MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşenerin, Mart 2024 yerel seçimlerinde 81 ilde aday çıkaracaklarına ilişkin açıklamalarını hatırlatarak, "Onların 81 ilde aday çıkarma iddiaları sadece tantanadır. Tarih bunları bir gün mutlaka yazacaktır. Şayet bir millet, şayet büyük bir fikrin ateşlediği dava; ilk zorlukta, ilk zorba saldırıda hakkından vazgeçmiş olsaydı, tarih diye bir şey asla olmaz, olamazdı. Biz arkamıza değil, önümüze bakıyoruz. Çünkü arkamıza baktığımız takdirde ayağımızın ilk tümsekte takılacağını, ilk engelde yere yığılıp kalacağımızı, ilk badirede güzergahımızdan sapacağımızı biliyor ve görüyoruz. Yanlış ve yalan davaları parlatmaya niyetlenenler beyhude yere oyalanan, kendilerini ve yakın çevresini aldatan karanlık figüranlardır ve aynı zamanda gafiller cephesidir" dedi.

'KUDÜS, MUKADDESATIMIZIN NAMUS KİLİDİDİR'

Devlet Bahçeli, Gazzenin yaşadığı zulme dünyanın kulaklarını tıkadığını belirterek, "Kudüs 9 Aralık 1917de İngilizler tarafından işgal edilmişti. O gün bugündür Kudüs ağlıyor, Gazze ağlıyor, samimi Müslümanlar feryat figan ediyor. O günden beri mabetlerimizin kanı çekiliyor, ahı yükseliyor, mazlumların göz pınarlarından sicim gibi yaşlar akıyor. Harem-i Şerifin içinde yer alan Mescid-i Aksa bu yüzden hüzünlü, Kubbetüs Sahra bu nedenle mahzun, Filistinli kardeşlerimiz bu sebeple gariptir. Kudüs İslamdır ve aynı zamanda Türklüğün derin izlerini taşımaktadır. Kudüs mukaddesatımızın namus kilididir. 'Gitti' demekle gitmez, 'düştü' demekle düşmez, 'İsrailin' demekle bu tartı bu sıkleti çekmez, çekemez, çekmeyecektir. Sanmasınlar sadece Kudüs, sadece Gazze İslamdır; buraların dağı İslamdır, taşı İslamdır, kuşu İslamdır, kurdu İslamdır, havası İslamdır, toprağı İslamdır ve koruyucusu Allahtır" diye konuştu. 

'İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARI NEREDE?'

Gazzede bir insanlık suçu işlendiğini vurgulayan Bahçeli, sözde insan hakları savunucularının bu katliama sessiz kaldıklarını söyleyerek, şöyle dedi:

"Savaş suçu kabul edilen ve ciğerleri patlatan beyaz fosfor bombası kullanıldığına ilişkin kanıtlar bir bir ortalığa dökülmüştür. Gazzede insanlık değerleri, insan hak ve hukuku sukut etmiş, vurgun yemiş, yağma edilmiştir. Gazzede çocuklar, kundaktaki bebekler, yaşlılar, kadınlar, tüm sivil ve masumlar kurşunların, bombaların, barbar saldırıların canlı hedefidir. İsrail hunhar saldırılarına hız kesmeden devam etmektedir. İsrailin başına gelenler karşısında yas tutup da Gazzenin çığlıklarına kulak tıkayanlara her şey bir yana insan demek mümkün müdür? İsrail saldırılarına derhal son vermelidir. İki devletli çözüm vasatı mutlaka oluşturulmalıdır. 18 Ekim 2023 tarihinde toplanacak İslam İşbirliği Teşkilatı top çevirmekten, cılız kınama mesajlarından çok daha fazlasını yapacak karar ve kararlılık içinde olmalıdır. Ayrıca ABDnin Doğu Akdenize uçak gemilerini sevk etmesi hafife alınamayacak bir tehdit ve sorumsuzluktur. Buna misilleme ve cevap olarak Türkiyenin Doğu Akdenizde tatbikat kararı alması doğru ve cesur bir tavırdır. Meydanın boş olmadığına dair çok güçlü bir mesajdır. İsrailin sivillere saldırısına karşı çıktığımız gibi Hamasın da sivillere saldırmasına karşı çıkıyoruz."

'SUDAN BAHANELERE SIĞINMA'

Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu, bugün Genel Kurulda görüşülecek olan, Irak-Suriye Tezkeresine destek vermeye çağırarak şöyle konuştu:

"Sayın Kılıçdaroğlu, bugün görüşülecek Suriye ve Irak tezkeresine ne diyeceksin onu söyle? 'Evet' mi, 'hayır' mı oyu kullanacaksınız, bunu açıkla. Sudan bahanelere sığınma, nerede durduğunu göster. Türkiyenin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketlere destek misin değil misin? Söyle de duyalım. Terör tehdidi ve güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbirin alınmasından yana mısın, değil misin? Paylaş da bilelim. Irak ve Suriyedeki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesinin yanında mısın değil misin? İtiraf et de ederini, giderini öğrenelim. Bu çerçevede Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde terör örgütlerine sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak maksadıyla yabancı ülkelere gönderilmesine destek misin, değil misin? Bir zahmet açıklığa kavuştur da duruşunu görelim. Bak Sayın Kılıçdaroğlu, sen de iyi biliyorsun ki, Türkiyeye gayrimeşru yabancı postalların ayak basması diye bir şey yoktur; şayet olursa verilecek sadece bir canımız vardır, çiğnenmesi gerekecek bir bedenimiz vardır, onlar da vatana, millete bin defa feda olsun."

'KILIÇDAROĞLU, ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜN ÜZERİNİ ÖRTÜYOR'

Bahçeli, Yeşil Sol Partinin hafta sonu yapılan 4'üncü olağan kongresine ilişkin, "HDPnin peruk takmış, poşu bağlamış, makyaj yapmış hali olan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi isimli bölücü yapının 4üncü büyük kongresi yapıldı. Bu terör gösterisinin yapıldığı salonda İstiklal Marşı okunmadı, Türk bayrağı asılmadı, bebek katilinin posteri sahneye taşınarak cinayet ve ihanete güzellemeler yapıldı. Ne Kılıçdaroğlundan ne de diğer kaprisli, kafaları gidip gelen müzmin ortaklarından hiç ses çıkmadı. Bühtan oklarıyla devlete çürümüş diyen Kılıçdaroğlu, asıl çürümüşlerin nedense üzerini örtüyor" dedi.

4 Ekim'de Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Ağrı Milletvekilinin de içinde bulunduğu ve bölücü parti üzerine kayıtlı bir otomobilde terör örgütüne katılmak üzere taşınan 2 teröristin yakalandığını söyleyen Bahçeli, "Türkiye Büyük Millet Meclisi sıralarında oturan bir şerefsizin terörist sevk zincirinin tam ortasında yer aldığı bir kez daha teyit ve tevsik edildi. Sayın Kılıçdaroğlu, sizinkiler yine boş durmuyor, kaçak göçek dağa çıkmanın hesabını yapıyor; fakat bizim kahramanlar da hiçbirisine hamdolsun nefes aldırmıyor" diye konuştu.

'HDP VE DEVAMINDA KURULAN PARTİ DERHAL KAPATILMALI'

1990 yılından buyana HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, BDP, HDP, YSP kod adıyla hıyanetin göbeğinde olan terör ve bölücülüğün siyasi yatağının şimdi de HEDEP olarak yoluna devam ettiğini belirten Bahçeli  "Bizim anlayamadığımız, bu Anayasa Mahkemesi ne yapmaktadır? 2021 yılından beri HDPnin kapatılmasıyla ilgili iddianameyi ne hakla, hangi amaçla, kimlere şirin görünmek için sumen altında bekletme gereği duymaktadır? Adı ne olursa olsun, bölücülüğün siyaset ayağını hukuken kırmak için daha hangi belge, bilgi ve delillerin olmasına ihtiyaç vardır? Hem tarih önünde, hem millet nezdinde, hem de yarın Mahkeme-i Kübrada hainlerden olduğu kadar Anayasa Mahkemesinden de davacı olacağımızı, hakkımızı da söke söke alacağımızı cümle aleme ilan ediyorum. Gecikmiş adalet, adalet değildir. Anayasa Mahkemesinin Kandille köprü kurması, teröristleri arkalaması hukuk onuruyla, demokrasi namusuyla kesinlikle bağdaşmayacaktır. Yapılması gereken açık ve bellidir. HDP ve devamında kurulan hangi parti varsa derhal kapatılmalı, bir daha bölücü ve yıkıcı bir siyasi organizasyona ruhsat ve icazet verilmemelidir" değerlendirmesinde bulundu.

(DHA)