Korkusuz
Ümit Zileli

Bir ülkeyi göz göre göre yok etmek

Tam 4 yıl önce, 2 Ağustos 2019 tarihli KORKUSUZ manşeti şöyleydi:

- Kaz Dağları’nda ağaç ve çevre katliamı!

Diğer bir deyişle, ağaç katliamı ile başlayıp, toprağın zehirlenmesiyle, havanın zehirlenmesiyle devam eden, içtiğimiz, yüzdüğümüz, toprağın bereketlenmesi için kullandığımız suyun bile murdar edilmesiyle, insanların, hayvanların kansere yakalanmasıyla, her türden canlının yok edilmesiyle sonlanan bir vicdansızlık, bir ihanet!..

Peki yeni miydi?.. Ne münasebet!.. Bu iktidar döneminde zorla alışmış, alıştırılmıştık bir güzel... Güzelim Ege ve Akdeniz sahillerinden, Karadeniz’in yüzlerce, binlerce yıllık yaylalarına, nehirlerine, derelerine, Kazdağları’nın, Torosların akciğer niteliğindeki ormanlarına yapılan saldırıları, HES’lerin tahribatını, maden izinlerinin getirdiği yıkımları, taş ocaklarının çölleştirdiği yamaçları çok gördük, hep yaşadık!..

Kaz Dağları’ndaki son katliam, yalnızca sıradaki cinayetlerden biri!.. Üstelik yalanlarla, talanlarla, akıl almaz aşağılamalarla sürdürülen bir cinayet!..

Çevre örgütleri TMMOB, yel örgütler, gönüllüler, o çevrede yaşayanlar bas bas bağırıyor, haykırıyor; “Kaz Dağları bitiriliyor”, “Bir çevre felaketi yaratılıyor” diye, etkili, yetkili çevrelerde acayip bir vurdumduymazlık, derin bir sessizlik!..

Havadan yapılan çekimlerde tamamen kelleştirilmiş devasa bir alan görünüyordu... Kanadalı bir şirket ve yerli ortağı Doğu Biga Madencilik burada, Çanakkale’nin Kirazlı köyünde altın arayacaktı! Altını bulmak için siyanür kullanacaktı; siyanürün ne olduğunu en iyi Kütahyalılar bilirdi, oralardaki siyanürlü altın ayrıştırma havuzlarından buharlaşan siyanür zehrini soluyup, zehirlenerek hastane koridorlarında kendi kusmukları içinde az acı çekmemişlerdi!

Biliyor musunuz, altın aranmak için 195 bin ağacı çatır çatır kesen bu şirkete bu iktidar eliyle bir de 865 milyon lira (eski parayla trilyon diye okuyun lütfen) teşvik bile verildiği ortaya çıkmıştı!

- Kısacası cinayete devlet de cömertçe ortak olmuştu!

★★★

LOS ALAMOS GOLD’UN TERBİYESİZ PATRONU!..


Üstelik bu teşvikler, bu ağaç katliamı, bu doğanın, dolayısıyla tüm canlıların zehirlenme süreci yalanlar üzerine kuruluydu!

Şirket 865 milyon bedelli ve yıllık 3.8 ton kapasiteli altın ve gümüş madenciliği zenginleştirme yatırımı için teşvik belgesi almıştı. Doğu Biga Madencilik burada taşerondu; asıl patron Kanadalı Los Alamos Gold şirketiydi. Bu maden için ÇED raporunda 45 bin ağaç kesileceği belirtilmişken, kesilen ağaç sayısı bu rakamın neredeyse 5 misli, tam 195 bin ağaçtı!..

Bu rakamlar ortaya çıkınca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı susmayı bırakıp, yalnızca 13 bin 400 ağaç kesildiğini, buna karşılık 14 bin ağaç dikildiğini açıklamış, ayrıca firmanın siyanür kullanmayacağını da söylemişti.

- Kuyruklu yalandı tabii!

Ormandan, ağaçtan zerre kadar anlamayan biri dahi, o fotoğrafa bakıp yapılan açıklamaya kahkahalarla gülerdi... Dikilen de ağaç değil, fidan ve o sahanın avuç içi kadar bölümüne anca yetecek kadardı... Tüm alana yayarak dikseler, her ağaç arasında devasa boşluk olması gerekiyordu...

- Kısacası aklımızla alay ediyorlardı!

Kanadalı şirketin CEO’su John McCluskey’in ülkesindeki bir televizyona verdiği demeci CHP’li Gürsel Tekin paylaşmıştı... Bu zatın yaptığı açıklamaya göre yörede 3 milyon ons altın saptanmış.. Değeri 4 milyar dolar... Gayet mütevazı bir yatırım yaptıklarını, üretime 2020 yılında başlayacaklarını ve 15 yıl süreyle altın çıkarılacağını söyleyen McCluskey, TL’nin değer kaybetmesinin maliyetleri düşürdüğünü belirtmiş ve niçin yabancı işçi çalıştırmadıklarını da şöyle anlatmıştı:

- Türkler, taş taşımakta çok iyiler!

★★★

SIRADA DAHA ÇOOOK CINAYET VAR!


Batı’nın Beyleri böyledir işte; zenginliklerinin üstüne çöreklendikleri ülkelerin insanını kullanıp, ellerini hiç kirletmeden, doğasını katlederek milyarlara konuverirler!..

Yazının başında ne demiştim; Kaz dağları yalnızca sıradaki, daha neler var neler!.. Haber hemen düştü önümüze zaten; bir doğa harikası olan Havran’a bağlı Büyükşapçı Köyü’ne 1.4 kilometre mesafedeki ormanlık alana da “Demirtepe Altın Madeni” yapılmasının planlandığı çıktı ortaya!..

- Engellenemezse yeni bir facianın fotoğraflarını da göreceğiz yakında!..

Köylüler şimdiden harekete geçmiş, bu cinayeti önlemek için örgütleniyorlar... Buldukları bir slogan var ki her şeyi çok güzel anlatıyor:

- ALTINCI FİLO Kazdağı’ndan defol!!!

Ne yazık ki defolmuyorlar!.. Devletten büyük teşvikler bile alıyorlar!.. Biz Kazdağları için ağlaşırken, İzmir’de Şirince ve Belevi köyleri arasında bulunan bölgeye de “Mermer Ocakları Arama ve İşletme Projesi” planlandığı ortaya çıktı... Bu da yine onbinlerce zeytin ağacı kesilecek anlamına geliyor!..

- Hiç doymadılar... Hiç doymayacaklar!..

4 yıl önce kaleme aldığım bu yazının ardından çook cinayetler işlendi; Karadeniz’den Ege’ye, Akdeniz’e bir çok alan çölleştirildi!

Son Cinayet Milas Akbelen ormanlarında işlendi... Ağaçlara sarılıp gözyaşı döken 80 yaşındaki kadınlar bile jandarma tarafından o ağaçlardan sökülerek alındı! Direniş yapan gençler, kadınlar TOMA’ların püskürttüğü tazyikli sularla yerlerde sürüklendi, gözaltına alındı!

Dört yıl öncesinde olduğu gibi, aynı yalanlar söylendi. Yetmedi, bu cinayete dur diyenler, oranın sakinleri dahil “marjinal” ilan edildi, iyi mi! - Marjinal olmayanların “cinayetleri” ise hız kesmeden sürüyor, sürecek!