Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

AKP hükmi şahsiyetine hakaret ettiğim iddiasıyla, 20 bin lira ödeyeceğim ama o kadarcık para kime yeter ki?..

RTÜK üyeleri, yandaş medyada çalışan gazetecilerin, bir TV kanalında SÖZCÜ yazarlarına hakaret amacıyla söyledikleri kelimeleri hakaret kabul etmedi...

Ama...

Ben kendilerine hitaben:

“Şu, şu, şu kelimeler hakaret değil ifade özgürlüğü ise ben de ifade özgürlüğümü kullanıp size aynı kelimelerle hitap edebilir miyim?” diye sorunca...

“Bize hakaret etti” deyip savcıya koştular...

180 gün hapis cezası yedim...



Hemen arkasından...

RTÜK Başkanı, aynı konuşmamda...

Şahsına da hakaret ettiğim iddiasıyla...

Aleyhimde 10 bin lira tazminat talebiyle dava açtı...

Mahkeme 5 bin lira ceza kesti...

İstinafa gittim bekliyorum...



Dün de...

AKP Genel Merkezi’nin hükmi şahsiyetine hakaret ettiğim iddiasıyla yargılandığım davada...

AKP Genel Merkezi’ne 20 bin lira ödemeye mahkûm edildim...



Tabii ki yine istinafa gideceğim...

Ama...

Bu durum, aleyhimde başlatılacak haczi durdurmuyor...



Düne kadar...

Kapı zilimiz her çaldığında...

Sevgilim “Kim geldi acaba?” diye soruyor...

Ben de mutat:

“Jandarma gelmiştir” diyerek gidiyordum kapıya...

Bugünden sonra...

Sevgilim aynı soruyu sorduğunda:

“Ya jandarmadır ya da icra memurları AKP için tahsilata gelmiştir” diye açacağım kapıyı...

PES ETMEYECEĞİM...


241.000 kişilik bir dijital ailem oldu YouTube’da...

Onlara her gün 3 video ile sesleniyorum...

Saat 05.00’te felsefe yapmaya çalışıyorum...

Öğlen saat 13.00’te ekonomiden söz ediyorum...

Saat 21.00’de yayınlanan içeriğimde ise:

Gün içinde yaşanan siyasi, iktisadi ve dış politika haberlerini kısaca hatırlatıp yorumluyorum...



Bu videolarımdan birinde alegori yaptım...

AKP’nin Şeytan’dan daha kıvrak bir zekaya sahip olduğunu esprili bir dinle anlattım:

“AKP’nin hükmi şahsına hakaret etti” deyip tazminat davası açtılar...

Dün kesilen karar gereği ödeyeceğim 20 bin lira o alegori nedeniyle...



“Cem Yılmaz’dan sonra en çok Erdoğan’a gülüyorum” dedim...

“Cumhurbaşkanı’na hakaret ettin” diyerek savcılığa şikayet ettiler...

İfademi verdim...

Yargılamanın sonucunu bekliyorum...



Gazetecilikten emekli ve telifli çalışan biriyim:

Yani...

Vergi mükellefi değilim...

Maliyeden önce bir yazı sonra da telefon geldi:

“Muhasebe defterlerini getir... Kaç lira KDV ve gelir vergisi ödedin?” gibi baskılar yaparak; “Resen takdire” gidip yüzbinlerce lira para cezasıyla tehdit ettiler...



Yani...

Yıldırmak ve...

“Lanet olsun yahu bırakıyorum bu işi... Üç kuruş kazan, 33 kuruş AKP’ye ve RTÜK Başkanı’na öde” deyip pes edeceğimi sanıyorlar...

Ama...

Pes etmeyeceğim...

KESER DÖNECEK SAP DÖNECEK GÜN GELECEK HESAP DÖNECEK


12 Mart 1971 muhtırasından sonra ilk tutuklananlardan biri ünlü komünistimiz Mihri Belli olmuştu...

(Yanılmıyorsam) Selimiye Kışlası’nda her sabah uyandığında, bir Albay geliyor ve:

“İstiklal marşı oku lan” diyor...

Tabii ki okuyor üstat...

“Halen komünist misin lan?” diye soruyor Albay...

“Komünistim” diyor Mihri Bey...

Ve...

Albay başlıyor yumruklamaya...

[caption id="attachment_6213009" align="alignnone" width="600"] Mihri Belli[/caption]



Bu durum hemen her gün tekrarlanıyor...

Ve...

Mihri Belli her yediği yumruktan sonra:

“Vur albayım vur ki fikrim pekişsin” diyor...



Sevgili AKP’liler...

Ve muhterem AKP Genel Başkanı...

Vurun, vurun ki...

Sizinle ilgili fikrim pekişsin...



Ancak...

Şunu da unutmayın...

Siz vurdukça...

Daha yüksek bir moralle...

Keserin ve sapın döneceği...

Sonra da...

Hesabın döneceği günü bekleyeceğim...

BİR FİLM TAVSİYESİ


1970’li yıllarda Güney Kore...

Ülkede hukuk yok...

Yargı, Devlet Başkanı Park’ın emrinde...

Başkan’ın bir yanında KCIA yani, Kore Merkezi Haber Alma Ajansı Başkanı...

Bir yanında Özel Kuvvetler Komutanı...

Ve bir de...

Başkanın emir subayı gibi çalışan Genel Kurmay Başkanı...

Ancak...

Ülkeyi hangisinin yönettiği belli değil...



2020 yılı yapımı bir Güney Kore filmi...

Adı: The man standing next...

Vakit bulabilirseniz izleyin...

Siyaset...

İhtiras...

Para...

Ve gerilim...

UMARIM VE TEMENNİ EDERİM Kİ...


Erdoğan, cumhurbaşkanı olarak değil ama...

AKP Genel Başkanı olarak ülkeyi çok geriyor...

Kılıçdaroğlu da (Ne yazık ki) ona uyuyor...

Ve...

Toplumun tüm katmanları geriliyor...



Umarım ve...

Temenni ederim ki...

Türkiye, her türlü tehlikeye açık olan bu süreçten önce Erdoğan’ın...

Daha sonra da Kılıçdaroğlu’nun ferasetiyle çıkar...



Umarım ve...

Temenni ederim ki...

Erdoğan da...

Bir an önce...

AKP Genel Başkanlığı’ndan istifa eder...

Ve...

Milletin (Cumhurun) Başkanı olur...