Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Bekir Coşkun'un ölümü ile sadece Türkiye değil... İnsanlık bir değerini yitirdi...

Mükemmel insan, olağanüstü yazar ve düşünür Bekir Coşkun’a rahmet...

Ailesine ve tüm sevenlerine ise baş sağlığı diliyorum...

Bu vesileyle de...

Hayatımın anlamını ve akışını değiştiren büyük filozof Epikür’ün (Epikuros) ölümden neden korkmadığını anlatan o ünlü sözünü hatırlatmak istiyorum:

“Ben varken ölüm yok; ölüm geldiğinde ise ben yokum...”.

[caption id="attachment_207940" align="alignnone" width="880"] Bekir Coşkun[/caption]



Bu felsefe vurdumduymazlık değil ölüme meydan okumak...

Yaşama sarılmaktır...

Ve...

Ölüm acısını ezeli mekandan ebedi mekana transfer olanın değil...

Arkasında bıraktıklarının çektiği gerçeğidir...





Temiz insan için ölüm dediğiniz nedir ki?..

Nefes alamamaktır...

O kadar...

Nitekim...

Bir, nefes alırken var olan Bekir Coşkun...

Ve bir de...

Sonsuza kadar nefes alamayacak olan ama...

Ardında bıraktığı herkese “nefes” olabilecek kadar değerli Bekir Coşkun...





Asıl olan...

Ölümden sonra arkada bırakılan değerlerdir canlarım...

O değerlerin en yücesi ise “sevebilme” gücüdür...

Bekir Coşkun, arkasında işte bu en yüce duyguyu; yaşayan ve yaşayacak olan herkese emanet eden mükemmel bir insandı...





Onun ölümü ile sadece Türkiye değil...

İnsanlık bir değerini yitirdi...

Bütün insanlığın başı sağ olsun...

Bütçe açık verecek tamam da nasıl kapatılacak?..


2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi TBMM’ye sunuldu.

Kim sundu?..

Tabii ki Partili bir cumhurbaşkanı hazırladı ve sundu...



17 Ekim’de Meclis’e sunulan teklifte 2021 yılında bütçe giderleri 1.35 trilyon lira...

Bütçe gelirleri 1.1 trilyon lira...

Vergi gelirleri 922.7 milyar lira...

Bütçe açığı 245 milyar lira olarak öngörüldü...



Bütçe açığı devletler için normaldir...

Olabilir yani ama...

Önemli olan...

Bütçenin:

Hangi zihniyet tarafından...

Ve nasıl açık vereceğidir.

BÜTÇE NEDİR?..


Bir sonraki dönemde (Hafta, ay, yıl olabilir) gerçekleşecek gelir-gider tahminidir...

Bir aile ve bir şirketin bütçesiyle devlet bütçesi arasındaki tek fark ise...

Devletin, giderleri gelirlerinden fazlaysa para basma yetkisinin olmasıdır...



Bütçeler gelirlere göre mi?..

Yoksa giderlere göre mi hazırlanır?..



Tabii ki doğru olan; önce gelirleri öngörmek...

Sonra da ona göre giderleri tahmin etmektir...

ÜRETMEDEN TÜKETEN BİR EKONOMİ YARATILIR...


Aile ve şirket bütçelerini siyasi amaçları hiç olmayan bireyler yapar...

Devlet bütçelerini ise...

Siyaseti meslek edinmiş...

Hedefleri seçim kazanmak olan siyasetçiler yapar...



Halkın ve ülkenin geleceğini düşünen...

Siyaseti halka hizmet için yapan sorumluluk sahibi politikacılar:

Denk bütçe yapmayı...

Bütçeye uymayı ilke edinirler...



Hedefleri sadece seçim kazanmak...

Sürekli iktidarda kalmak olan politikacılar ise...

Gelişimi sağlayan...

Gelir ve haliyle refah artırıcı yatırımlar yapmak yerine...

Bol para basarak...

Göze hoş gelen...

Üretmeden tüketen bir ekonomi yaratırlar...

AİLELER AÇIK BÜTÇEYİ NASIL KAPATIR?..


Bir aile bütçesi nasıl olmalıdır?..



Elbette önce gelirler...

Sonra da yapılacak harcamalar öngörülmelidir...



Bu demektir ki...

Bir aile her zaman, denk bütçe yapmalıdır...

Buna rağmen harcamaları gelirlerinden çok olan aile:

Ya borçlanır...

Ya da...

Varsa eğer sahip olduğu bazı menkul ve gayrimenkulleri satmak zorunda kalır...

Arkadan gelecek olana çöplük bırakmak...


2021 yılı bütçe rakamları size ne anlatıyor?..



Bütçeyi hazırlayan siyasi iradenin 2021 yılında erken seçime gitmek için çare arayacağını...

Çok miktarda karşılıksız para basacağını...

Enflasyonu; yüksek faizli dış kredilerle ithal edilen ürünlerle düşürmeye çalışacağını gösteriyor...



Yani... “Benden sonra tufan...”.

Ya da:

“Bir beş sene daha kazanırım... İlk üç yıl sıkar, dördüncü ve beşinci yıllarda bollaştırarak yine iktidar olurum...”.



Bunun tercümesi ise...

Pislikleri halının altına süpürmek...

Bir sonraki kiracıya oturulacak bir konut değil...

Bir çöplük bırakmaktır...

O YOL DA YOL DEĞİL...


Devletler sürekli borçlanarak ayakta kalabilirler mi?..



Kalabilecek olsaydılar atalarımız:

“İtimadı lütuf sanıp borca sarılma, bir gün istenecektir sonra darılma” demezlerdi...



Yine devletler, varsa eğer mal mülk satarak ayakta kalabilirler mi?..



Atalarımız bu durumun vahametini anlatabilmek için:

“Hazıra dağ dayanmaz” dediklerine göre...

Demek ki o yol da yol değil...