★
Yapılacak bir işin...
Uygulanacak bir sistemin “doğru” olması yetmez...
İşi yapacak...
Sistemi uygulayacak kişi ve kişilerin de doğru seçilmesi şarttır...
★
Kalp ameliyatında en doğru yöntemlerden birinin By-pass olması:
Doğru yöntemdir...
Ama...
Ameliyatı yapmak için hiç kimsenin aklına:
Beni görevlendirmek gelmez...
★
Elbise dikim işini berbere...
Saç sakal kesme görevini kasaba verir misiniz?..
★
Bunları yazdıktan sonra da Akşener’e hitaben...
Şöyle devam etmiştim:
★
Senden lider olmaz Meral...
Dürüstsün...
Çalışkansın...
Ama...
Entelektüel boyutun yok...
İngilizce yazmayı ve konuşmayı bilmiyorsun...
Amman ha!..
Sakın genel başkan olarak kendini seçtirip ilk düğmeyi yanlış ilikleme...
Kuracağınız parti sadece merkez sağı değil...
Merkez solu da kucaklayabilmeli...
Yani: Hem seküler, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı...
Ama...
Hem de:
Muhafazakâr demokrat bir liberal olmalı...
Genel Başkanı entelektüel ve...
İngilizceyi mükemmel konuşan...
Mükemmel yazabilen...
Devlet deneyimine sahip...
Uluslararası çapta saygınlığı ve güvenilirliği olan biri olarak tanınmalı...
Meselâ kim mi?..
Saygı duyduğunu...
Ve...
Güvendiğini bildiğim biri...
Örneğin:
İlhan (Kesici) ağabeyin...
[caption id="attachment_405604" align="alignnone" width="600"]

★
Bu yazıyı ne Akşener okudu...
Ne Kesici...
Çünkü o günlerde...
En çok bin kadar kişinin okuduğu...
Kendime ait bir blogda yayımlandı bu yazı...
★
İlerleyen aylarda kimin ulaştırdığını bilmiyorum ama Kesici’nin okuduğunu öğrendim...
Telefon etti...
O yazım üzerine biraz konuştuk...
“Olabilir miydi?” diye sordum...
“Olabilirdi ama belli ki Meral’in de benim de aklımıza gelmemiş” dedi...

★
Daha sonra...
Youtube kanalımda takipçilerimin sayısı 250 bine ulaştığında bu defa da:
“Sevgili Meral” diye başlayan bir videomda o yazımı hatırlatıp:
“Nasıl olsa Kemal Bey de ittifakın genel başkanlarının aday olmamalarının en doğrusu olduğunu söyledi, keşke sen de CB adaylığı için saygı duyduğunu ve güvendiğini bildiğim İlhan Kesici’yi önersen” diye devam ettim...
★
O günlerde de sevgili Meral’in gözü...
Bugünlerde olduğu gibi:
İmamoğlu’ndan başkasını görmediği...
Ve tabii ki: Videomu da izlemediği için...
İlhan Kesici’yi asla önermedi...
★
Dün ortak bir dostumuz aradı:
“Meral Hanım İlhan Bey’i önerdi ama Kemal Bey kabul etmedi” dedi...
★
Canlarım...
Kişilere ve kurumlara olduğu gibi...
Halklara da bazen “kurtuluş” fırsatları gelir...
Ama...
Halkların beyni politikacılar olduğu...
Politikacılar da genelde halkların değil...
Kendi geleceklerini düşündükleri için: Fırsatları ayaklarıyla çiğnerler...
Ne yazık ki: Aynen böyle olur...
Sıra Akşener’de

Salomon ve Mişon karşılıklı evlerde oturan iki dost...
Salomon ertesi gün Mişon’a olan borcunu ödeyemeyeceğini düşündükçe...
Yatakta:
Bir o yana...
Bir bu yana dönüyor:
Uyuyamıyor...
Eşi Rebeka neden uyuyamadığını soruyor...
Salomon sebebini anlatıyor...
Rebeka kalkıyor...
Pencereyi açıp, avazının çıktığı kadar bağırıyor:
“Mişooonnnn... Salomon sana yarın ödeyeceği borcunu ödemeyecek bilesin...”.
Sonra da kocasına dönüyor:
“Haydi yat kuzusi, şimdi de o uyuyamasin...”
★
Bana göre...
Akşener ne masayı dağıttı...
Ne de masayı devirdi:
Meral Hanım:
Kendisini devirdi...
★
Az daha...
Yavaş ve İmamoğlu’nu da deviriyordu...
Ama neyse...
Geç de olsa iki başkan kendine geldi...
Ve...
Beklenen açıklamayı yaptı...
★
Böylece Yavaş ve İmamoğlu...
Uykusuz geçen iki geceden sonra yaptıkları açıklamayla Akşener’e:
“Şimdi de sen uyuyama kuzusi” demiş oldular...
Ne yapmalı?
Lider, öngörü yeteneği olan:
Vizyoner kişidir...
Lider, sadece kendisinin ne yapacağını plânlayan değil...
Karşıdakinin (Ya da karşıdakilerin) de ne yapacağını:
Doğru tahmin etme yeteneği olan kişidir...
[caption id="attachment_405608" align="alignnone" width="600"]

★
Akşener ne yapacağına geç de olsa karar vermiş olmalı ki:
Yıllardır bir umut haline gelen masanın devrileceğini bile bile:
Ve...
Yıllardır oturduğu masa arkadaşlarına hakaret ederek:
Masayı dağıttı...
★
Daha da kötüsü...
Ve...
Hiçbir siyasi ahlâka sığmayacak bir şey yaptı...
★
Siyasi nikâhları...
CHP Genel başkanı Kemal Bey’de olan:
Yavaş ve İmamoğlu’na:
Evlilik teklif etti...
★
İki Başkan önce bocaladılar...
Beklediler...
Sonra “hesap” yaptılar...
“Kendini devirdi bizi de devirecek” deyip:
“Biz Genel Başkanımızla yürümeye devam edeceğiz” dediler...

★
Prof. Mithat Baydur bu ilkesizliği:
Şöyle örnekledi:
“Çocukluğumuzun Yeşilçam filmlerinde, evli kadınları ayartan Önder Somer’e benzedi...”.
Boşuna sevinmeyin

İktidar yandaşı gazetecileri:
“Ankara’dan abileri gelmiş de evde bir bayram havası estirmiş” gibi keyifliler...
Yani...
Net ofsayt pozisyonunda atıldığını gördükleri halde...
Gole sevinen fanatiklere...
Amigolara:
Benziyorlar....
★
Nitekim az sonra Hakem VAR tarafından uyarılıyor...
Pozisyonu izliyor...
Sonra da...
İki elinin işaret parmakları açık...
Havada dikdörtgen çizdikten sonra...
Aynı iki elini...
Otomobil cam silecekleri gibi oynatarak:
Golü iptal ediyor...
★
Efendiler...
Boşuna sevinmeyin...
Meral’in bu yanlışı:
“Tanrısal” bir yanlış...
Göreceksiniz ki:
Millet İttifakı daha çok güçlenecek...
Başka ne denir ki

SOZCU.COM.TR, Akşener’in Millet İttifakı Masasından kalkışını:
“Masayı dağıttı” başlığıyla verdi...
★
Bu başlık...
Yazı işlerinin mutabık kaldığı bir tanımlamaydı...
Yani:
Bir görüştü...
★
İçeriği okuduğunuzda anlıyordunuz ki...
Akşener, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı gösterilmesini kabul etmemiş...
Bir de üstüne üstlük:
Diğer genel başkanları ağır suçlayıcı bir dil kullanmıştı...
★
Yani...
Haberin içeriği doğruydu...
Tartışılan ise:
Haberin başlığıydı...
★
Başlık tartışılır mıydı?..
“Yanlış” demeden tabii ki tartışılırdı...
Çünkü kişisel görüş:
“Mutlak doğru” olan bir şey değildir...
Ama:
“Mutlak yanlış” olan bir şey de değildir...
★
İleri sürenin doğrusu...
Karşı tarafın ise yanlışıdır...
★
Örnek vermek gerekirse...
Can Yücel, yaşadığı köyde bir komşusuna öfkelenince:
“G.t” dedi...
Adam şikâyetçi oldu...
Duruşmada Yargıç sordu:
“Dediniz mi?..”.
“Dedim” diye cevap verdi Koca Usta...
Yargıç bu defa:
“Neden dediniz?” diye sordu...
“Bizim köyde g.te g.t denir de ondan” dedi Büyük Şair...
★
Meral Akşener’in yaptığına da...
Bazı gazetecilik lisanında:
“Masayı dağıtmak” denir...
İstifa
Akşener bundan sonra:
Ne yapar?..
Ne yapmalı?..
★
a.) Masaya dönmenin yollarını aramalı...
b.) Kemal Bey’in CB adaylığını kabul etmeli...
c.) Kendi aday olmalı...
★
Bence üçünü de yapmamalı...
“Meğer Memduh abim en başından beri haklıymış... Benden lider olmazmış” deyip:
İstifa etmeli...
Tebrikler
Mansur ve Ekrem Beyler keşke 3 gün...
Hatta 33 gün önce...
Birlikte basın toplantısı düzenleyip:
“Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun iradesi dışında hareket etmeyeceğiz” deseydiler de...
Şu son iki günü yaşamasaydık...
Ama yine de:
Tebrikler...
Yorumsuz
Mimar Cavit Öner dostum Antalya’dan, Süleyman Demirel’in ünlü vecizelerinden birini göndermiş...
“Rüzgârsız havada dönen fırıldağın elbette bir üfleyeni vardır...”.
★
Yorumunu lütfen:
Siz yapın...
Biliyorlar
İYİ Parti tepe yönetimine değil...
İYİ Partili vicdan sahibi seçmenlere güvenin...
Onlar...
Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde kime oy vereceklerini:
Çok iyi biliyorlar...
Günün sözü
“Her gün ‘ulan bakalım bugün ne olacak’ diye kalkıyoruz, ‘bu kadar da olmaz ki canım’ deyip yatıyoruz...”.
Ferhan Şensoy