Cem Uzan ile Afyon seyahatini Dünden Bugüne Tercüman Gazetesi adına takip ediyordum.
Öğlen yemeğini, ünlü Afyon İkbal Restoran’ın üst katında yiyorduk.
Cem Uzan da bir medya patronu olduğu halde masada, benden başka gazeteci (kendi televizyon ve gazetesinden bile) yoktu...
“Siyasi olmayan ama siyasetle ilgili bir konuda bazı şeyler söyleyebilir miyim?” diye sordum.
“Tabii lütfen” dedi...

★
Bir hafta önce Ankara’da olduğumu...
EPD Başkanı Yusuf Günay’la gazetem adına bir söyleşi yaptığımı...
Uzan’ın yurt içi gezilerinden gözlemlerimi Tercüman’da anlatan yazılarımdan, Genç Parti Genel Başkanı ile yakın olduğumu düşündüğünü...
Bu konuda yanılmıyorsa, bana söylediklerini Uzan’a aktarmamı rica ettiğini söyledim...
Ve dedim ki:
“Daha fazla direnirseniz bakanlık, ÇEAŞ ve KEPEZ’e el koyacak...”.
★
Cem Uzan’ın, nereye gelip el koymaları gerektiğini anlatan vecizesini burada sizlerle paylaşmayacağım çünkü “Bik Bik” eden bir kurum var...
SÖYLEDİKLERİMİ CİDDİYE ALMADIĞINI ANLAYINCA...
Cem Uzan’a iktidarın çok güçlü olduğunu...
Hukuk devleti kavramını tanımadığını söylediğimde:
“Abartıyorsunuz” demişti...
★
Söylediklerimi ciddiye almadığını anlayınca şunları söyledim:
“Muhalefetsiz bir demokrasiye doğru hızla gittiğimizi görmüyor olamazsınız...
Türkiye, en Müslüman geçinen bir iktidar döneminde, hızla, en az Müslüman olunacak bir sürece doğru sürükleniyor...
Müslümanlık; İslamî değerlere önem veren hatta inançlarına uygun giyinebilmek için zaman zaman ekonomik kriz çıkmasını bile göze alabilen bir iktidar tarafından, giderek Türkiye normlarının dışına çıkarılıyor...
Yani bildik Türkiye tarzı İslam’a yeni misyonlar yüklenmeye ve bir model yaratılmaya çalışılıyor...”.
★
Bu konuşmamızdan iki gün sonra iktidar, ÇEAŞ ve Kepez’e el koydu...
UZAN’IN KEYFİNİ KAÇIRMIŞTIM AMA...
“İktidar ÇEAŞ ve Kepez’e el koyacak” deyişime çok kızan ve nereye el konulması gerektiğini çakmak çakmak mavi gözlerinden öfkeler saçarak anlatan Cem’i uyarmaya devam ettim:
“Eğer Günday’ın dediği gibi yaparlar, ÇEAŞ ve Kepez’e el koyarlarsa bilin ki oradan bankalarınızı, sonra da medyanızı alacaklar... Partinizdeki bu gelişmeye seyirci kalacaklarını zannetmeyin ve unutmayın ki bu iktidar çok acımasız...”
★
Cem Uzan okkalı bir küfür daha savurdu...
Söylediklerime inanmak istemiyordu...
Ama keyfi de kaçmıştı...
Oysa benim amacım onun mutluluğunu bozmak, huzurunu kaçırmak değildi...
MAHKEMELER UZAN’LARIN TALEPLERİNİ REDDETTİ...
Cem, anlattıklarımın hiçbirine inanmamıştı...
Ancak...
“Sadece bu kadar değil... Ailenizin Ilısu Barajı’nı yapmasını istemiyorlar... Size bu barajı yaptırmazlar, yaptırmayacaklar... O barajı yapmanız demek elektrik enerjisi piyasasını derinden etkilemeniz demektir... Buna izin vermezler...” dediğimde sakin bir ses tonuyla cevap verdi:
“İngilizler de nedense bu desteklerini birden çekiverdiler...”

★
Ve canlarım...
Ben haklı çıktım...
Uzan Grubu mağdur edildi...
Yeni yasanın, Uzan Grubu’na uygulanmaması gerektiği halde uygulandı...
Uzan’lar hangi mahkemeye gittiyse talepleri reddedildi...
Uzan imparatorluğu çökertildi...
★
Ve Türkiye...
Siyasi alternatifi olmayan tek adam rejimine doğru koşar adım ilerledi...
★
Peki...
2005’te, “Çillerli Yıllarım” adıyla yayımlanan kitabımda da anlattıklarımı...
Şimdi niye mi hatırlatıyorum?..
Gerekçem; “MUHALEFETİN ADAY GÖSTERECEĞİ YENİ CUMHURBAŞKANI YETER Kİ ERDOĞAN’IN YETKİLERİNE SAHİP OLSUN...” başlığı altında yayımlanan yazım...
MUHALEFETİN ADAY GÖSTERECEĞİ YENİ CUMHURBAŞKANI YETER Kİ ERDOĞAN’IN YETKİLERİNE SAHİP OLSUN...
Canlarım...
Mevcut cumhurbaşkanlığı sisteminin neden bir dönem daha devam etmesi gerektiğini söyleyeyim
★
AYM ve AİHM kararlarını uygulamayan...
Kanunları geriye doğru da yürüten mevcut iktidar muhalefete düştüğünde...
Kararlı, yürekli ve halkın çıkarlarını koruyan bir cumhurbaşkanı bugünkü cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullanırsa bütün sorunları çözer...
★
Gelir garantili şirketlerle yapılan sözleşmeleri yeni bir yasayla iptal eder...
İngiltere mahkemelerinden gelecek kararı da uygulamaz...
★
“Erdoğan ve AKP ortalığı toz dumana katar...” mı diyorsunuz?..
Katar katar ama...
Bugünkü muhalefetin kattığı kadar ancak katar...