Aliyev: "Türk dünyasının coğrafi sınırları daha geniştir. TDT üyesi ülkelerin dışında yaşayan soydaşlarımızın hak, güvenlik ve milli kimliklerinin korunması, asimile olmamaları gibi konularına artık teşkilatımız bünyesinde her zaman önem verilmesinin zamanının geldiğini düşünüyorum.
Genç neslin yaşadıkları ülkelerde kendi ana dillerinde eğitim alma olanakları olmalıdır. Maalesef Azerbaycan sınırları dışında yaşayan 40 milyon Azerbaycanlının büyük çoğunluğu bu olanaklardan yoksundur…
Biz, kaderin hükmüyle Azerbaycan'dan ayrı düşen soydaşlarımızın dilimizi, kültürümüzü, geleneklerimizi korumaları, tarihi vatanlarıyla bağlarını hiçbir zaman koparmamaları için çabalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.
Aliyev’in İran’daki Azeri kökenli İranlılara yönelik bu açıklamalarına ise cevap gecikmedi. Azerbaycan’ın Tahran Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak nota verildi.
Ardından İran Şura Meclisi Başkan Yardımcısı Ali Nikzad ise ''Torun, dedesini inkâr edemez. Bu nedenle Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın beyanları temelsizdir'' dedi.
Eski cumhurbaşkanı yardımcısı ve Azerilerin yaşadığı Tebriz eyaletinin Azeri kökenli milletvekili Mirtacettini de ''Gülistan ve Türkmençay Antlaşmalarında Bakü, Erivan, Karabağ vb. dâhil 14 vilayet İran'dan koparıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı'na birkaç laf etmek istiyorum. O büyük konuşmuştur. Tarihten bihabercesine Azerbaycan'ın İran'dan ayrıldığını görmüyor. Bu tür açıklamalarla komşuluğumuzda sorun çıkartamazsınız. Eğer ilhak söz konusuysa Nahçıvan, İran'a ilhak edilmelidir'' açıklamasında bulundu.
Aliyev’in açıklamalarına bakıldığında, İran’ın toprak bütünlüğünü hedef aldığı açıkça görülüyor.
Azerbaycan’ın savunma sistemini ve askeri lojistik desteğini, İsrail’den dolayısıyla ABD’den aldığını unutmamak gerekmektedir.
Diğer yandan yerüstü ve yer altı zenginliklerinin %98’nin başta ABD olmak üzere batının elinde olan bir Azerbaycan’ın, ABD emperyalizmden bağımsız konuşması mümkün değildir.
Dolayısıyla Aliyev’in; TDT’nin, Türk Dünyasını birleştireceği umudunu dile getirmesi pek inandırıcı değildir.
Kaldı ki bölgede BOP’a direnen tek ülkenin İran olduğunu ve AKP’nin BOP’ta oynadığı rolü de eklersek olay Türk Dünyasının birleşmesinin dışında bir şeydir.
İran iç kargaşa ile ve dışarıdan eğit donat ile parçalanacak gözüküyor. Yalnız İran, bir Suriye değildir. BOP’ta görev alanlara da ateş sıçrar…
Aklıma, 1995’te Irak’tan kaçıp “Irak’ta biyolojik silah var” diyerek ABD işgalinin önünü açan, sonra da “yalan söyledim” diyen Rafid Ahmed Alwan El-Cenabi geldi.
ABD ve BOP başkanlığı, İran’ın parçalanmasını hızlandırmak için El-Cenabi’lere de ihtiyaç duyabilir. El-Cenabi’ler, hangi ülkeden ses verirse İran için o ülke, başat düşman olacaktır…