Şimşek’ten önceki Maliye ve Hazine Bakanı Nureddin Nebati şöyle bir açıklama yapmıştı:

“Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır...”.

Söylemek istedikleri güzel bir şeydi...

Yani:

Niyeti halisti...

Gelişmiş ülkelerin pek çoğu, Ortodoks ekonomi politikaları terk ediyor...

Davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyi önceleyen Heterodoks ekonomi politikalara geçiş yapıyordu...

En azından çoğu hazırlık halindeydi...

Ortodoks ekonomi politikası, piyasa mekanizmalarının etkinliğine dayanan ve devlet müdahalesini en aza indirmeyi savunan bir modeldi...

Heterodoks ekonomi politikası ise:

Mevcut ekonomik sorunlara alternatif çözümler sunmayı hedefleyen dinamik bir yaklaşımdır...

Çok disiplin gerektiren bir modeldir...

Tarihsel ve kurumsal analiz gerektirir...

Piyasa ekonomisinin verdiği zararların devlet müdahalesi ile giderilebileceğini varsayar...

Sosyal adalet ve çevresel sürdürülebilirlik gibi unsurlara değer verir...

Yani:

Bu yaklaşım, ekonomik düşüncenin çeşitlenmesine ve...

Daha kapsayıcı politikaların geliştirilmesine katkıda bulunur...

Kendimden örneklersem:

30 yıldır savunduğum ve anlatmaya çalıştığım Liberal Demokrat Sosyalist felsefeye çok yakındır...

Nebati, işe başlarken güzel şeyler söyledi ama...

Söylediklerini asla uygulamadı...

Meselâ; durduk yerde faiz oranlarını enflasyon oranlarının altına çekti...

Kur sıçrayınca...

Kuru baskılamak için KKM’yi icat etti...

Bu arada Merkez Bankası’na:

200 milyar dolara yakın döviz sattırdı...

Yani:

Yağmurdan kaçarken doluya yakalandı...

Devletin üzerine yıkabileceği bütün yükü:

Yüksek enflasyonla, dar (Sabit) gelirli yurttaşların üzerine yıktı...

Sosyal adalet için yola çıkmıştı...

Orta direği bitirdi...

Nebati’den sonra göreve gelen Mehmet Şimşek, Ortodoks ekonomi politikalara dönüş yaptı...

O ise önce enflasyonu körükleyecek şekilde kamu tarafından tespit edilen tüm fiyatları arttırdı...

Döviz rezervi biriktirmek amacıyla piyasaya girdi döviz satın aldı...

Sonunda:

Göreve başladığında %38 olan yıllık enflasyon %80’lere...

20 lira olan 1 dolar ise 34 liraya yükseldi...

Sözümün özü canlarım...

Ne Nebati biliyor ekonomiyi...

Ne Şimşek...

Bilmedikleri içindir ki ülke ekonomisi bu halde...

İDEOLOJİK DEĞİL

Devlet Bahçeli, nihayet kendine geldi...

HÜDA PAR Genel Başkanı’nın anayasa çıkışına:

“Kim olursa olsun, hangi mevkide bulunursa bulunsun, Anayasanın ilk 4 maddesine şaşı bakanlar ve şaibeli tavır gösterenler bizim için yok hükmündedir” diyerek...

Yapıcıoğlu’nun rejimin yıkılmasına yönelik taleplerine:

“İfade özgürlüğü” diyen Erdoğan’ı da uyarmış oldu...

Ancak...

Bu uyarı ortaklığı bozmaz...

Çünkü ortaklık ideolojik değil...

Çıkara dayalı...

Günün sözü

“Atatürk ile savaşmaktan vazgeçin. Yedi düvel denedi ve kazanamadı. Sizin gibi meczupların ise hiç şansı yok. Onun yedi düvele yaptığını, biz de size yaparız!”

Atilla Kıyat Emekli Koramiral

NEREDEN Mİ BİLİYORUM?..

Erdoğan, HÜDAPAR Genel Başkanı ve Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu’nun:

“Biz, anayasanın 4. maddesi olmasın diyoruz, ahmağa anlatır gibi anlattım, anlamıyorlar” deyişiyle ilgili şöyle dedi:

“Anayasa’nın ilk 4 maddesi ile ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı böyle bir derdi yoktur...”.

Güzel...

İçimize su serpti(!)...

Bir de:

“Demokratik siyasette düşüncenin ifade edilmesinde elbette engel olunamaz. Şiddeti teşvik etmediği, terörü övmediği, hakarete varmadığı sürece katılmasak ve doğru bulmasak dahi farklı fikirlere müsamaha ile yaklaşmak zorundayız” deyince kendimi çimdikledim...

Acıyı hissedince rüyada olmadığımı anladım...

Ancak...

Ve itiraf etmeliyim ki...

Recep Bey’in bu açıklamasına hiç inanmadım...

Samimiyetine güvenmedim...

Çünkü...

“..... Siyasette düşüncenin ifade edilmesinde elbette engel olunamaz” diyen Recep Bey...

Cumhuriyet tarihimizde...

Düşünce özgürlüğüne düşman olan tek başbakan ve cumhurbaşkanı...

Nereden mi biliyorum?..

Cezaevlerinde kendisine hakaret ettikleri iddiasıyla yatan...

Ya da:

Aynı suçu işledikleri iddiasıyla yargılananların sayısının:

On binlerle ifade edilmesinden...

O UTANÇLA YAŞAYACAKTIR

Millî Savunma Bakanlığı, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin ardından kılıçla yemin eden ve:

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen teğmenler hakkında başlatılan inceleme sürecinin, devam ettiğini kaydetti.

Açıklamada:

“Teğmenlerle ilgili süreç devam etmekte. İşlemler mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmekte” denildi.

MSB’nın, AKP listelerinden milletvekili seçilen iktidar ortağı HÜDAPAR’ın, Atatürk ilke ve inkılâplarına düşmanlığını açıkça söyleyen (Anayasa suçu işleyen) Genel Başkanı’nın anayasamızın dördüncü maddesinin kaldırılmasını istediği bir gündemde:

“Teğmenlerle ilgili süreç, soruşturmaya gerek olmadığı nedeniyle durdurulmuştur” açıklaması yapması gerekirken...

Sürecin devam ettiğini hatırlatması; ayıptır...

Mevcut Bakan eğer bu süreci durdurmazsa...

Normalleşmeye dönüldüğünde çok acı çekecek...

Atatürk düşmanlarına verdiği destek ve tavizin utancıyla yaşamaya çalışacaktır...

İSTESEM GİDERİM

İki futbol fanatiği konuşuyorlardı...

Biri:

“Maça gitmiyor musun?” diye sordu...

“Niye gideyim ki?” diye cevap verdi diğeri, “oynanan oyun itiş kakış, kavga kıyamet, gürültü, saatlerce kuyruk bekle, dönüşte vasıta bulamıyorsun, rezillik...”.

Arkadaşı gülümsedi:

“Anlaşıldı” deyip devam etti, “ben de senin gibi maça gidemiyorum... Beni de senin gibi karım göndermiyor...”.

Canlarım...

Belli ki ikisi de “karına itaat et rahat et” diyenlerden...

Ben ise...

İstesem Galatasaray’ın her maçına giderim...

Ama...

Sevgilimle:

İstanbul’a 800 km mesafede yaşamasak...

NE DERSİNİZ?

Erdoğan, kendisine yönelik en masum bir eleştiri için bile:

“Bana hakaret etti” diyerek savcılığa suç duyurusunda bulunur...

Demokrasi tarihimizin en kaliteli eylemi olan “Gezi Parkı Protestosu” yüzünden pek çok kişinin hapiste tutulması için yargıyı baskı altında tutar...

İmamoğlu’nun, kime söylediği bile bilinmeyen “ahmak” deyişi yüzünden 2 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılışına...

Ve hatta...

Siyaset yasağı getirilmesine destek verir...

Ama...

Ortağının (Yapıcıoğlu), milletin neredeyse tümüne “ahmak” deyişini:

Alkışlar...

Şimdi sorayım:

Siz halen...

Ortağının laik devlet ve Atatürk düşmanlığına:

“Düşünce özgürlüğü” diyen Erdoğan’ı, samimi bulanlardan mısınız?...

DÜNÜN X’İ

Turhan Çömez

@ComezTurhan

Türk çiftçisi tam bir yıl uğraştı, emek etti, masraf etti, buğdayını yetiştirdi.

Ve hasadını yapıp ürününü devletine emanet etti.

Tek adam rejimi de aldı onu toprağa gömdü.

Sonrası tam bir felaket!

Binlerce ton buğday çürümüş, hayvan yemi bile olmaz!

Bu ceberutları sandığa gömmek bir yurtseverlik borcudur!

İzleyin rezaleti...