Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Canlarım, dostlarım, arkadaşlarım...

15 Ekim 1993’te geçirdiğim kalp krizi sonrası yapılan anjiyoda:

2 damarımın tam tıkalı olduğu anlaşılınca...

5 Mart 1994’te iki damarıma by pass yapıldı...



28 yıl...

“Hayr-ül umuri evsatuha” tarzı bir hayat yaşadım...

Ancak...

Son zamanlarda...

Bilhassa yemeklerden sonra yaptığım yürüyüşlerde...

Zaman zaman gelen göğüs ağrıları...

Yaşam kalitemi:

Düşürmeye başladı...



23 Kasım günü kardiyolog doktorum Turgay Burucu’dan randevu alıp kontrole gittim...

Tahlillerim ve eko sonucunu analiz eden değerli doktorum Turgay:

“Hemen anjiyo” dedi...

Gerekçesini ise şöyle açıkladı:

“Üzerinden 28 yıl geçmiş by pass... Bacağından alınan damarın ömrü 10, göğüsten alınan damarın ömrü ise 20 yıldır ve ikisinde de sorun yaşıyor olabilirsin...”.



Anjiyo için bir kardiyolog meslektaşı Dr. Hüseyin Doğan’ı tavsiye etti...

Mobil telefon numarasını verdi...

Dr. Doğan’la yaptığımız telefon görüşmesinde:

24 Ekim Perşembe günü için randevulaştık...





Sevgilimle perşembe sabahı erken evimizden çıkıp:

Bodrum’a gittik...

Ve...

Operasyon...

Ve...

Tek damar stent uygulaması yapıldı...



Şu anda klavyemin başında...

Perşembe günü öncesine göre çok çok daha iyiyim...

Çok çok daha sağlıklıyım...

Ve çok daha yüksek moralliyim...



Bodrum Acıbadem harika bir hastane...

Kardiyolog Dr. Hüseyin Doğan ve ekibi başta olmak üzere...

Tüm bakım çalışanları...

Tüm hizmetliler...

Mükemmel...

Ancak...



Bir de...

Operasyon öncesi...

Ve...

Taburcu olurken yaşadıklarımı anlatmalıyım...

Ki...

Bu mükemmel sağlık kurumuna giderseniz: Tedbirli olun...

Amman ha dikkat


Canlarım...

Faturayı görünce stentim yerinden oynamadı...

Zira:

Yapabileceğim hiçbir şey yoktu...



Önüme uzatılan faturayı ödedim...

Ödemeyi yaptıktan sonra:

Neden bir gün önceki sözleşmeden çok farklı ve yüksek bir rakam çıktığını sordum...



Cevap:

“Siz yanılıyorsunuz, bu fiyat size imzalatılan sözleşmeyle aynı fiyat” oldu...



Az daha kafayı yiyecektim ama:

Böyle durumlarda itidalli olmayı...

Tahammül etmeyi öğrendiğim için sakin bir şekilde:

Sözleşmeyi istedim...

“Tabii” dediler...

Ve fakat...

Bir süre beklememe rağmen imzaladığım sözleşmeyi getiremediler(!)...



Bir an önce evimize dönmek istediğimi söyledim...

Sözleşmenin örneğini:

Elektronik postayla ya da WhatsApp aracılığıyla iletmelerini rica ettim...

Bu yazıyı yazmakta olduğum şu ana kadar sözleşmenin bir sureti halen gelmedi...



Canlarım...

Faturayla ilgili bu hayal kırıklığıma rağmen bir kez daha belirtmeliyim ki:

Hastaneler konusunda (O kadar çok günler geçirdim ki hastanelerde) çok deneyimli biri olarak söylüyorum:



Acıbadem Bodrum harika bir hastane...

Anjiyo yapıp stent uygulayan Kardiyolog Dr. Hüseyin Doğan, süper...

İşinin ehli...



Operasyon öncesi ve sonrası her türlü hizmet ve bakım şahane...

Ama siz siz olun...

Bu güzel imkânlardan faydalanmadan önce...

İmzaladığınız sözleşmeden bir nüsha mutlaka isteyin...

Hatta...



Fiyat konusunda size söylenenleri...

Görevliden izin alarak: Cep telefonunuza kaydedin...






NOT:

Anjiyo sırasındaki işlemlerin yapıldığı kalp ve damar çizimini paylaşıyorum...

Çünkü:

Bilin istiyorum.

Kalp, insanın en güçlü organı...

Önemli olan: Ona gereken özeni göstermek canlarım...

Lütfen kalbinizle ilgili bir sıkıntınız varsa:

Hemen anjiyo çektirin...

Herkesi vurur


Bay NN’den (Nureddin Nebati) faiz kararı sonrası bankalara çağrı:

“Piyasa faizlerinin de tek hanelere inmesini bekliyoruz...”.





Bence: Çok bekler...

Çünkü...



Dünyanın hiçbir bankacısı...

Yıllık %86 resmî enflasyon yaşanan bir ekonomide...

Yıllık enflasyonun onda biri oranında faizle kredi vermez: Veremez...



Verirse ne olur?..

Batar...



Ve işte o zaman...

Akademik tabiriyle...

Gerçek

Kriz başlar...

Ve:

Herkesi vurur...

Stentim yerinden fırlayabilirdi


Canlarım...

Operasyona girmeden önce...

Bir sözleşme imzaladım...

Ancak...

Sözleşmeyi imzalamadan evvel: Fiyat listesini istedim ve inceledim...



Listede...

Kasıktan girilen anjiyonun fiyatı:

4.000 lira...

Bilekten girilen anjiyonun fiyatı ise:

6.000 lira idi...



28 yıl önce kasık anjiyosunda 6 saat kıpırdamadan yatmak çok canımı sıktığı için:

“Lütfen bilek anjiyosu” olsun dediğimde:

“Ona doktorunuzla birlikte karar vereceksiniz” denildi...



Stent ve anjiyo sürecindeki sarf malzemelerinin fiyatı ayrıca:

6.000 lira idi...

“Sadece bir tane ya da ikiden fazla stent uygulaması olursa ne olacak?” soruma:

“Tek stent olursa ikinci stent fiyatı düşülecek, iki veya daha çok stent takılırsa stent fiyatı ve anjiyo süreci uzaması nedeniyle fiyat artacak” denildi...

Sözleşmeyi imzaladım...



Harika bir operasyon...

Mükemmel bir operasyon sonrası bakımını takiben...

Taburcu olurken önüme uzatılan fatura:

Stentimi yerinden fırlatabilirdi(!)...

Çalabilirler


Bütün dünyanın bizi kıskandığı yalanına inanan:

Vasat altı seçmen...

Bir şeye daha inanıyor:

Lozan Antlaşması’nın 29 Ekim 2023’te biteceğine...

Ve...



Yer altı...

Yer üstü...

Bütün kaynaklarımızın:

99 yıldır bize ait değilmiş gibi:

Ülkemize iade edileceğine...



Lozan’da ne olduğunu bilmeyen...

Merak da etmeyen...

Sadece: Peşine takıldığı politik yalanın doğru olduğunu zanneden bir:

Seçmen yığını...



Neden böyle?..

Sebebini söylersem...

Bir kez daha yargılanır...

Daha önce aynı konudaki fikrimi söylediğim için aldığım 6 aylık hapis cezası:

İkiye katlanır...



Ancak...

Sizlerle şu diyalogu paylaşayım:

Anlayın...



Bir T.C. vatandaşı...

Iraklı kitapçıya...

Sokakta bıraktığı kitapları gösterip sordu:

“Çalmazlar mı?..”.

Iraklı kitapçı gülümsedi...

“Hırsızlar okumaz, okuyanlar da çalmaz...”.



Ey kitap satıcısı güzel yurttaşım...

Sen yine de kitaplarını:

Açıkta bırakma...



Okumak için değil...

Satmak için: Çalabilirler...

Cesaret edemesinler


Olmayan İstanbul Kanalı’nın...

Olmayacak inşaatlarının:

Arsaları satılıyor.





Parayı veren:

Arsayı çalıyor...

Pardon...

Alıyor...

Ve...

Yanında bir de bonus olarak:

Vatandaşlık veriliyor!..



Siz zaten bu asil devletin vatandaşı olduğunuz...

Büyük ihtimalle: Bol değil dar gelirli olduğunuz için...

O arsalardan satın alamayacaksınız...



Peki ne yapacaksınız?..

Kendi ülkenizde size:

“Parya” muamelesi çekenleri...

Seçim sandıklarında cezalandıracaksınız...

Ki:

Sizin olanı bir daha...

Sizden çalmaya:

Cesaret edemesinler...

Sizce kim deli?


Diyelim ki...

Bir bankanın en tepe yöneticisisiniz...

Yurtdışından borçlanmak istediniz...

Ödeyeceğiniz yıllık faiz oranı:

%10



Yurtiçinde ise milli paranızın politika faizi:

% 9...



Rezerv paralarla borçlanabileceğiniz ülkelerde...

Yıllık enflasyon tek haneli...

Türkiye’de ise enflasyon:

3 haneli olmak üzere...



Rezerv para ile borç alacağınız ülkede enflasyon:

Tek haneli...

Ve...

Politika faizi ise...

Yıllık enflasyon oranının ikide biri...



Türkiye’de ise politika faizi...

Yıllık enflasyon oranının: Onda biri...



Şimdi soru şu:

Tek haneli enflasyon yaşayan...

Politika faizi...

Yıllık enflasyonun ikide biri olan ülkeleri yöneten...

Siyasi ve bürokratik kadrolar mı: Deli...



Yoksa...

Politika faizi...

Yıllık enflasyon oranının: Onda biri olan bizim ekonomimizi:

Yönetenler mi?..