★
İyi de kardeşim...
Kimsenin burnunu bile kanatmayan...
Sadece mesleklerinin gereğini yerine getiren...
Yani...
Olmaları gerektiği gibi “gazeteci” olan:
Murat Ağırel...
Barış Pehlivan...
Barış Terkoğlu...
Hülya Kılınç...
Aydın Keser...
Ve...
Ferhat Çelik...
Antartika’da mı oturuyorlardı?..
Onların yerleri yurtları belli değil miydi?..
O güzel insanları domates toplar gibi evlerinden toplamadınız mı?..

Tırnak çakısı bile taşımayan...
Hayatı boyunca şiddete başvurmamış...
Paraya pula ihtiyacı olmadığı halde ezilen, horlanan, özgürlükleri ellerinden alınmış insanların yanında yer alan...
Ve buna rağmen...
Yıllardır cezaevinde yargılanmayı bekleyen Osman Kavala, Uganda’da mı yaşıyordu?..
Evi yurdu yok muydu?..
Yıllarca hiçbir yere kaçmadı da son defasında mı kaçacaktı?..
★
Ayıptır be...
Yazıktır be...
Günahtır be...
Hepsinden daha önemlisi...
Bu yaptığınız:
Vicdansızlıktır be...
Yani...
Adaletsizliktir be...
★
Ne ulusal onur bıraktınız halkımızda...
Ne de devletimizde itibar...
Hepsini yer ile yeksan ettiniz...
Allah da sizleri bildiği gibi yapsın inşallah...
SAVCI HAKARET EDİYOR AMA CAN YARGILANACAK...
Yargıç şüpheliye sordu:
“Ülkemizin başbakanına küfür ve hakaret etmişsin...”.
“Etmedim Sayın Yargıç...”
“Seni buraya getiren polis duymuş...”
“Evet duydu ama bizimkine değil ülkenin birindeki herhangi bir başbakana küfrettim...”.
Yargıç, şüpheliyi getiren polise döndü:
“Bizim başbakana küfür ve hakaret etmemiş...”.
“Ben hakaret ve küfredilecek başbakanı bilmem mi Sayın yargıç” dedi Polis...
[caption id="attachment_6010528" align="alignnone" width="500"]

Cumhurbaşkanının ismi ve makamını konuşmasında geçirmediği...
Herhangi bir imada da bulunmadığı halde...
Can Ataklı hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla” 4 yıl 8 ay hapis cezası istendi...
★
Ben olsaydım Can’ın yerinde...
Bu fıkrayı anlatıp Savcı hakkında, Cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma başlatılmasını talep ederdim...
HEDEF ÜLKE HALİNE GETİRİLDİK...
Bırakın diplomat olmayı...
Dış politika konusunda biraz okuması olan biri bile...
Bir devletin “Hedef Ülke” haline getirilmeden önce, yalnızlaştırıldığını bilir...
★
Bu yalnızlaştırılma...
Hedef ülkeyi yutmak isteyenlerin, kapalı kapılar ardında yapacakları görüşmelerde planlanır...
Medyalar aracılığıyla geliştirilir...
Hedef Ülkenin iktidarı (Sivil ya da asker fark etmez) aracılığıyla gerçekleştirilir...
★
Yıllarca bütün gelişmiş dünya ülkeleriyle kavga eden bir siyasi iktidar, yönettiği devletin “Hedef Ülke” seçildiğinin halen farkında değilse...
Ve lider kadro halen...
Bütün ülkelere “silah” gösteriyor...
Kafa tutuyor...
Dini değerlerini aşağılıyorsa...
Kabul edilir ki...
Yönettiği devleti “Hedef Ülke” haline getiren güç...
İktidarın kendisidir...
BECERDİ ABİ...
2018 cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinden önce biri:
“Bu kardeşinizi seçin doları da faizi de enflasyonu da düşüreyim” demişti...
Bugünlerde 1 Dolar 7.40’ın birkaç kuruş altında, birkaç kuruş üzerinde gidip geliyor...
Ama olsun...
Faizler son iki yılda bir puan; enflasyon da yarım puan düştü...
★
Yani istifaya gerek yok...
Adam hem başardı...
Hem de becerdi abi...
UZLAŞMA ÇIKMAZ...
İki taraf da uzlaşma arıyormuş...
İki taraf da barıştan yanaymış...
İki tarafın da siyasi lideri öyle söylüyor...
★
İyi ama...
Silahların masa üstüne bırakıldığı bir görüşmede neyi nasıl müzakere edeceksiniz?..
Silahların olduğu masada hukuk yoktur...
Hukukun olmadığı masadan ise uzlaşma çıkmaz...
PARALEL DEVLET İŞGALİ Mİ?.
İYİ Parti Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray dedi ki:
“Milli bayramlar ancak ülke işgal altındaysa kutlanamaz...”.
[caption id="attachment_6010529" align="alignnone" width="500"]

30 Ağustos Zafer Bayramı’nı neden kutlamadığımızı...
Ya da...
Kutlayamadığımızı bundan daha güzel anlatan bir cümle kurulamazdı...
★
Çıray sadece, işgalci ülke ya da ülkelerin adını vermedi...
Kim bilir?..
Belki de...
“Paralel Devlet işgali” olduğu için isim vermemiştir...