Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Argo bilmeyenler hakaret eder

Süleyman Soylu, varoş kültürüyle yetişmiş bir politikacı...

Erdoğan da öyle...



Elbette ki...

“Varoş kültürü” kişiyi:

Suçlu yapmaz...

Ama...





Genelde:

“Kaba” yapar...

“Nobran” yapar...

Ve hatta...

“Potansiyel suçlu” bile yapar...



Anadolu kökenli olan Varoş kültüründe:

Argo olmaz...

Varoş kültüründe küfür ve hakaret olur...

Çünkü canlarım...





Anadolu’da argo yoktu...

Anadolu kasabalısı (Şehirlisi değil...).

Ve...

Anadolu köylüsü İstanbul’a geldiğinde...

Küfrü ve hakaretiyle geldi...



Süleyman Soylu’nun argo kültürü olsaydı...

İmamoğlu’na hakaret etmek maksadıyla:

“Ahmak” demek yerine:

“Andavallı” derdi...

“Şavalak” derdi...



Anadolu kültüründe hakarete veya küfre muhatap olan biri eğer kabalık etmek istemez...

Ama...

Cevap vermeden de duramazsa...

Ya:

“Sensin” diye cevap verir...

Ya da:

“Ben senin” diyerek küfrü iade eder...



İmamoğlu:

“Aynen iade ederim” demek yerine...

“Seçimi iptal ettirenler asıl ahmaktır” dedi...

Ve...



YSK, o sıfatı...

Kendisine layık görmüş olmalı ki...

Alındı:

İmamoğlu’ndan şikâyetçi oldu...



Dün, duruşma vardı...

İmamoğlu’nun avukatı “reddi hâkim” talebinde bulundu...

Ki...

Çok saçma bir talepti...





Yargıç:

“Davayı uzatma amaçlı” diyerek kabul etmedi...

Ama...



İmamoğlu’nun sözlerinin:

(Müşteki HSK’ya değil) Süleyman Soylu’ya yönelik olduğunu söyledi...

Bu tespiti zabıtlara da geçti...



Bu demektir ki...

İmamoğlu:

Beraat edecek...

Merak ediyorum


Yargıç...

Dünkü duruşmada:

“İmamoğlu’nun sözleri (müşteki HSK’ya değil) Süleyman Soylu’ya yönelik” demesine rağmen...

Beraat vermezse ne olur?..





Karar öncesi kurduğu cümlenin:

Altında kalır...



Sözümün özü...

Sonunda beraat gelecek...

Bundan eminim...

Ama...

İmamoğlu ve amigolarının...

Beraat kararından sonra...

Yargıç’tan özür dileyip dilemeyeceklerini:

Merak ediyorum...

Yalancı ve müfteri


İktidar partisi anketçilerinden biri dedi ki:

“Ak Parti her zamanda ve zeminde rakiplerini yenecek güçtedir. Jakoben ve zorbaların ahlakı olan yöntemlere ihtiyacı yoktur...”.



CHP sözcüleri son 20 yıldır neredeyse şöyle diyorlar:

“Cumhuriyet Halk Partisi, her zamanda ve zeminde rakiplerini yenecek güçtedir. Jakoben ve zorbaların ahlakı olan yöntemlere ihtiyacı yoktur...”.



Bu söylem doğruysa...

Hem AKP Jakoben ve zorba...

Hem CHP Jakoben ve zorba...



Bu söylem yalansa...

Her iki parti sözcüleri de:

Yalancı...

Ve...

Müfteri...

Çerez parası


Duydunuz mu?..

Soylu, kendisine 5 kuruşluk tazminat davası açan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na...

Bir milyon liralık dava açtı...



Kılıçdaroğlu neden, Soylu gibi:

Milyonluk dava açamıyor?..

Sanırım...

Harç için yatırması gereken mangırdan mahrum...



Soylu’da ise...

Belli ki acayip mangır var...

O nedenle...

Bir milyon liralık dava harcını yatırmak...

Süleyman’a:

Çerez parası geliyor...

Entrika demek mi


Canlarım...

Bahçeli, Akşener’i suçlamak için...

Hemen her salı:

“PKK=HDP, bunlar da masa altından HDP ile görüşerek PKK ile ortak olmuş oluyorlar” demiyor muydu?..

Diyordu...





Akşener:

“HDP ile görüşmüyoruz ama Anayasaya göre seçimlere girmiş ve seçilen milletvekilleriyle mecliste temsil edilen hatta milletvekillerinden biri Meclis’i yöneten bir partinin meşruiyetini sorgula-yamayız” demiyor muydu?..

Diyordu...



Şimdi ne oldu?..

Bahçeli...

AKP heyeti HDP heyetini ziyaret edince:

Çark etti...



Bu sefer de Akşener:

AKP’yi:

Kendisi bizzat “meşru” kabul ettiği HDP ile görüştüğü için: Eleştiriyor...



Hay Allah...

Ne diyeceğimi şaşırdım...

Ama...

Yine de sorayım:

Siyaset gerçekten de:

“Entrika” demek mi?..

Tesadüf değil


Tolga Şardan’ın haberine göre...

İçişleri Bakanı Soylu...

İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’a:

“Sarallar Grubu operasyonuyla ilgili bana neden bilgi vermedin?” diye sordu...

Aktaş, cevap verdi:

“Size her söylediğimizde sızıntı oldu...”.





Bu diyalog gerçekten oldu mu bilmem...

Bilemem...

Ancak...

Saygın bir muhabir olarak bilinen Şardan...

Bu diyaloğu haber yaptığına...

Ve...

Halen yayında olduğuna göre...



Uzatmayayım canlarım...

Haber doğruysa...

Suç örgütü liderlerinin...

Her birinin:

Bakan’la görüştükten sonra firar etmeleri:

Tesadüf değil...

Sonsuz teşekkürler


Çalışma, Sanayi ve Milli Eğitim eski bakanlarımızdan Ali Naili Erdem:

“Atatürk Kemalist miydi” başlığı altında yayımlanan yazım için lütfetti...

Bir bilgi verdi...



1934’te gazeteci/yazar Peyami Safa, Atatürk’e:

“Hangi izmin içindesiniz?” diye soruyor...

“Hiçbirinin içinde değiliz” diyor Atatürk... “Her izm statiktir oysa biz dinamiğiz, yürüyüş halindeyiz. İzmler-den birinin içinde olursak dururuz, donar kalırız...”.

H

Ali Naili Bey’e telefonda ettiğim teşekkürü...

Bir de sizlerin huzurunda:

Tekrar edeyim...



Teşekkürler Sayın Bakanım...

Hem de:

Sonsuz teşekkürler...

Dünün tweeti


Prof. Dr. Bengi BAŞER

@bengibaser

Günaydın,

“Düşmanınızın neden korktuğunu anlamak için, sizi ne ile korkuttuğuna bakın.”

Eric Hoffer