Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Bugünün Türkiye’si o Türkiye mi?

Sadece Batı değil...

Zengin Müslüman Arap ülkeleri de Türkiye’ye...

Türkiye ekonomisini ayağa kaldıracak borç vermezler...

Tıpkı...

Aynı masada oynayan kumarbazların...

Aynı masada oynayan babası bile olsa:

Oyuna devam etmesi için...

Kendi önündeki paradan vermeyeceği gibi...





Kumarda, ticarette ve uluslararası ilişkilerde:

Dostluk, akrabalık, arkadaşlık, yakınlık geçmez...

Fatih Sultan Mehmet, damatları olduğu Karaman Beyliği’ne savaş açtı...

Ve...

“Türk kimlikli” tek Devleti yıktı...

Kendi topraklarına kattı...



Demek istemem o ki canlarım...

Ülkeler ya da finans kuruluşları bir şirkete ya da Devlet’e borç verirken:

İyi yönetilip yönetilmediğine değil...

Güvenilir olup olmadığına...

Borcunu ödeyebilme alışkanlığına göre borç verir...



Uluslararası iktisadî ilişkilerde...

En kötü yönetilen ekonomiye bile...

Eğer...

Devletin kurumlarında:

Hukukun üstünlüğü ilkesine sadakat varsa...

Demokrasisi gelişmiş...

Yargısı bağımsız...

Hükümeti güvenilirse:

Yatırım da yapılır...

Borç da verilir...



Kaldı ki...

Devletler iflâs etmez...

En kötü yönetilen devlet bile...

Borçlarını öder...



Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin:

“Siyasi Mirasçısı” olmadığı halde...

Aynı halkla yoluna devam ettiği için:

Osmanlı’dan kalan borçları bile:

Ödediğini tüm dünya bilir...

Ancak...





Bugünün Türkiye’si...

Osmanlı’nın, 1873’te çıkardığı 100 yıl vadeli tahvil borçlarının en sonuncusunu:

1973’te ödeyen T.C. değil...



Günümüz Türkiye’si:

Verdiği sözleri tutmayan...

Dün hakaret ettiği bir devlet başkanıyla birkaç gün sonra sarmaş dolaş olan...

Yarın değil...

Öğlende ne yapacağı belli olmayan bir iktidar tarafından yönetiliyor...

Günün sözü


“İhtiyaçların pençesinde kıvranan insan, özgür insan değildir”

Franklin D. Roosevelt

Canımı alsın


Araplar neden borç vermez?...

Çünkü...

Bu haldeki Türkiye’ye borç verirlerse...

Tahsil edemeyeceklerini bilirler...

O nedenle...

Borç vermek yerine...

“Ortak yatırım” adı altında...

Mafya usulüyle...

Varlık Fonu şirketlerine çökecekler...



Bilindiği gibi...

Varlık satışına karşı değilim...

Ben:

Satışı yapan politikacı ve bürokratların bencil hesaplarına...

Kendi çıkarları için halkın çıkarlarını çarçur etmelerine karşıyım...



Erdoğan bu defa...

O varlıkların gerçek sahibi millet adına ve millet lehine karar versin...

Gelsin benim canımı alsın...

İyi ki yok




Erdoğan’ın Müslüman Arap ülkelerinin devlet başkanlarını ziyaretiyle ilgili:

İktidara destek veren medyada yer alan haberleri lütfen:

“Şu kadar milyar dolar borç buldu” diye yorumlamayın...



“BAE ile imzalanan 50.7 milyar dolarlık anlaşma” da keza “borç verme/alma” anlaşması değil...

Yani:

Ortada alınmış...

Ya da:

Alınacak para (Borç) yok...



Bence:

İyi ki de yok...

Çünkü...

Yeteri kadar borcumuz var...

O nedenle...

Bize borç değil...

Öncelikle ve acil olarak:

Yüksek teknolojili yatırım yapacak yatırımcı ülke lâzım...

Taşındık mı ne?




SÖZCÜ.COM.TR’de yayımlanan haber şöyle:

“Tıp dünyası şaşkın:

ABD’de yaşayan bir adam, kendisine sadece dokuz ayı kaldığı söylenmesinin ardından 45 yıl daha yaşadı...”.



Bizim finansçılar da son 5 yıldır:

“Ekonomi iflas eder...”.

“Ekonomi bu kışı çıkaramaz...”.

“Bu yıl en geç Ekim’de ödemeler dengesi krizi başlar” diye felâket tellallığı yapıyorlar...

Ama...



İflâs etmedik...

Her kışı çıkardık...

Halen ödemeler dengesi krizi başlamadı...



Farkında olmadan...

İskandinav ülkelerinin bulunduğu iklime mi taşındık ne?..

Dünün yalanı


HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu dedi ki:

“Bugün bütün dünyada karma eğitimin zararları tartışılıyor.

Şu ilmi bir hakikattir ki; karma eğitim en fazla kız çocuklarına zarar veriyor.

Karma eğitim dayatmasından vazgeçilmelidir...”.

Dikkatli olacaklar


Köşede müşteri bekleyen sokak kadınına yaklaşan adam:

“Kaça?..” diye sordu, “yani saatiniz kaça?..”.

“500 lira...” dedi Kadın...

“Ben 500 değil, tam beş bin lira veririm...”.

Kadın şaşırdı...

Kıkırdadı:

“Gerçekten mi?..”.

Adam ciddi olduğunu anlatan bir ses tonuyla:

“Gerçekten ya ama döverim...” dedi...

“Amaaaaan. Beş bini ver de döv...” diye söylendi Kadın...

Ve sonra...

Otele doğru yürüdükleri sırada...

Aralarında şöyle bir konuşma geçti:

“Bak bi defa daha söyleyeyim, fena döverim...”.

“Döv ayol, beş bini ver de döv...”.

Otele gittiler...

Yapacakları iş kıyafetleriyle kaldıklarında adam:

“Son defa söylüyorum, çok fena döverim...”.

“Amaaaaan be!..” diye eliyle havayı dövdü Kadın, “dövermişmiş... Ne kadar döversin yani?..”.

“Parayı geri alıncaya kadar döverim...”.



Araplar...

Ödediği parayı geri alıncaya kadar dayak atan eski patronlarına borç verirken...

Elbette:

Dikkatli olacaklardır...

Tefeci yöntemi


Canlarım...

Petrol zengini Arap Müslümanları da...

Cümle âlem gibi...

Erdoğan ekonomiden ve dış politikadan elini çekmezse:

Ekonomik krizden çıkış olmadığını görüyor...

O nedenle...

“Hasta yatakta öpülür” stratejisi güdüyorlar...



Bir başka deyişle...

Çaresizliğimize çökecekler...

Bunun adı ise:

Tefeci yöntemidir...



İnşallah böyle olmaz...

İnşallah:

Halkın çıkarları tercih edilir...