Son günlerde futbol camiasında cesaret salgını başladı. Yıllardır TFF’nin, siyasetin oyuncağı haline gelmesini görmezden gelenlerin alayının aklına birden bire gazetecilik yapmak geldi. Bizi yıllardır, “Siyaset futboldan elini çekmeli” dediğimiz için hedefe koyanların, ötekileştirenlerin, geç de olsa bizimle aynı noktaya gelmesi, her şeye rağmen mutlu ediyor. Ancak biz bunları sorgularken ne arkamızda kimin olduğuna baktık ne de birilerinin bizi işaret etmesini bekledik. TFF gibi devlet temsili yapan bir kurumun duruşunun bozulmasını sadece millet adına irdeledik. İstanbul halkının paralarıyla kurulan ve bugünlere gelen İBB Spor’un futbol şubesinin el altından, hesapsız, kitapsız şekilde Göksel Gümüşdağ ve arkadaşlarına satılmasını görmezden gelenlerin bugün Trabzonspor ile şampiyonluk rekabetinin ortaya çıkmasıyla bu işleri sorgulamasının millet için olduğuna nedense inanasım gelmiyor. Ama ne olursa olsun siyasetin desteği ile milletin kurumunun oyuncak edilmesinin sorgulanmasından dolayı mutluyum.
Galatasaray ve siyasetTFF’nin içindeki yapının sorgulanması için nasıl ki Trabzonspor, Başakşehir arasında şampiyonluk rekabeti beklendiyse Galatasaray’da da aynı zihniyetin farklı versiyonunu yaşıyoruz. Galatasaray’ın hakkını yiyenler siyasete yakın isimler olunca ortada gözükmeyen 2. Başkan Abdurrahim Albayrak ve Başkan Yardımcısı Yusuf Günay’ın camianın içine gelince konuşmaktan çekinmemeleri dikkat çekiyor. Siyasetin sevdikleri arasında yer alan Rizespor Başkanı Hasan Kartal’a tek kelime edemeyen iki yönetici camia içine gelince esip gürlüyor. Siyasetin adamlarına gelince susup Galatasaray camiasının içerisine gelince aslan kesilirseniz bunun adı adamına göre cesaret olur. Hak yiyen siyasetin adamı olsa da camia içindeki olsa da aynı tepkiyi verirsen dik duruşlu olursun.
