Konut, yeniden yatırımcıların güvenli limanı haline geldi. Amortisman süresinin kısalması ve ileride fiyatların artacağı beklentisi yatırımcıları harekete geçirirken, yeterli birikimi olmayanlar ise çözümü ortak alım modelinde buldu. Son aylarda tek başına peşinat ve taksit ödeyemeyen 2-3 kişi bir araya gelerek konut alımı yapıyor, uygun zamanda satarak elde ettikleri kârı paylaşıyor.
YENİ BİR YATIRIM MODELİ DOĞUYOR
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Hakan Akdoğan, konut fiyatlarının artması ve kredi faizlerinin yüksek seyretmesi nedeniyle yatırımcıların yeni alternatiflere yöneldiğini söyledi. Ortak konut alımının geçmişte de bilinen bir yöntem olduğunu hatırlatan Akdoğan, günümüzde bu modelin daha da öne çıktığını belirtti.
“Ortak gayrimenkul alımı geçmişte de yapılabilen, bilinen bir seçenekti. Ama günün şartları bu seçeneği popüler hale getirdi” diyen Akdoğan, değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“Bekle-gör pozisyonundaki yatırımcılar artık alıma geçti. Geçen yılın ikinci yarısından bu yana konut satışları canlı. Fiyatların reelde gerilemesi alıcı cephesinde ‘fiyatlar dip yaptı, ileride aratacak’ beklentisi yarattı. Kiraya getirilen zam sınırının kaldırılması da yatırım amaçlı alımı destekledi. İstanbul’da 25 yılı aşan amortisman süresi 13-14 yıla kadar geriledi. Bu durumda farklı yatırım araçlarından çıkanlar ve imkânı olanlar konut almak istiyor. Ancak kimi zaman hem fiyat, hem de peşinat ve taksitler tek bir hane için yüksek geliyor. Bu nedenle 2-3 arkadaş bir araya geliyor, ortak alım yapıyor. Burada amaç alıp kiraya vermekten çok yatırım yapmak. İnşaat halinde kampanyalı, ya da ikinci elde pazarlıkla iyi bir rakama düşmüş mülkü alıyorlar, sonrasında doğru zamanda satarak kârı bölüşüyorlar. Özellikle beyaz yakalı kesim için bu yöntem geçmişte olmadığı kadar çok kullanılır hale geldi.”
KARLI AMA RİSKLİ BİR YOL
Ortak konut alım modeli her ne kadar yatırımcılara yeni fırsatlar sunsa da, beraberinde bazı riskleri de barındırıyor. Gayrimenkul hukuku uzmanı Avukat Hikmet Güngör, bu yöntemle yapılan yatırımların kârlı olduğu kadar dikkat edilmesi gereken yönleri olduğunu belirtiyor.
“Fiyatlar çok yükseldiği için özellikle orta gelirlinin tek başına yatırım amaçlı alım yapması zorlaştı. Bu sebeple birkaç kişi bir araya gelerek yatırım amaçlı gayrimenkul alma dönemi başladı” diyen Güngör, önemli uyarılarda bulunuyor:
“Mesela ortaklardan biri maddi olarak zor duruma düşerse satmak isteyebilir. Veya ortaklar arasında sıkıntı çıkarsa ortaklığın giderilmesi davası açılabilir. Kişileri uzun yıllar bekletecek ve zarara uğratacak bir dava süreci olmaması için mutlaka tarafların arasında ‘ortaklığın giderilmesi davası açılamayacağına’ dair sözleşme yapılmalı.
Ayrıca yine ortaklıkla ev, dükkân, arsa alacak kişilere ortak tapu almalarını öneririz. Ya da senetle şirketten bir alım yapılacaksa yine birlikte sözleşme yapmalarını tavsiye ederiz. Ancak herhangi bir sebeple tapu ya da sözleşme bir kişi adına yapılmak durumdaysa, bu defa ayrıca bir ‘ortaklık sözleşmesi’ hazırlamak gerekir. Kimin hangi oranda ortak olduğu, taşınmazın ne zamana kadar satılmayacağı, satıldığında en az hangi bedelle satılacağı mutlaka yazılmalı. Böylece taşınmazın planlananda daha erken ya da ucuz bedelle satılmasının önüne geçilir.”
NOT: Haberin içeriğinde yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir, yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve yatırım danışmanlığı kapsamında değerlendirilmez.