Yeryüzünde:
Tanrı’nın vekili olarak kabul edilirdi...
Ve...
Aynı Tanrı gibi:
Dilediği her şeyi yapabilme yetkisine ve gücüne sahipti...
★
Milat’tan önce 2100 yıllarında...
Mısır halkı...
Tanrı ile aynı güce ve yetkiye sahip Firavun’a karşı:
Kurduğu tek kişilik zulüm düzenini değiştirmek için:
Ayaklandı...
★
Sarayı basan on binlerce fukara:
Firavun’un korumalarını öldürdü...
Mezarları bastı...
Geçmiş dönem firavunlarının mumyalarını parçaladı...
★
Bu olay...
Papirüsten oluşan bir kitapta şöyle anlatılıyor:
“Daha önce ayaklarına geçirecek bir sandaleti bile olmayanlar bir anda, Karun gibi zengin; o güne kadar çok şık ve gösterişli giyinenler ise sefalet içinde dolaşıyorlar...”.
Papirüs kitap daha sonra şöyle devam ediyor:
“Ülke, bir çömlekçi tezgâhı gibi dönüyor...”.
★
Ama canlarım...
Bu durum fazla uzun sürmüyor...
Kısa zaman sonra her şey:
Eski günlerdeki gibi oluyor...
Ve hatta...
★
İktidarı ele geçiren yoksullar...
Bu kez...
Ayaklanmadan önceki durumlarını bile özler hale geliyor...
Çünkü...
Yönetmeyi bilmiyor...
Firavun’un yerine kendileri geçmek için:
Birbirlerini yiyorlar...
★
Ayaklanma sırasında ezilen eski egemenler ise...
Çok daha güçlü olarak...
Yönetimi ve sarayı:
Yeniden ele geçiriyorlar...
Ve...
Devrilmeden önceki zalimliklerinden...
Çok daha:
Zalim oluyorlar...
★
Günümüzde...
4000 yıl öncenin firavunundan tek farkı:
“Seçilmiş olmak” olan bir firavunu:
İsyanla devirmek mümkün mü?..
Değil...
Çünkü...
★
Günümüz seçilmiş firavunları...
Halkın parasıyla:
Halkın ordusunu...
Halkın emniyetini...
Halkın yargısını...
Öylesine büyük paralar ödeyerek:
Satın alıyorlar ki:
Ayaklanmaya kalkan halktan on binlercesini...
Modern silahlarla...
Hiç acımadan katledebiliyorlar...
★
İşte bu nedenle...
En güzel rejim:
Cahil...
Eğitimsiz...
Ve...
Din afyonuyla uyutulmuş seçmenlerin istismarına rağmen yine de:
Demokratik...
Laik...
Sosyal...
Hukuk devletidir...
★
Yani:
Her şeye rağmen tahammül edip:
Sokaklara değil...
Sandıklara sahip çıkmak:
Akılcılıktır...
Seçim sonrası
Kemal Kılıçdaroğlu dedi ki:
“Söz verdim, hiçbir yabancıya ev satılmayacak...”.
★
Bu absürt açıklamaya rağmen:
Oyum Bay Kemal’e...
★
Eleştiri hakkımı ise: Seçim sonrasına saklıyorum...
Utanacak yüzü olanlar için
Erdoğan muktedir oluncaya kadar...
Her seçim öncesi:
3 Bakan değişir...
Yerlerine:
Kamuoyunun saygı duyduğu...
Objektif...
Ve...
Partizanlıktan uzak üst düzey bürokratlar atanırdı...
★
İktidardaki partinin genel başkanı...
Yani Başbakan...
TRT ekranında:
Rakipleriyle...
Ve...
Eşit şartlarda tartışmaya katılırdı...
★
Tartışmanın yöneticisi...
Başbakana:
Diğerlerinden daha fazla imkân vermediği gibi...
Rakiplerini:
Gerçek dışı ithamlarla karalamaya kalkıştığında:
Karşı tarafa:
Cevap hakkı tanırdı.
★
Erdoğan muktedir olduktan sonra...
Bütün bu demokratik gelenekleri:
Yıktı geçti...
★
Artık seçim öncesi üç bakan değişmiyor...
Yani...
Yerlerine:
Tarafsızlığından şüphe edilmeyen bürokratlar atanmıyor...
★
14 Mayıs’ta yapılacak seçimlere giderken meselâ...
Yeni sisteme göre:
Bakanlıktan istifa etmeleri gereken bakanların hiçbiri istifa etmedi...
Hepsi AKP’den milletvekili adayı oldu...
Seçim çalışmalarını...
Bakanlık (Yani devlet, yani millet) bütçesinden...
Ve...
Bakanlığın imkânlarıyla yapıyorlar...
★
Bu siyaset tarzı:
Demokrasimizin:
Utancıdır...
Yüz karasıdır...
Ama: Utanacak yüzü olanlar için...
Bu nasıl millet ki güldüreni sevmiyor...
Bilinir ki...
Bilhassa gösteri sanatlarında:
“Ağlatmak kolay, güldürmek zordur...”.
Çünkü...
Ağlamak:
Gülmekten daha kolaydır...
★
En çok para kazanan ünlü oyuncularımızı hatırlayın:
Ağlayan...
Ve...
Ağlatanlardır...
★
Türkiye sinemalarında:
Baş rolün mizah sanatçısına verildiği:
Çok az film ve sanatçı var...
★
Orhan Gencebay meselâ...
Yine meselâ İbrahim Tatlıses...
Ağlayarak ve ağlatarak inanılmaz paralar kazandılar...
Şan ve şöhret sahibi oldular...
★
Halkımıza:
Sevgiyi sevmeyi değil...
Nefretten haz almayı öğrettiler...
Sonuç ortada...
Onların ürettiği kültürden:
Recep Tayyip ve seçmenleri çıktı...
★
Sevgiyi seven...
Ve sadece...
Nefretten nefret eden kültürü üreten mizah yazarları ise...
Şan şöhret kazandılar...
Ama...
Büyük servet sahibi olamadılar...
★
Lütfen:
Zeki – Metin İkilisini...
Ferhan Şensoy’u...
Ve...
Kemal Sunal’ı örnek vermeyin...
Bu değerli ustalarımız:
Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlıses’in sahip olduğu servetin %10’unu kazanabildiler mi?..
★
Sözümün özü canlarım...
Sözümün özü canlarım...
İktidar politikacılarımız öyle bir millet yarattı ki:
Güldüreni değil...
Ağlatanı seviyor...
Onları:
Servet sahibi yapıyor...
Neden?
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul’da halka seslendi...
14 Mayıs seçimleri öncesi...
Seçmenlere çağrıda bulunan Meral Hanım...
Konuşmasının bir yerinde şöyle dedi:
“Hırsıza ya, ‘buyur devam et’ ya da ‘dur’ diyeceksiniz...”.
★
Ülkelerine:
“Az gelişmiş ülke” bataklığında patinaj çektiren:
Cahil... Eğitimsiz... Görgüsüz...
Din afyonuyla uyutulmuş...
Irk hamasetiyle tahrik edilmiş seçmenler:
Hırsızı ve namussuzu...
Hukuk ahlâkıyla eğitilmiş...
Okuyan...
Bilen...
Sorgulayan:
Temiz insanlara tercih ediyorlar...
★
Neden?..
“Akıllı zengin servetinden bana vermez ama benden olan hırsız, sesimi çıkarmayayım diye beni de görür” ahlâksızlığından dolayı...
Hangisinde samimi?
Süleyman Soylu, 17/25 Aralık “Yargı Operasyonu” için:
“Hükümet’i yıkmak amaçlı” diyenlerdendi...
★
15 Temmuz için ise:
“Demokratik rejimi yıkarak Erdoğan’ı iktidardan düşürme amaçlı darbe girişimi” diyordu...
★
Bu defa ise henüz ortada:
Ne silâh var...
Ne yargıç...
Ne savcı...
Ne polis...
Sadece:
Seçim sandığı var...
★
Seçim sandığını ise:
Soylu’nun:
“Sayın Cumhurbaşkanım” dediği...
Kabinesinde:
“İç İşleri Sekreteri” olarak görev yaptığı:
AKP Genel Başkanı Erdoğan getirdi...
★
Soylu bu son söylediğinde samimi değilse...
Ve...
Şaka yaptıysa:
Diğer iki konuda da:
Şaka yapmış olmalı...
★
Bu son söylediği doğruysa...
Diğer iki darbe girişiminin de baş sorumlusunun:
Erdoğan olduğunu ima etmiş olabilir mi?..
★
Acaba hangileri şaka?..
Hangisinde samimi?..
Halk için felâket
Süleyman Soylu dedi ki:
“Hani LGBT+Q diyorlar ya onun içerisinde hayvanla insanın evlenmesi de var...”.
★
Lütfen birisi bana bu saçmalıkların Süleyman’a ait olmadığını söylesin...
Tamam:
Süleyman değişti...
Değişti ama...
Bu kadar da değişmiş olamaz...
İmkânsız...
★
Bunlar Süleyman’ın sözleriyse eğer:
Süleyman artık kendini inkâr etmeye başlamış...
Ki: Bir İçişleri Bakanı için bu durumda olmak:
Halk için felâketi yaşamaktır...
Vergiyle ders
Bir konut veya iş yeri iki seneden fazla boş tutulduysa:
Geçmiş iki sene...
Ve...
Sonraki yıllar için...
Evin tapu değerinin %100’ü oranında:
Vergi alınmalı...
★
Konut ve döviz:
Yatırım aracı olarak kullanılamamalı...