü...

Otoban...

Hastane yaptıran kafa...

Gelirini ve sermayesini riske atan gerçek piyasa ekonomisi aktörünü:

Cezalandırıyor...



Bir şey söyleyeceğim ama...

“Hakaret etti” diyerek yine savcılıklara koşacaklar...

O nedenle: Susma hakkımı kullanıyorum...