Ülke futbolumuz mizahi yapısıyla öne çıkıyor. Bir kulüp başkanının büyük başkan seviyesine ulaşması ya da istifaya davet edilmesi arasındaki değişiklik 15 dakikada gerçekleşebiliyor.

Futbolu transferden ibaret sayan; taktik, sistem üzerine çok fazla fikir konuşma gereği duymayan bir topluluğuz. Medya mensupları olarak bizler zaten transfer olsun reyting gelsin diye konuşulması gereken asıl konuları konuşmuyoruz bile! Kulüpler borçlarını nasıl öder, altyapıdaki çocukların imkanları nasıl düzeltilir; bunlar bizim için önem arz eden konular değil!

Galatasaray yönetimi, Osimhen gibi büyük bir golcüyü transfer ederek üzerindeki karaborsa, Şampiyonlar Ligi’nden elenme gibi bütün baskıları üzerinden attı. Daha önce karaborsa iddiaları hakkında savcılık başvurusu yapan Başkan Dursun Özbek, Osimhen transferinin sabahında üzerindeki bütün yorgunluğu, gerginliği bir kenara atarak “Sütte leke var bizde yok” dedi.

Kendilerini yolsuzlukla suçlayan kulüp üyeleri bile Osimhen transferi sonrası eleştirilerinde kontrollü davranmaya başladı. Futboldaki ve siyasetteki anlık gelişmeler sonucunda oluşan mahalle baskısı, asıl konuşulması gereken konuları yok saydırıyor. Skandal iddialar varmış, borç varmış, projeler söz verilen şekilde işleme konamamış kimin umurunda ki... Yıldız transfer geldiyse yöneticiler kahraman, başkanlar büyüktür! Benim gibi bunu söyleyenler, konuşanlar da sosyal medya dahil her yerde linç edilip, kötü adam olurlar.

Bu yazı, Osimhen gibi büyük bir golcünün transferine çamur atmak için yazılmamıştır; onu da belirtelim...