Korkusuz

Akşener: Benim bulunduğum yerde o kadehler kalkmaz

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Şanlıurfa’da vatandaşlara; “Ben yedi yaşından beri, beş vakit namaz kılan hacı bir kadınım. Biz seçimi kazandığımızda, şampanya ile kutlayacakmışız. Yahu, namaz kılan bir insan, alkolün tadını bilmez. Bunu söyleyen ahmaklar da benim kim olduğumu bilirler. Benim bulunduğum yerde o kadehler kalkmaz, be kardeşim. Böyle bir şey olmaz” sözleri ile seslendi.

Akşener: Benim bulunduğum yerde o kadehler kalkmaz
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Şanlıurfa’da vatandaşlara; “Ben yedi yaşından beri, beş vakit namaz kılan hacı bir kadınım. Biz seçimi kazandığımızda, şampanya ile kutlayacakmışız. Yahu, namaz kılan bir insan, alkolün tadını bilmez. Bunu söyleyen ahmaklar da benim kim olduğumu bilirler. Benim bulunduğum yerde o kadehler kalkmaz, be kardeşim. Böyle bir şey olmaz” sözleri ile seslendi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Şanlıurfa’da seçim koordinasyon merkezi açılışına katıldı. Burada vatandaşlara seslenen Akşener, şunları söyledi:

URFA, KİMSENİN TAPULU MALI DEĞİLDİR: Bilsinler ki Urfa, kimsenin tapulu malı değildir. Ben üç yıl boyunca, şehir şehir gezdim. Urfa’ya da geldim. Allah şahittir, partimi övmedim, başka partiyi yermedim. Sadece sizi dinledim. Şanlıurfa’da milletvekili çıkarmalıyız ki ben Başbakan olabileyim. Siyasetçi için seçmen velinimettir. Siz patronsunuz. Proje üreten, hizmet üreten siyasi partiler gelirler; sizin dertlerinize çare üretirler. Beğendiğinize oy verirsiniz. Ama uzun bir zamandır, Türkiye bunu yaşamıyor.

SANKİ SAVAŞA GİDİYORMUŞUZ GİBİ: Uzun bir zamandır Türkiye bunu yaşamıyor. Siz Şanlıurfa’nın içinde bile dörde, beşe bölünmeye gayret edilen bir dille karşı karşıyasınız. Yani bu nedir? Şuculuk, buculuk üzerinden birbirimizin karşısına dikilen insanlar haline getirildik. Bu, bugünkü siyasi iktidarın işine yaradı. Sanki savaşa gidiyormuşuz gibi konuşuluyor.

BENİM KİM OLDUĞUMU BİLİRLER: Ben yedi yaşından beri, beş vakit namaz kılan hacı bir kadınım. Biz seçimi kazandığımızda, şampanya ile kutlayacakmışız. Yahu, namaz kılan bir insan, alkolün tadını bilmez. Bunu söyleyen ahmaklar da benim kim olduğumu bilirler. Benim bulunduğum yerde o kadehler kalkmaz, be kardeşim. Böyle bir şey olmaz.

HARAMA EL UZATIYOR MUYUM, O ÖNEMLİ: Ama bir şey var: Ben namazlı bir kadınım. Ben iyi bir insan mıyım o önemli. Kul hakkına el uzatıyor muyum, o önemli. Ben harama el uzatıyor muyum, o önemli. Senin 82 puan almış çocuğunu tayin etmek yerine, AK Parti’de ayısı dayısı olan 52 puanlık bir genci atıyorsam, işte onun iyi insan olmakla, kul hakkı ile bir alakası yoktur. Harama el uzatmış demektir. Ben biliyorum ki, Şanlıurfalılar, Hz. Âdem kıssasını bilirler. Aklına gelmesi gereken şudur: Harama el uzattığın andan itibaren utanma duygun, insanı duyguların kaybolur. Hicap duygun, edep duygun kaybolur.

ATATÜRK BARAJINI BİZ BİTİRECEĞİZ: Siz, Hz. Âdem kıssasına aykırı hareket ediyorsunuz. Ben geldim ki buraya, bana ne dendi biliyor musunuz? ‘DEDAŞ bizi soyuyor, biz çiftçilere eziyet ediyor.’ Benim görevim bunu iktidara iletmektir. Buradan bir çiftçi kardeşimizi, milletin küsüsüne getirdim. O kendi ağzından, çiftçinin durumunu anlattı. Biz pandemi döneminde ne öğrendik? Tarım gıda, beka sorunuymuş. Gıdanın olmadığı yerde bir ülkenin bekası ortadan kalkarmış. Peki Şanlıurfa tarım konusunda her türlü teşvikin yapılması gereken bir yer değil mi? Atatürk Barajı’nın bitirilip, çiftçinin tarlasının sulanmasının bir an evvel bitirilmesi gerekmez mi? Biz bitireceğiz. Türkiye’deki hırsızlığı, yolsuzluğu bitirerek bitireceğiz. Diyorlar ki size, ‘Bunlar gelirse sosyal yardımlar bitecek.’ Hadi oradan be, yalancı. O sosyal yardım denilen şey hakkınız, hakkınız sizin. Hepimizin vergileri ile oluşan, devletin aç kalan vatandaşını doyurduğu, açıkta kalan vatandaşının başına bir çatı koymak zorunda olduğu bir görevdir. Dolayısıyla Mansur Yavaş Ankara’da aday oldu. Dediler ki, ‘Bütün sosyal yardımları bitirecek ve su saatlerini de PKK’lılar okuyacak.’ Bunların hiçbiri olmadığı gibi, Mansur Bey elinde kolilerle yardım yapmak yerine, her eve Ankara Kart verdi, her ay 101 kilogram et almayı insanlara garanti etti. Öğrenci desteği yaptı, kitap yardımı yaptı. Doğal gaz paralarını ödedi. Düne göre çok daha fazla sosyal yardım yaptı. Şanlıurfalı kadınlara sesleniyorum. Ev kadınlarına maaş veriliyor. Biz onu 60 yaşına çekeceğiz. Çok daha rahat edeceksiniz.

TÜRKİYE’Yİ DOYURAN BU ŞEHRİMİZİN DESTEK OLARAK ALDIĞI PAY NEDİR? TÜRKİYE’NİN 81’İNCİSİ: Yani Şanlıurfa’da yaşayan her 100 gencin 12’si işsiz. Tarımda çalışıyormuş gibi olanlar hariç. Türkiye’yi doyuran bu şehrimizin destek olarak aldığı pay nedir? Türkiye’nin 81’incisi. Böyle bir durumda, fakirlikten kurtulmak mümkün mü? İş bulmak mümkün mü? Atanamamış öğretmeninden, KPSS mağduru gençlere kadar; eğer siz yandaş korursanız, o gençlerin umudu olmaz. Bir ay içinde 100 bin öğretmen atayacağız. Her köye; bir ziraat mühendisi, bir öğretmen, bir veteriner atayacağız…

BİR OY KEMAL’E, BİR OY MERAL’E: Sel oldu burada. Sayın Kılıçdaroğlu ile geldik. O günden beri, garibin gurebanın hiçbir imkanının iyileşmediğini gördük. Depremde zarar gören esnafının, hiçbir imkana sahip olmadığını, çok zor durumda olduğunu söyledi arkadaşımız. Hepsini inşallah, 15 gün sonra, helal oylarınızla… Sayın Kılıçdaroğlu’na bir oy ve İYİ Parti’ye bir oy vererek; İYİ Parti’yi birinci, Sayın Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yaparak, bütün bu meselenin çözülmesini sağlayacağız. Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e.

HERKESİ TARTIN: Savaşa gitmiyoruz, seçime gidiyoruz. Seçim, seçmen için bayramdır. Herkesi tartın. O tartınızın neticesinde; vicdanınıza, aklınıza, kalbinize hangimiz uyuyorsak, ona oy vermeyin. Oylarınızı çantada keklik saydırmayın. Sizi istismar etmelerine müsaade etmeyin.” (ANKA)