Korkusuz

Berat Albayrak, ilahlara kurban mı sunuldu?..

Berat Albayrak, ilahlara kurban mı sunuldu?..
Gevşek gevşek oturuyorduk. Elimizdeki en sıcak gündem maddesi Merkez Bankası Başkanlığı’na yapılan Naci Ağbal atamasaydı. Piyasaların pazartesi günü ne tepki vereceğine dair tahmin ve yorumları dinliyorduk. Derken... Pazar günü akşamı gündeme bomba düştü... Damat Berat Albayrak’ın istifa haberi patladı. Siyasi kulislerde hummalı bir koşuşturma başladı. Herkes, önce, haberi doğrulatmanın peşine düştü. Gerçekten inanılacak gibi değildi. Haberi doğrulatanlar doğrulatamayanlara tez elden bilgi ulaştırdı. Medyaya umut bağlayanlar avucunu yaladı. Yandaş haber kanalları penguen tv olmuştu. Tık yoktu. Yandaş gazetelerin internet sitelerinde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için önerilen mama haberleri dolaşıyordu. Elde kalan birkaç medya kuruluşu da mantara basmadan, gayet temkinli bir şekilde okurlarına doğru haber ulaştırmak için gayret gösteriyordu.

Tabii ki, benden ince kulis haberleri bekliyorsunuz. Önce, aşağıdaki fotoğrafı önemle  bir kenara not edelim. 2019 yılının hemen başlarında gündeme bomba gibi düşen bu kare hepinizin malumu. Trump, damadı Jared Kushner ile birlikte damat Berat Albayrak’ı Beyaz Saray’da ağırlamıştı. Fotoğraf karesinde ABD Hazine Bakanı da vardı. Bundan birkaç ay önce de damatları Tayyip Erdoğan Ankara’daki sarayında kabul etmişti. Bendeniz de o karenin hikayesi ve perde arkasını yazdım diye mahkemelik olmuştum. New York Times daha teferruatlı bir şekilde çarşaf çarşaf yazdığında ise Türkiye’de kimsenin çıtı çıkamamıştı!..



Bu satırların, dün, kaleme alındığı ana kadar Berat Albayrak’ın istifası ile ilgili resmi açıklama yapılmamıştı. Resmi açıklama gelse bile yazımı değiştirmeme kararı ile bilgisayarımın başına oturdum. Pazar gece ilerleyen saatlere, pazartesi öğleden sonraya kadar sosyal medya ve bazı haber siteleri üzerinden dönen “kulis haberleri”ni ilgi ile takip ettim. Çok gariptir ki, istifa haberi daha doğrulatılmadan ve bunu doğrulatamadıklarını söyleyenler istifanın perde arkasını yazıyordu!.. Albayrak’ın Merkez Bankası Başkanlığı’na atanan Naci Ağbal ile kavgaları... Saraydaki brifing kapışmaları... Atama, Berat Albayrak’dan haberli habersiz mi yapıldı?..  Bülent Arınç’ın raporu... Kabine revizyonu... İçinde doğruluk payı olanlar da vardı... Hiç ayağı yere basmayan, omurilikten üfürme olanlarda... O saatlerde beni arayıp “Senin kulağın deliktir. Ne oluyor? Bize de söyle” diyenlere yukarıdaki fotoğraf karesini hatırlatıp hep aynı cevabı verdim; “ABD ile Türkiye arasındaki saat farkını dikkate alın. Ona göre bir resmi açıklama bekleyin.”

“Ya ama piyasalar pazartesi günü açılıyor” diyenlere de “Araba haşat olmuş. Bu saatten sonra şoför değişse ne olur değişmese ne olur” demekten başka yol bulamadım. Diyeceğim şu;

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifası ile yaşanan git-gel sürecine çok yakından tanıklık ettik. 2 saat içinde her şey çözülmüş, ortalık süt liman olmuştu. Berat Albayrak’ın istifasında ise öyle rastgele sıradan tuhaflıklar yaşanmıyordu. Instagram hesabından istifa açıklaması olur mu?.. Tamam, bu devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz ama artık o “ciddiyeti” mumla arar hale gelmedik mi?.. Ya o istifa metnindeki ağır ifadeler?.. “At izi it izine karıştı” gibi Tayyip Erdoğan’ın asla kabul edemeyeceği ifadeler?.. Şiddetli sinir krizinin tezahürü mü?..

En baştan söyleyeyim;

Her santimi önceden iyice planlanmış bir plandı. Biden’ın zaferinin kesinleşmesi bekleniyordu. Ve hiç zaman kaybedilmeden düğmeye basıldı. İstifa haberi patlatıldığında, her nedense doğrulatılamayan haberin perde arkaları aynı merkezden farklı kanallara ulaştırıldı. Sarayın genetik kodlarını, manipülasyon tekniklerini iyi bilirim. İç kamuoyuna inandırıcı senaryolar lazımdı. O da sağlandı. Herkes dilediği senaryoya inandırıldı. Böylece gerçeğin yüzü kalın bir yorganla örtüldü. Sarayda her duruma vakıf olduğunu bildiğim kaynaklarımla yaptığım konuşmalarda göremediği şaşkınlık ifadesi ve sıradanlık da işlerin ta en başından beri gayet planlı yürüdüğü izlenimimi teyit eder nitelikteydi.

Peki neydi gerçek?..

Ta en başından beri, Ankara’da cevap aranan çok önemli sorular vardı; “ABD seçimlerini Biden kazanırsa saray ne yapar?.. Sarayın Biden ve yönetimine hazırlığı var mı?.. Tayyip Erdoğan, Biden yönetimi ile uzlaşmanın bir yolunu bulabilir mi?”...

En sonda söylemem gereken şu;

Saray ve ne yazık ki Türkiye, üzerinde sallanan şu ABD’de görülen Halkbank davası var ya!.. Ha, işte bundan sonra da onu akıllardan hiç çıkarmamaya devam edin.

Damat Berat Albayrak’ın ,damat Jared Kushner ile arasının ne kadar sıkı fıkı olduğunu biz buradan biliyoruz. Peki, ABD’dekiler bizim buradan bildiklerimizi bilmiyorlar mı?.. Elbette daha fazlasına hakimler!.. Neymiş efendim? Demek ki, sarayın bir ‘B’ planı varmış. İlahlar kurban istedi mi bilemem!.. Ama ayak izlerine bakarak gördüğüm; ilahlara bir kurban sunuldu. O da damat Berat Albayrak oldu.

“Ya etme eyleme devletler arası politika böyle olur mu?.. İlişkiler böyle mi yürür” demeyin!... Esad’a bakın... Suriye’ye bakın... Rusya’ya bakın... “Dostum Bush” ve “Dostum Obama”dan bu yana bakın... Libya’ya bakın... Fransa ve Macron’a bakın... Bakın da bakın!.. Hep aynı zihniyeti ve sonucunda Türkiye’nin içine sokulduğu çıkmazları göreceksiniz.  Bizim buralarda 18 yıldır işler böyle yürütülüyor!.. İlahların, sarayın bu hamlesine karşın ne ışık vereceğini görmek için önce resmi açıklamayı ve sonrasında olacakları beklememiz gerekecek. Bildiğim tek şey var.  Bu “jest” kabul görürse arkasından S-400’ler, Suriye’de sözde PKK devletçiği ve Kıbrıs gelir... Nasıl mı olur?.. Cevap;

“Dostum Biden”..

★★★

-Büyük önder ATATÜRK,  bugün seni bir kez daha minnet ve özlemle anıyoruz.

Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.