Korkusuz

Cesaret işi!

Cesaret işi!
Bugün yeni yılın ilk günü.

Yani bayram.

“Neşe doluyor insan” demek isterdim ama olmuyor.

En az beş yıldır “Karanlığın da karanlığı var” diyorum.

Son bir yıldır ‘konuşmanın ötesinde bir şeyler yapması için’ muhalefete yönelik “Bunlar iyi günleriniz” diye uyarıp duruyorum.

Keşke yapabilseydim ama Polyanacılık oynamanın bir anlamı yok.

Her zaman ve her yerde akıl gerek.

2020 son 10 yılın belki de en berbat olanıydı.

Korona, koronaya bağlı yaşanan türlü türlü acılar ve toplumun tüm kesimlerini bunalıma sürükleyen iktidarın kendi bildiğini okuma inadı...

Ülke içinde ve dışında.

“Vazgeçmek ya da geri adım atmak yok”!

Sivil toplum örgütlerini ve dernek statüsündeki tüm oluşumları hedef alan yasal düzenleme bunun en son değil ama son kanıtıdır.

İktidar üye sayısı 11 milyon civarında olan 115 bin derneğin faaliyetinden rahatsız.

Yakında her yer ve her şey kayyumlarla yönetilir hale gelecek.

Tarikatların dernek benzeri oluşumlarına dokunulmayacak.

Onlar iktidarın “gözbebeği”.

Sırada muhalif medyaya son darbeyi indirmek için düzenlemeler var.

İklim ve çevre sorunları, kuraklık ve susuzluk, işsizlik ve yoksulluk ve toplumun cinnet hali kimin umurunda!

İktidar; toplumu çökertmenin peşinde.

İktidar; umut ve yaşama dair her şeyden nefret ediyor.

Her alanda kötü giden gidişata “dur” deme cesaret ve becerisinden korkuyor.

Umut cesaretin yarısıdır.

Karanlığın her yeri kapladığı zamanlarda Akdeniz ya da Ege’nin soğuk sularında umuda yelken açan cesur insanları hayal edin Afganistan, Pakistan ve İran dağlarını aşarak Ege’nin sahillerine ulaşabilenleri.

Afrika çöllerini geçerek Libya sahillerine varabilenleri.

Suriye savaşından kaçarak Avrupa’ya gitmek için her şeyi göze alanları.

Gecelerin zifiri karanlığında bu zavallıları taşıyan plastik botları, her tarafı dökülmüş tekneleri ya da sandalları.

Dalgalar ortasında ölümü göze almış yüzme bilmeyen kadınları, çocukları ve her yaşta insanları.

Batan teknelerden sağ kurtulan anne ya da babaların denizin ortasında kaybolan çocuklarını buz gibi sularda saatlerce aramasını.

Yunan adalarına ordan da Avrupa ülkelerine varabilenlerden çok sayıda acılı hikaye dinledim.

Tek bir nedeni var:

İNSANCA YAŞAMA UMUDU.

Cesaret ister.

Tekrarlanan İstanbul seçimlerinde olduğu gibi.

2021 sürprizler yılı olacak.

AKP dış politikada çok sıkıştı.

Öyle olmasaydı şimdiye dek düşman bellediği Suudi Arabistan, İsrail ve Mısır’a “mavi boncuk” dağıtmaya kalkışmazdı.

ABD ve AB’ye çelişkili mesajlar göndermezdi.

Libya ve Suriye’de macera peşinde koşmaktan vazgeçerdi.

Hevesler saplantıya dönüştü.

“Dünya lideri biziz herkes bizden korksun”!

Adı üzerinde “saplantı”.

Kurtulmanın tek bir yolu var:

“Evet benim saplantım var” itirafı.

Alkolik olanlarda olduğu gibi.

Kolay değil ama cesaret ister.

Yılar önce alkol sorunundan kurtulması için bir arkadaşımı hastaneye yatırmıştım ama ertesi gece hastaneden kaçmıştı.

Yıllar sonra oturup kendi kendine alkolü bıraktı.

Nasıl becerdin diye sorduğumda:

“Bir gece karşımda duran rakı şişesine bakarak ‘Boşuna bana öyle bakma. Karar verdim senden kurtulmaya’ dedim ve başardım”.

Cesaret ve inatla.

Mültecilerin dramından alkolü yenen arkadaşıma dek herkesin bildiği ya da yaşadığı onlarca hikaye vardır.

2021 hepsine bir anlam kazandırabilir.

2020’nin bittiği yerden devamla elbette işler kolay kolay düzelmeyecek.

Korona sonrası dünya asla öncesi gibi olmayacak.

Olmayacak ama koronaya direnen ve umudunu hiçbir zaman yitirmeyenler 2021’de çok daha güçlü olacak.

Her yerde ama özellikle AKP’nin perişan ettiği Türkiye’de.

İnsanlar direnecek, yaşama umudunu yükseltecek ve kazanacak.

Cesaretle.

Belalardan kurtulmak ve mutlu olmanın tek ve son çaresi.

Bir düşünün!

2021’de aydın kalmak için değer.