Dün bu köşede “İftira atıyor” başlığı altında yayımlanan yazımda şöyle dedim:

Özgür Özel büyük ihtimalle silahlı saldırıya uğramamıştır...”.

Ve sonra şöyle devam ettim:

“Ama...

Gazetecinin en değerli görevlerinden biri:

‘Şüphe etmektir...’.”

Benzer cümleleri Youtube kanalımda ve X hesabımda da paylaştım...

Sayıları 5 veya 6’yı geçmeyecek kişi:

“Cevap ver ey KK yağcısı pislik FETÖ’cü, ÖÖ’i neden istemiyorsun?.. ÖÖ’den özür dilemezsen seni takipten vazgeçiyorum” mealinde hakaretler savurdular....

Doğru söz yemin ve şahit gerektirmediği için...

Suçlamaları kabul etmediğimi anlatmak amacıyla yemin etmeyecek...

Şahit göstermeyeceğim...

Kimsenin yağcısı olmadığım gibi...

Kimsenin müzmin muhalifi de değilim...

Erdoğan’ın, bakanlarının ve yağdanlıklarının bir zamanlar:

Yere göğe sığdıramadıkları...

Okyanus aşıp elini öptükleri...

Bugün ise:

FETÖ/Terör Örgütü” olarak tanımladıkları cemaati eleştirdiğim...

“Cemaat Holding” adını taktığım için web’de uğradığım saldırıları hatırlayanların sayısı çoktur...

Bu yazıyı ise...

“Takipten çıkacağım” diyenlere değil...

Rahmetli iş insanımız Vehbi Koç’tan bizzat öğrendiğim:

“Bir olayın şüyuu vukuundan beterdir” tavsiyesini uygulamak için yazdım...

Yani bu yazdıklarım...

Beni anlamamakta ısrarlı ve kararlı 5-6 kişiye değil...

On binlerce KORKUSUZ okuru...

280,000’den fazla X...

347,000’den fazla Youtube takipçime...

Açıklama yapmak içindir...

GÜNÜN SÖZÜ

“İktidarlar halklar arasında var olan barışı bilerek bozarlar...”.

Leo Tolstoy

SONUÇ: SEFALET...

Atalarımızın biri şöyle demiş:

“Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu...”.

Günümüze uyarlarsam şöyle derim:

Söyle bana fenomenini, siyasetçini...

Söyleyeyim sana hangi bataklıkta gezindiğini...

Yani canlarım:

Vasıfsız...

Hemen tamamı vasat altı yaşayan...

Daha bilgili...

Daha eğitimli...

Daha dürüst...

Ve...

Daha iyi bir insan olmayı değil...

Daha çok para...

Daha çok mevki ve makam kazanmayı amaçlayan:

Milyonlarca seçmen...

Nasıl zengin olduklarını bilmediği veya...

Yasadışı yollardan kazandığını bilse de ayıplamadığı o kişilerden:

Daha varlıklı olamayacaksa:

Onlardan pay kapmayı...

Onlardan daha muktedir olamayacaksa...

Onların iktidarından nemalanmayı...

Ve...

Bu kirli amaçlarına erişebilmek için...

Her türlü gayri meşru aracı kullanmayı:

Göze alabilen...

Ve hatta...

Cinayet bile işleyebilen seçmen...

Sonuç?..

Azgelişmişlik...

Sonuç?..

Sefalet...

ZEVK ALMAK...

Çok genç ve güzel bir kadın eczaneye girip bir parfüm aldı...

Parayı uzattı...

Eczacı parayı bir cihazın altına uzattı...

Bazı ışıklar yandı söndü:

“Bu parayı alamam hanımefendi” dedi, “Çünkü sahte...”.

“Eyvah!” diye haykırdı genç ve güzel kadın, “Desenize ben tecavüze uğradım...”.

Az gelişmiş ülke insanlarının geneli ise:

Tecavüze uğradıklarını bilirler...

Ancak...

Onlar bu tecavüzden zevk alırlar...

GARİP BİR SORU

Ey güzel insanlar!..

Dilan Polat ve pek çok benzeri yurttaş:

“At şişeyi dön köşeyi” ilkesizliğiyle yetişti ya da yetiştirildi...

Ekranda yayınlanan ödüllü yarışmalarda, cevap veremeyince para kazanamayacağını anlayan...

Ve...

Yarışmayı sunan kişiye:

“Bu paraya çok ihtiyacım var n’olur yardım edin” diye yalvaran, acınası seçmenler ülkesi haline geldik...

Ve işte bu seçmenler...

Gerçek sorunlarını gündeme getirenlerin...

Özgürlük hakkını kullanarak yaptığı konuşmayla tehlikeye dikkat çekenlerin...

Ve sadece doğru söylediği için tutuklananların değil...

40 yıl hapis cezası talebiyle yargılandığı halde tahliye edilen Dilan Polat’ların yanında duruyor...

Meselâ...

Dilan Polat’ın tahliye edildiği gün...

Takipçi sayısının bir günde:

6 milyondan, 6 milyon beş yüz bine çıktığını biliyor muydunuz?..

Peki...

Dilruba’nın takipçi sayısında artış var mı?..

Garip bir soru değil mi?..

VİCDANINIZI KONTROL ETTİRİN

Bence insanın dini:

Adalet olmalı...

Yani din:

Ne merhameti önermeli...

Ne nefreti...

Adaleti olanın nefreti de merhameti olmaz...

Çünkü...

Adalet varsa...

O kişinin zihninde:

Nefret ve merhamete yer kalmaz...

Merhameti ve nefreti olanın ise:

Adaleti olmaz...

Merhamet ve nefret:

Zihinden uzaktır...

Kalpte oluşur...

Adalet ise beyinde...

Yani:

Hak verme duygusunun yüceliğini anlatan:

Vicdanda oluşur...

Âdil olmak...

Her şeyin yolunda gitmesini sağlar...

Merhamet ve nefret ise:

Adaletsizlik doğurabilir...

Hangi partiden...

Hangi ideolojiden olursanız olun...

Eğer...

Milyonlarca emeklinin ve asgari ücretle yaşamını sürdürmeye çalışan nüfus sayısının...

Ülke nüfusunun yarısından fazlasını oluşturduğu bu ülkenin:

Doğru ve sağlıklı yönetildiğine:

İnanıyorsanız...

Vicdanınızın olup olmadığını:

Kontrol ettirin...