Korkusuz

Boğaz Köprüsü neden yapılmamalıydı?

Boğaz Köprüsü neden yapılmamalıydı?
Abdülkadir Selvi dün yazmış.

İnönü ile arasında geçen konuşmayı anlatan Mehmet Barlas.

Konu Boğaz Köprüsü...

“Yıllar önce Süleyman Demirel’i İstinye’deki evimde ağırlamıştım.

Bir darbeyle devrildiği için Boğaz Köprüsü’nü açamamıştı.

Pencereden Boğaz’a bakarken yanına gittim...

‘Şu Boğaz Köprüsünü daha geniş yapmayı düşünseydiniz trafik tıkanmazdı’ dedim. Bana şöyle bir baktı, sonra duvardaki İsmet İnönü ile babamın fotoğrafını işaret etti:

‘İnönü’nün resmi altında bana, niye köprüyü dar yaptın, diyor bu delikanlı.

Yahu ben ne zaman Boğaz’a köprü yapacağım desem, İsmet Paşa İstiklal madalyasını kürsüye vurur ve ‘Köprüyü yaparsan seni kurşuna dizerim’ derdi’ dedi.”

★★★

Süleyman Demirel başta olmak üzere tüm sağ liderlerin bitmeyen masalıdır. CHP zihniyeti gelişmeye yatırıma karşı.

Dünyanın en tumturaklı yalanıdır.

CHP neden gelişime karşı olsun.

İlkelerinden biri “devrimcilik” olan bir parti yeniliğe niye kapalı olsun?

Ama sağ siyaset için her şey demogojiye müsaittir.

Her konu itinayla istismar edilebilir.

★★★

Boğaz Köprüsü tartışmalarını 70’li yılların dergilerinden okudum.

Şehir Plancılarının itirazlarını satır satır inceledim. Mimarlar Odası Başkanı Vedat Dalokay’ın bas bas bağırdığı basın toplantılarını okudum.

İtiraz ettikleri husus şudur.

“Siz bu köprüyü yaparsanız, sadece iki semti birbirine bağlamış olmuyorsunuz. Koskoca iki kıtayı da birbirine bağlıyorsunuz. İki kıtanın trafik yükü 3-4 şeritli bir yola indirgenemez. Transit geçiş olursa herkes buna yönelir. Zamanla bu köprü de yetmez. 2. si yapılır o da yetmez 3. Yapılır” demişler.

★★★

Peki şimdi...

İstanbul’un bu keşmekeş haline bakıp söyleyin bakalım...

Yanlış mı söylemişler...

Whatsapp da izleniyor mu?


Önceki gece harika bir Şimdiki Zaman gecesi yaşadık. Sadece gazetecilerden oluşan bir kadroyla Türkiye’nin fokur fokur kaynayan gündemini anlamaya ve yorumlamaya çalıştık.

Meslek büyüklerimiz Uğur Dündar ve Enis Berberoğlu’nun yanı sıra Zeynep Gürcanlı, Barış Yarkadaş ve Barış Doster’le soluk soluğa bir program yaptık.

Zaten ertesi gün izlenme oranlarına da bu durum yansımıştı.

★★★

Programın sonlarına doğru sevgili Enis ağabeyin paylaştığı bir bilgi ortama bomba gibi düştü.

Tam Barış Yarkadaş sözü almış ve Cihan Ekşioğlu’nun sosyal medya takip programını MİT’e nasıl sattığını anlatıyordu ki.

Enis abi atıldı...

“Bir dakika Barış bir dakika...”

Bundan yaklaşık 8-9 ay evvel SBK ile ilgili bir şeyler duymuştum. Gazeteci değilim halen ama meraklıyım. Çok güvendiğim bir işadamı SBK’yla bir görüşmesinden sonra şoka girmişti. Sezgin Baran Korkmaz (SBK) hakkında çıkan davalar ve yasal süreçlerle ilgili soru soran arkadaşıma “Bana bir şey olmaz” demiş. Çıkarmış cebindeki telefonu. “Numaran kaç senin” demiş. Son yaptığın whatsapp görüşmelerin diye göstermiş. Sadece telefon numarasını girerek benim arkadaşımın whatsapp’dan yaptığı görüşmeleri takip edebildiğini göstermiş.”

★★★

Hoppala...

Düştü mü stüdyonun orta yerine bir bomba...

İzleyicilerden yağmur gibi mailler mesajlar gelmeye başladı.

Tam anlamadık diyenler... Nasıl yani whatsapp da mı takip edilebiliyormuş diyenler...

Yok artık, inanmıyorum diye isyan edenler...

Evet...

Herkese moda tabirle “kal” gelmişti.

Özellike Fetö yıllarından sonra herkesde dinlenme paranoyası başlamıştı.

Siyasetçi... Kamu görevlisi... İşadamı olması da gerekmiyor.

Sokaktaki sade vatandaşımızda telefonlarının dinlendiğinden emindi.

O yüzden herkes whatsapp’a yapıştı.

Whatsapp dinlenemiyormuş... Facetime hele hiç dinlenemiyormuş.

Hem bedava... Hem güvenli...

Oh mis...

★★★

Dün gece kurt düşüverdi herkesin içine...

Meğerse whatsapp da pekala dinlenebiliyormuş.

Mesela Sezgin Baran Korkmaz bu programa sahipmiş...

Çat diye karşısındaki adamın whatsapp dökümünü ortaya koyabiliyormuş.

★★★

Çoktan tahmin ettiğimiz bir şeydi.

Şimdi önümüze dökülüverdi.

Artık güvenli haberleşmek için “dumandan” başka çaremiz yok!