Korkusuz

Boşaltılan binalar kime peşkeş çekilecek?

Boşaltılan binalar kime peşkeş çekilecek?
AKP – MHP – BBP iktidarının ülkemizin başkenti Ankara’nın içini boşaltma ve Ankara’yı değersizleştirme operasyonu tüm hızıyla sürüyor. Bu operasyonun son halkası ise Ziraat Bankası’nın Ankara’dan İstanbul’a taşınması… Banka yönetimi, taşınma işlemi öncesi genel müdürlükte görev yapan personelden yasalara aykırı bir biçimde dilekçe alıyor ve dilekçeye de “İstanbul’da çalışmak istiyorum” yazdırıyor. Banka yönetiminin aldığı karara göre, bankada çalışan eşlerin ve bekar personelin başka bir tercih şansı yok! Onlar, İstanbul’a bir bakıma ‘zorla’ gönderilecek.



KIRK KATIR MI, KIRK SATIR MI?

Bu dilekçeyi vermeyenlere ise iki tercih sunulmuş: Ya çalışmak istediğiniz on ili yazar ya da tazminatınızı alarak işten ayrılırsınız! Kısacası; kovulursunuz!

Bankada çalışan engelli personel ile eşi özel sektörde çalışan ya da çalışmayanlar için ise herhangi bir istisna yok! Herkes İstanbul’a gitmek zorunda!

Türk kamu idaresi ve kamu bankacılığı tarihinde böyle bir zulüm görülmedi!

Peki bu zulmün sebebi ne?

Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü hangi ihtiyaç veya zorunluluktan dolayı İstanbul’a taşınıyor?

Bir ülkenin tüm finans kuruluşlarının İstanbul’a taşınmasının yaratacağı güvenlik açığı ve mali riskler hiç mi hesap edilmiyor?

İSTANBUL DA ÇÖKÜYOR

Ankara’nın içi adım adım boşaltılırken, İstanbul ise daha da yaşanmaz hale getiriliyor. Finans Merkezi olarak ilan edilen Ataşehir; dolayısıyla İstanbul yeni bir insan ve araç yükü ile karşı karşıya bırakılıyor. Ankara’nın içinin boşaltılması, Anadolu’nun da çöküşünü beraberinde getiriyor.

Peki tüm bunlar neden yapılıyor?

İnsanın aklına onlarca soru geliyor!

Acaba; Kalyon İnşaat’a yaptırılan bu yeni bina da mı “garantili ödeme” kapsamında?

Bu ısrarın ve inadın sebebi nedir?

Bir başka soru ise şu:

Başta Merkez Bankası olmak üzere diğer kamu bankalarının genel müdürlükleri de İstanbul’a getiriliyor. Bu bankaların Ankara’daki binaları ne için kullanılacak ya da kimlere peşkeş çekilecek?

MUHALEFET HESAP SORMALIDIR

Binlerce insanı yerinden yurdundan etmenin, Ankara’yı değersizleştirmenin ve başkentin içini boşaltmanın arkasında yatan sebep nedir?

Başta CHP olmak üzere tüm muhalefet partileri bu taşınma işlemlerine tüm gücüyle karşı koymalı, yukarıda sıraladığımız soruların cevaplanması için iktidara siyasi baskı yapmalıdır.


AKP emlak şirketi gibi çalışıyor!


AKP bir siyasi parti değil de “emlak şirketi” olarak kurulsaydı, sanırım emlak devi Donald Trump ile yarışırdı.

Baksanıza; ne var ne yoksa satıyor, satıyor ve satıyorlar! Satmaktan başka hiçbir şey bilmiyorlar!

İktidara geldikleri günden bu yana 70 milyar dolarlık özelleştirme yapan ve bu paraları da batıran AKP iktidarı, gözünü dipte köşede kalmış kamu arazilerine dikti. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı bünyesindeki Milli Emlak Genel Müdürlüğü, 1139 arsa ve araziyi daha satışa çıkardı. Bakanlığın sitesinde, 2434 arsa ve arazinin ise satışa hazırlandığı duyuruldu.

AKP iktidarı sata sata bitiremediği bu arsa ve arazilerden elde ettiği geliri nereye ve nasıl harcıyor acaba?

Bu soruyu daha önce de sorduk ama yanıt alamadık!

Belli ki; verebilecekleri bir yanıtları yok!

AKP EMLAK A.Ş, yurt dışına açılıyor!


AKP EMLAK, satışlarda hız kesmiyor! Görülen o ki; her şeyi satmaya kararlılar. Bu yüzden, Cumhurbaşkanı Kararı yayımlıyor ve “Türkiye’deki gayri menkulleri yurt dışında pazarlayacak olan şirketlere bakanlık desteği vermeyi” garanti ediyorlar.

HİÇ PARASIZ OLUR MU!

Yeni karara göre, Türkiye’deki gayri menkulleri yurt dışında pazarlayacak olan şirketlere 600 bin TL’ye kadar maddi destek verilecek. Ayrıca,  yarışma düzenleme ve sanal fuar yapma gibi haklar tanınacak.

Dikkat ettiyseniz, işin içine hemen bir “maddi destek” ibaresi de konulmuş.

Görünen o ki; ; emlakçı AKP’cilere “pazarlama yapıyorum” adı altında yeni bir kazanç kapısı daha açılmış!

CHP’li vekilin korkutucu raporu


CHP’nin etkin milletvekillerinden Yüksel Mansur Kılınç, Türkiye’nin “uyuşturucu kullanımı” haritasını çıkardı. Kılınç’ın verdiği bilgiye göre, ülkemizde yaklaşık 2.5 milyon kişi madde kullanıyor. Bu kişiler ‘bağımlı’ olarak tarif ediliyor.

CHP’li Kılınç, yaptığı araştırmada çarpıcı bir gerçeğe de vurgu yapıyor. Kılınç’a göre, “Bağımlıların ailelerini ve yakınlarını da düşündüğümüzde, en az 12 milyon kişi uyuşturucu sorununu yakınından hissediyor, etkileniyor.”

[caption id="attachment_347368" align="alignnone" width="600"] Kılınç[/caption]

GERÇEĞİ GÖRELİM

Türkiye’nin üzerinde çok fazla durmadığı ve konuşmaktan kaçındığı bu gerçek, ülkemizin geleceğini tehdit ediyor.

Başta siyasi iktidar olmak üzere, toplumun tüm kesimleri bu tehlikeye karşı seferber olmak ve özellikle gençlerimizi bu batağa düşmekten korumak zorundadır.