Korkusuz
Ümit Zileli

Benim zavallı bahtsız ülkem!

Saray, kesenin ağzını iyice açtı... Seçimler için vaatlerin bedeli ödeniyor...

Öyle olunca Merkez Bankası gece gündüz para basmaya başladı haliyle! İnanmayan bankaya ya da ATM’ye gidip para çeksin görsün; banknotlar gıcır gıcır, cillop gibi vallahi!

Peki, bu değirmen pardon hazine bunu nasıl karşılıyor derseniz, karşılamıyor, her şey seçim sonrasına öteleniyor... Cumhur İttifakı kazanırsa ne yapacakları belli; kaşıkla verdiklerini en büyüğünden kepçeyle geri alacaklar doğal olarak! Millet bugünkü yoksulluğu bile mumla arar hale gelecek, ama ne gam atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiş olacak...

Kaybederse ne olacak peki? Tüm yük, iflasın dibine vurmuş olan ekonomi yeni iktidarın üstüne yıkılmış olacak! Diğer bir deyişle, bir zamanlar AKP’li Cumhurbaşkanı’nın dilinden düşmeyen o meşhur deyim gerçekleşecek, AKP için “Win-Win” yani “Kazan-Kazan” olacak

-Yeni gelen ayıklasın pirincin taşını, onu mu düşünecek!

Ben, hiç öyle geçmiş yıllara, o yıllarda yaşanan kepazeliklere girmeyeceğim... Dün gündeme düşen haberlerden birkaç tanesini paylaşacağım... Paylaşacağım ki, başımıza neler gelecek, nasıl bir Türkiye’de yaşayacağız, bilgi sahibi olun...

-Artık ne yaparsınız, ne düşünürsünüz o da size kalmış!

Güler misin ağlar mısın!


Süt ile başlayalım...

Bir zamanlar fiyatı çok, değeri fazla, yürütülmesi olası mallara alarm takılırdı,  marketlerin ekstra güvenlik önlemi aldığı ürünler kervanına alkollü içecekler, bebek bezi ve mamalardan sonra süt de eklendi. Bir zamanların en ucuz ürünlerinden biri olan süt artık pahalı sınıfına terfi ettiği için artık onun da boynuna alarm takıldı!

Öyle olması gerekiyordu çünkü marketlerde şimdilerde UHT süt 22-27 liraya, günlük süt ise 35-40 lira arasında satılıyor!

Bir başka yenilik de peynirde yaşandı; fiyatı eti bile geride bırakan peynir için harika bir çözüm üretildi. Artık dilim peynir alabileceksiniz; ortalama 28 gramlık peynir dilimleri sizi bekliyor. Gideceksiniz markete, bastıracaksınız 5 ila 10 TL arası parayı, alacaksınız peynirinizi, artık ekmek arası mı yaparsınız, ikiye bölüp iki öğünde mi yersiniz orası size kalmış, afiyet olsun!

Şimdi yazacağım yeni uygulama, halkın neredeyse yüzde 90’ını hiç mi hiç ilgilendirmiyor...

Neden derseniz basit, paranız yetmez de ondan! Turizm Bakanlığı’nın müthiş buluşunun adı şöyle:

-Lüks kamping!

Nasıl olacak bu peki? Ormanları talan ederek tabii; üstelik bakanlık yandaşları teşvik etmek için yasal zemini de oluşturarak “Turizm belgesi” de verecek, iyi mi!

Neler yaşanacağını, yapılanın ne kadar tehlikeli olduğunu İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden emekli Prof. Dr. Doğan Kantarcı şöyle anlatıyor:

-Bu bir yağma projesi, birileri para kazanacak. Ormanlar rezil rüsva olacak. Orman içinde çukur kazarken kökler önlerine çıkacak ve kesecekler. Kesilen köklerden ağaçlar su ve besin maddesi alamayacak. Dolayısıyla kuruyacaklar!

Üstelik iktidarın bu yaptığı anayasaya da aykırı; anayasanın 169’uncu maddesinin 3. fıkrası aynen şöyle diyor:

-Ormanlara zarar verecek bir çalışma yapılamaz.

Ben de çok saf mıyım neyim, bilemedim!

Ele verir talkını kendi yutar salkımı!


Niçin “saf mıyım” diye soruyorum biliyor musunuz? Yanıtı aşağıda:

Şimdi okuyacağınız haber tam tamına “Yeni Türkiye” haberidir. Aklı başında bir ülkede böyle bir şeyi yapmaya ya da anlatmaya kalksanız deli diye tımarhaneye tıkarlar!

Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu, Nilgün Akman’ı Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü’nden sorumlu başkan yardımcısı olarak atadı. Gayet doğal, birlikte çalışacağı kişiyi atama yetkisi var. Haberin devamına bakalım; Ancak, Akman’ın ‘ağaç ve fidanlara zarar vermekten’ ertelenmiş hapis cezasının olduğu öğrenildi.

Gerçekten şaka gibi değil mi! 2018’de oturduğu sitedeki komşuları Akman’ı “Dikili ağaç, Fidan veya bağ çubuğuna zarar veriyor” diyerek şikayet etmiş, hakkında soruşturma açılan Akman’a bu nedenle beş ay hapis cezası verilmiş, ancak sabıka kaydı olmadığı gerekçesiyle karar ertelenmiş...

-Fıkra diye de anlatabilirsiniz, beis yok!

Son örnek, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tasarrufa ne kadar düşkün olduğu ile ilgili bir haber...

Diyanet’in, ekonomik kriz nedeniyle yoksulluğa hatta açlığa mahkum olan halkımıza “pazara akşam vaktinde gidin, daha ucuz” öğüdü verdiği malumunuzdur.

İşte bu Diyanet, İzmir’de inşa ettirdiği Dini İhtisas Merkezi için tam 279 milyon TL kaynak aktardı!

Bitmedi; Elazığ’a inşa ettirdiği Harput Diyanet Külliyesi’ne bakalım bir de...Yapımına 2018’de başlanan külliye için 63.4 milyon lira proje tutarı ayrıldı, bu miktara 2020 yılı bütçesinden de 13 milyon 761 bin TL aktarıldı. Külliye için 2021 yılının sonuna kadar toplam 89 milyon 249 bin TL harcandı.

Peki, 90 milyon TL’ye mal olan bu külliyeye bir ay içinde ne kadar mobilya parası harcandı dersiniz?

-Tam tamına 2.8 milyon TL!

Bence bu yazıyı saklayın, seçim sandığına giderken eğlence olsun diye okursunuz! Haa, bi de pazar yerine aman ha gündüz vakti gitmeyin. Ne diyo Diyanet, akşam daha ucuz oluyo diyo!