Korkusuz
İbrahim Daş

Bakanların deprem bölgesinden aday olması

Erdoğan, bazı bakanların deprem bölgesinden bazı bakanların da büyükşehirlerden aday olacağını açıkladı.

Kimisi Erdoğan’ın bakanlarını, milletvekili yaparak korumayı hedeflediği görüşünü dillendiriyor.

Kimisi de bakanlar, kamu görevlisidir diyerek istifasını bekliyor.

Hatta eşit yarışma koşulları ortadan kaldırılıyor diyenler de var.

Eğer değişen rejimle, yetkilerin sadece Erdoğan’ın elinde topladığını ama Atatürk’ün kurduğu rejimin hala devam ettiğini sanıyorsan ne yazık ki bu yorumları yaparsın.

Bu yorumlar Atatürk’ün kurduğu rejim devam etseydi geçerli olurdu…

Sondan başlayalım.

AKP 2002’den beri hangi gün muhalefete, eşit yarışma şansı tanıdı da şimdi tanıyacak kaldı ki bakanların aday yapılmasının sebebi bu değildir!

Kamu görevlisi oldukları iddiasına gelince, 16 Nisan sonrası gelen rejim, bir devlet mekanizması değil bir şirket mekanizması olarak işlemektedir.

Kamu yararı değil emperyalizmin çıkarları gözetilmektedir.

Son olarak Erdoğan’ın; bakanları milletvekili yaparak muhtemel bir Millet İttifakı iktidarı karşısında, koruyamayacağını bilmediğini mi sanıyorsunuz.

Meclis çoğunluğunu Millet İttifakı aldığında ve Kılıçdaroğlu da seçildiğinde, milletvekili dokunulmazlığının, hukuksuzluğa bulaşmış bir milletvekilini korumayacağını, Erdoğan çok iyi bilmektedir.

Özellikle İçişleri, Hazine ve Maliye ve Sağlık bakanının deprem bölgesinden aday olmaları, seçimin merkezinin deprem bölgesi olduğunun göstergesidir.

Bu adaylıkların ise salt oy kazanma amaçlı olduğunu hiç düşünmüyorum.

Düzenli olarak getirilip yurttaşlık verilen ve yeni rejimin öz evlatları olan mültecilerin, deprem bölgesinde her daim iktidar ile birlikte olduğu bir gerçektir…

Yurttaşlarımızın büyük bir çoğunluğu hala eski Türkiye var zannederek yaşıyorken düzenli olarak getirilenler, değişen rejimin kendilerine güvence olduğunu çok iyi biliyorlar.

O nedenle çok rahatlar ve verilecek her türlü görevi yaparlar!

AKP’nin bölgede, depremzedelere yardım eden Millet İttifakı’na karşı tahammülsüz olduğu, bölgede yaşanan olaylarda görülüyor.

Millet İttifakı’nın bileşenlerinin sabrı ile bugüne kadar büyük bir olay çıkmadı.

Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu sinirleri alınmış gibi sağduyu ile olaylara yaklaşmaya devam ediyor.

Bu çok önemli ve bunu halka anlatmak herkesin yurttaşlık görevidir.

Diğer yandan AKP iktidarı döneminde, gerçek olmayıp halkı galeyana getirmek için atılan iftiraları da gördüğümüzü hiç unutmayalım.

Türkiye’de bir kargaşadan en çok ABD emperyalizmi ve seçimi kaybedeceğini anlayan iktidar sevinir…

Seçimin sonuçlanması için Millet İttifakı bileşenleri, önlerine kurulacak tuzaklara düşmemeli ve seçimi kaybedecek olan iktidarın eline malzeme vermemelidir.

Ayrıca seçimin 11 ilde değil 81 ilde yapılacağını da unutmamalıyız.