Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Boşu boşuna halt etmiş olduk

Meğer Erdoğan – Sisi görüşmesi sadece bir tokalaşmaktan ibaret değilmiş...

Sisi ile 45 dakika görüştüğünü Erdoğan bizzat açıkladı...

Evet...

Prompter yoktu...

Ayak üstü konuşurken söyledi...

Demek ki: İletişim Başkanlığı duyulmasını istememiş...



Neyse...

Sadece el sıkışmaktan ibaret olmayan bu görüşmeyi sevdim...



Erdoğan, Suriye ile de normalleşmenin başlayabileceğini açıkladı...

Ve şöyle dedi:

“Mısır ile bu iş yoluna girdiyse aynı şekilde Suriye ile de bu iş yoluna girebilir; siyasette küslük olmaz...”.





Evet...

Siyasette küslük olmaz...

Ama...

Adamın yüzüne kapıyı çarpmamalıydınız...



Adamlara:

“Katil” dememeliydiniz...



Cuma namazınızı...

Şam’da Emevî Camiinde kılacağınızı:

Söylememeliydiniz.



Onlar yaşanmasaydı:

Çok iyi olacaktı...

Ama...



Şimdi...

Ağayla kâhyanın oyunu gibi oldu...

Yani...

Boşu boşuna:

“Halt etmiş” olduk...

İçim acıyor


HBS Araştırma Şirketi, Kayseri’de bir anket yaptı...

Önümüzdeki pazar günü seçim olsa...

AKP’nin alacağı oy:

Yüzde 33,6...



Oysa...

24 Haziran 2014 seçimlerinde AKP Kayseri’de:

Yüzde 71 oranında oy almıştı...





Bu tablo...

AKP’nin bütün kalelerinde buna benziyor...

Ama...



Kimi CHP’li...

Kimi İYİ Partili gazeteci ve sosyal medya yorumcuları bile hala:

“Altılı masanın adayı falanca olursa kazanamaz” gibi garip tavırlar sergiliyor...

Anlaşılmaz:

İddialarda bulunuyorlar...



Hallerine gülüyorum...

Gülüyorum ama...

Diğer yandan da:

İçim acıyor...



NOT:

Aynı anket sonuçlarına göre AKP:

Yine birinci parti...

Ama...

İkinci sırada:

İYİ Parti var...

Yaaaa...

Enseyi karartmayın...

Kovulmaktan kokuyorlar


Muhalif gazeteciler Erdoğan’a yaklaşma imkânına sahip değil...

Onları mazur görüyorum...

Ama...



Cumhurbaşkanlığı uçağının kadrolu gazetecileri...

Yani:

“Gereğini yerine getirmekle görevli” olanlar...

Bir kere olsun Erdoğan’a:

“Sayın cumhurbaşkanım, Anayasa profesörleri, anayasanın 101. Maddesine göre üçüncü kez cumhurbaşkanı seçilemeyeceğinizi, mazbatanızda 13. Cumhurbaşkanı yazdığını iddia ediyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diye sormadı...

Ya da:

Soramıyorlar...





Hadi onlar ekmek parası korkusu yaşıyorlar...

Kovulmaktan kokuyorlar...



İyi de...

Her salı meclis gurubunda konuşan muhalif liderler:

Neden bu soruyu sormuyorlar bu soruyu?..

Sahte diplomalılar cenneti


Geçen gün bir doktor tutuklandı...

Neden?..

Diploması sahteymiş de ondan...



Meğer sadece o değilmiş diploması sahte olan...

Bir başka sahte doktor daha varmış aynı hastanede...



İlk tutuklanan...

Diğerini de ele vermiş...

O da göz altındaydı...



“Acaba” diyorum...

Baş hekimin diplomasını da mı kontrol etseler?..

Erken seçim mi?


Hani neredeyse ben de:

Meclis’in erken seçim kararı konusunda...

Erdoğan’ın, altılı masayla anlaştığını düşünmeye başlayacağım...



Neden?..

Her gün gelen şehit haberlerinden...

Ve...

Ali Babacan’ın:

“Mart’ta baskın seçim var” deyişinden...


Felâket...


Neyzen Tevfik balıkçıya girmiş...

Bir palamudu alıp:

Kuyruğunu koklamış...

“Babalık” demiş Balıkçı... “Balık kokarsa baştan kokar...”.

“Biliyorum” diye terslemiş Neyzen:

“Bu balık zaten baştan kokmuş da kokunun kuyruğa kadar gelip gelmediğine bakıyorum...”.



Kıssadan hisse ola canlarım...

Memleket...

Sahte diplomalılar için:

Cennet...

Gerçek diploma sahipleri için ise:

Felâket...

Onlar da bizim canlarımız


Bir halk deyimi şöyle diyor:

“Herkesin derdi dert, değirmencinin suymuş...”.



Hacı Anneciğimin babasının:

Su değirmeni varmış...

Yeri geldiğinde halen canım anneciğim:

Bu deyimi söyler...



Oysa canlarım...

Günümüz iletişim çağı...

Her sektör sadece kendi sorunlarını değil...

Tüm sektörlerin sorunlarını:

Gündeme getirmeli...

Dikkat çekmeli...



İki gün önce Eczacılar yürüdü Ankara’da...

Ne yazık ki...

Medyamız:

Gereken özeni göstermedi...





Oysa...

Eczaneler bizim eczanelerimiz...

Eczacıları bizim eczacılarımız...

Haliyle onların sorunları da:

Bizim sorunlarımız...



Ne yazık ki iktidar:

Eczanelerdeki ekonomik çıkmazın bir numaralı sorunun SGK’u olduğunu görmezden geliyor...

Ne yazık ki:

Eczacılar yok sayılıyor...

İlaç fiyat farklarına...

İlaç yokluklarına...

Ve...

Kamu eczacılarının hak kayıplarına “dur” diyen yok...