Erdoğan da öyle...
★
Elbette ki...
“Varoş kültürü” kişiyi:
Suçlu yapmaz...
Ama...

★
Genelde:
“Kaba” yapar...
“Nobran” yapar...
Ve hatta...
“Potansiyel suçlu” bile yapar...
★
Anadolu kökenli olan Varoş kültüründe:
Argo olmaz...
Varoş kültüründe küfür ve hakaret olur...
Çünkü canlarım...

★
Anadolu’da argo yoktu...
Anadolu kasabalısı (Şehirlisi değil...).
Ve...
Anadolu köylüsü İstanbul’a geldiğinde...
Küfrü ve hakaretiyle geldi...
★
Süleyman Soylu’nun argo kültürü olsaydı...
İmamoğlu’na hakaret etmek maksadıyla:
“Ahmak” demek yerine:
“Andavallı” derdi...
“Şavalak” derdi...
★
Anadolu kültüründe hakarete veya küfre muhatap olan biri eğer kabalık etmek istemez...
Ama...
Cevap vermeden de duramazsa...
Ya:
“Sensin” diye cevap verir...
Ya da:
“Ben senin” diyerek küfrü iade eder...
★
İmamoğlu:
“Aynen iade ederim” demek yerine...
“Seçimi iptal ettirenler asıl ahmaktır” dedi...
Ve...
★
YSK, o sıfatı...
Kendisine layık görmüş olmalı ki...
Alındı:
İmamoğlu’ndan şikâyetçi oldu...
★
Dün, duruşma vardı...
İmamoğlu’nun avukatı “reddi hâkim” talebinde bulundu...
Ki...
Çok saçma bir talepti...

★
Yargıç:
“Davayı uzatma amaçlı” diyerek kabul etmedi...
Ama...
★
İmamoğlu’nun sözlerinin:
(Müşteki HSK’ya değil) Süleyman Soylu’ya yönelik olduğunu söyledi...
Bu tespiti zabıtlara da geçti...
★
Bu demektir ki...
İmamoğlu:
Beraat edecek...
Merak ediyorum
Yargıç...
Dünkü duruşmada:
“İmamoğlu’nun sözleri (müşteki HSK’ya değil) Süleyman Soylu’ya yönelik” demesine rağmen...
Beraat vermezse ne olur?..

★
Karar öncesi kurduğu cümlenin:
Altında kalır...
★
Sözümün özü...
Sonunda beraat gelecek...
Bundan eminim...
Ama...
İmamoğlu ve amigolarının...
Beraat kararından sonra...
Yargıç’tan özür dileyip dilemeyeceklerini:
Merak ediyorum...
Yalancı ve müfteri
İktidar partisi anketçilerinden biri dedi ki:
“Ak Parti her zamanda ve zeminde rakiplerini yenecek güçtedir. Jakoben ve zorbaların ahlakı olan yöntemlere ihtiyacı yoktur...”.
★
CHP sözcüleri son 20 yıldır neredeyse şöyle diyorlar:
“Cumhuriyet Halk Partisi, her zamanda ve zeminde rakiplerini yenecek güçtedir. Jakoben ve zorbaların ahlakı olan yöntemlere ihtiyacı yoktur...”.
★
Bu söylem doğruysa...
Hem AKP Jakoben ve zorba...
Hem CHP Jakoben ve zorba...
★
Bu söylem yalansa...
Her iki parti sözcüleri de:
Yalancı...
Ve...
Müfteri...
Çerez parası
Duydunuz mu?..
Soylu, kendisine 5 kuruşluk tazminat davası açan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na...
Bir milyon liralık dava açtı...
★
Kılıçdaroğlu neden, Soylu gibi:
Milyonluk dava açamıyor?..
Sanırım...
Harç için yatırması gereken mangırdan mahrum...
★
Soylu’da ise...
Belli ki acayip mangır var...
O nedenle...
Bir milyon liralık dava harcını yatırmak...
Süleyman’a:
Çerez parası geliyor...
Entrika demek mi
Canlarım...
Bahçeli, Akşener’i suçlamak için...
Hemen her salı:
“PKK=HDP, bunlar da masa altından HDP ile görüşerek PKK ile ortak olmuş oluyorlar” demiyor muydu?..
Diyordu...

★
Akşener:
“HDP ile görüşmüyoruz ama Anayasaya göre seçimlere girmiş ve seçilen milletvekilleriyle mecliste temsil edilen hatta milletvekillerinden biri Meclis’i yöneten bir partinin meşruiyetini sorgula-yamayız” demiyor muydu?..
Diyordu...
★
Şimdi ne oldu?..
Bahçeli...
AKP heyeti HDP heyetini ziyaret edince:
Çark etti...
★
Bu sefer de Akşener:
AKP’yi:
Kendisi bizzat “meşru” kabul ettiği HDP ile görüştüğü için: Eleştiriyor...
★
Hay Allah...
Ne diyeceğimi şaşırdım...
Ama...
Yine de sorayım:
Siyaset gerçekten de:
“Entrika” demek mi?..
Tesadüf değil
Tolga Şardan’ın haberine göre...
İçişleri Bakanı Soylu...
İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’a:
“Sarallar Grubu operasyonuyla ilgili bana neden bilgi vermedin?” diye sordu...
Aktaş, cevap verdi:
“Size her söylediğimizde sızıntı oldu...”.

★
Bu diyalog gerçekten oldu mu bilmem...
Bilemem...
Ancak...
Saygın bir muhabir olarak bilinen Şardan...
Bu diyaloğu haber yaptığına...
Ve...
Halen yayında olduğuna göre...
★
Uzatmayayım canlarım...
Haber doğruysa...
Suç örgütü liderlerinin...
Her birinin:
Bakan’la görüştükten sonra firar etmeleri:
Tesadüf değil...
Sonsuz teşekkürler
Çalışma, Sanayi ve Milli Eğitim eski bakanlarımızdan Ali Naili Erdem:
“Atatürk Kemalist miydi” başlığı altında yayımlanan yazım için lütfetti...
Bir bilgi verdi...
★
1934’te gazeteci/yazar Peyami Safa, Atatürk’e:
“Hangi izmin içindesiniz?” diye soruyor...
“Hiçbirinin içinde değiliz” diyor Atatürk... “Her izm statiktir oysa biz dinamiğiz, yürüyüş halindeyiz. İzmler-den birinin içinde olursak dururuz, donar kalırız...”.
H
Ali Naili Bey’e telefonda ettiğim teşekkürü...
Bir de sizlerin huzurunda:
Tekrar edeyim...
★
Teşekkürler Sayın Bakanım...
Hem de:
Sonsuz teşekkürler...
Dünün tweeti
Prof. Dr. Bengi BAŞER
@bengibaser
Günaydın,
“Düşmanınızın neden korktuğunu anlamak için, sizi ne ile korkuttuğuna bakın.”
Eric Hoffer