Korkusuz

AKP Kıbrıs Türklerine kötülük yapıyor

AKP Kıbrıs Türklerine kötülük yapıyor
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Cumhurbaşkanı’ sıfatıyla gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) verdiği mesajlar, yandaşlarını bile hayal kırıklığına uğrattı. Erdoğan, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı öncesi, KKTC için ‘büyük bir müjde’ vereceğini açıklamış dolayısıyla beklentiyi de yükseltmişti. Erdoğan’ın müjde torbasından, çıka çıka yandaşları ihya edeceği belli olan bir ‘inşaat projesi’ çıktı.



KKTC’Yİ ZAYIF GÖSTERDİLER

Erdoğan’ın KKTC’de yaptığı açıklama, aslında diplomatik açıdan da tam bir  felaket…

Türkiye, yıllardan bu yana KKTC’yi ‘bağımsız bir devlet’ olarak kabul ettirmeye çalışırken, Erdoğan sırf iç politikada biraz olsun milliyetçilik rüzgarı estirebilmek adına KKTC’ye “külliye’’ yapacaklarını açıkladı.

Şimdi bir düşünün; Türkiye’nin ‘bağımsız bir devlet’ olarak gördüğü ve bunun kabul edilmesi için çaba gösterdiği KKTC, Türkiye’nin güdümünde olan ve -üstelik hiçbir ihtiyaç yokken- cumhurbaşkanlığı binası bile yapmaktan aciz bir ülke konumuna düşürülmedi mi? Siz böyle bir devleti ciddiye alır mısınız? AKP ‘kaş yapayım derken yine göz çıkardı.’

Aslına bakarsanız, Kıbrıs Türklerine ‘külliye’ değil, ‘kötülük’ yapıyorlar!

Bülent Ecevit’e büyük ayıp


1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın mimarı, dönemin Başbakanı ve CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, ‘’Ayşe tatile çıktı’’ parolasıyla harekatı başlatırken, yanında Mili Selamet Partisi (MSP) Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan vardı. ABD’ye rağmen yapılan bu askeri harekat, KKTC’nin yeniden doğuşunu sağladı. CHP’liler, söz ne zaman Barış Harekatı’ndan açılsa, hem Necmettin Erbakan, hem de Toros kod adlı Rauf Denktaş’tan saygıyla söz ettiler.



TARİHE SAYGISIZLIK

CHP’lilerin Erbakan’ı da her fırsatta andığı ve operasyondaki hakkını teslim ettiği bu anlayış, ne yazık ki; milliyetçi – muhafazakar çevrelerde aynı karşılığı bulmuyor. Sözde milliyetçi – muhafazakar kesimler, Türkiye Cumhuriyeti’nden sonra Kıbrıs’ta ‘ikinci devlet’i inşa eden CHP’yi ve o dönemin lideri Ecevit’i adeta yok sayıyor.

YAKIŞMADI!

Bunun son örneği Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’dan geldi. Yeniden Refah Partisi’nin Genel Başkanı Fatih Erbakan, 20 Temmuz’a ilişkin attığı twitte, babası merhum Necmettin Erbakan ile KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’tan söz ediyor ama Ecevit’in adını bile anmıyor. Bunun adı tarihe de tarihi gerçeklere de saygısızlıktır ve çok büyük bir ayıptır!

Eminim ki; Necmettin Erbakan yaşasa oğlu Fatih Erbakan’ın bu tavrına kızar ve Ecevit’ten özür diletirdi.

Cumhur İttifakı’nın beyhude çabası


Cumhur İttifakı’nı oluşturan AKP ve MHP’nin liderleri, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı üst üste iki kez kazanmasının şokunu hala atlatamıyor. Erdoğan ve Bahçeli, CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanmasındaki en büyük faktörlerden birinin, Saadet Partisi’nin İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkan Adayı çıkarması ve 103 bin oy alması olduğunu düşünüyor. Ki; bu düşüncelerinde haksız da değiller… Saadet’in İstanbul’da kendi adayıyla seçime girmesi, 31 Mart’ta yapılan ilk seçimde, oyların büyük bölümünün AKP’ye gitmesine engel oldu.



KANCA ATTILAR

Bu gerçeği kavrayan Cumhur İttifakı’nın liderleri, o günden bugüne Saadet’i Millet İttifakı’ndan koparmaya, yanlarına çekemeseler bile Millet İttifakı’nın dışına itmeye çalışıyorlar. Bunun için de olmadık senaryoları devreye sokuyor, medyalarını kullanıyor, SP içinde suni ayrılıklar yaratmaya çalışıyorlar.

Ancak ne yapsalar boş… AKP Genel Başkanı Erdoğan, Saadet’i Cumhur İttifakı’na dahil edebilmek için, SP YİK Üyesi Oğuzhan Asiltürk’ün evine bile gitti. Bunun yetmediği görülünce, Asiltürk bu kez KKTC’nin kuruluş yıldönümü kutlamalarına davet edildi. Asiltürk ve Bahçeli, uçaktan kol kola indi. Erdoğan, SP’li Oğuzhan Asiltürk’e özel ilgi gösterdi. AKP medyası, Asiltürk’ten övgüyle söz etti.

YÜKÜ TAŞIMAK İSTEMİYORLAR

Bunların hiçbir karşılığının olmadığı ve deyim yerindeyse yapılanların Saadet’te yaprak bile kımıldatmadığı görülüyor. Zira; Saadet Partisi’nin etkin kadroları, AKP ve MHP iktidarının siyasi günahlarına ortak olmak istemiyor. Çünkü; ortaklık demek, AKP ve MHP’nin siyasi günahlarının yükünü de çekmek anlamına geliyor. Saadetliler bu yüzden Cumhur’dan da iktidar olanaklarından da uzak duruyor. Necmettin Erbakan’ın öğrencileri, “Azıcık aşım, ağrısız başım” felsefesiyle hareket ediyor ve Asiltürk üzerinden gösterilen çabayı ise ‘beyhude’ olarak niteliyor.