Önce “Cumhurbaşkanı adayıyım, kazanacağım” diye bir açıklama yaptı.
En güvenilir kamuoyu araştırma şirketlerinin anket sonuçlarında Kemal Bey %48...
Erdoğan %42...
Sen %2...
Kararsızlar %8 çıkınca:
“Günü geldiğinde Kemal Kılıçdaroğlu lehine adaylıktan çekilebilirim” dedin...

★
Aradan bir gün geçti...
Kim aradı?..
Ya da...
Kimi aradın bilemem...
Ama...

Süleyman Demirel’in:
“Rüzgârsız havada dönen bir fırıldak görürseniz bilin ki arkasından, bir üfleyen vardır” dediği gibi:
Yine dönmeye başladın...
★
Gerekçen çocukları bile güldürecek kadar absürt...
Neymiş...
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu ikinci tura kalırlarsa...
İstesen bile:
Tüm oylarını Kılıçdaroğlu’na taşıyamayabilirmişsin...
O nedenle:
Bizzat aday olup mutlaka:
İkinci tura kalmalıymışsın...
★
Sevgili Muharrem...
Cumhurbaşkanı adayı olmak istemen...
Dört yıllık üniversite mezunu olan her yurttaş gibi:
Senin de hakkın...
★
Ama be kardeşim...
Senin bu seçimlerde ikinci tura kalacağını düşünmen bile...
Bırak cumhurbaşkanlığı hayali kurmaya...
Rüyasını görmeye bile hakkın olmadığını gösteriyor...
★
Çünkü Muharrem...
Demokratik cumhuriyetin dibine dinamit koymak hazırlığında çok yol almış olanlara fitil taşıdığını, görmüyor olamazsın...
Arkandan üfleyen rüzgâr:
Millet İttifakı’ndan da gelmediğine göre...

★
Yani sevgili kardeşim...
Kılıçdaroğlu’na telefon edip:
“Beni de ziyaret edin, görüşelim” demeyi kendine yediremediğin için:
Şantaj yaparak:
Bay Kemal’in bizzat senden randevu talep etmesini...
Seni ve 3-5 arkadaşını...
Seçilme garantili yerlerden...
MV adayı göstermesini:
İstiyorsun...
★
Bana sorarsan Kemal Bey:
Milletin hatırı...
Ve geçmişte:
CHP’nin CB adayı yapma yürekliliğini gösterdiği için...
Seni aramalı...
Ama...
★
Her attığın bir ileri adımı...
Hemen takiben...
Geriye doğru attığın iki adım izleyince: Bay Kemal de sana güvenememekte haklı be kardeşim...
★
Sevgili Muharrem...
Seçimden sonra...
Bana göre “imkânsız” diyebileceğim kadar zor olsa da...
Burası Türkiye...
Yani:
“Atı alanın Üsküdar’ı geçme ihtimali” her zaman var...
★
“Eğer bu “imkânsız” gibi ihtimal gerçekleşirse...
“Adam kazandı kardeşim” de desen...
“Böyle olacağını tahmin etmemiştim” deyip halktan özür de dilesen...
Unutma ki:
“Azrail’i gören gözün, tövbesi kabul olmaz...”.
iki taraf da yapıyor
Demokrasi tarihimizde siyaset ilk kez:
Kumara dönüştürüldü...
İşin kötüsü...
Anayasa ve hatta tüm kamu kurumları da:
Kumar masası haline getirildi...
Tabii ki...
Kumarhane sahibinin kim olduğunu:
Herkes biliyor...


★
CHP-HDP görüşmesi öncesi AYM, HDP’nin:
“Sözlü savunma” tarihini seçim sonrasına erteleme talebini:
Kabul etmedi...
★
HDP de zorunlu olarak seçime:
HDP olarak mı?..
Yoksa...
Yeşil Sol Parti olarak mı girip girmeme konusunda:
Kararsız kaldı...
Haliyle:
Görüşme ertelendi...
★
İktidara yakın gazeteler hemen saldırıya geçti...
“CHP seçmenlerinden tepki gördüğü için görüşmeyi iptal etti...”.
★
Oysa...
Millet İttifakı destekçisi medya...
Cumhur İttifakı’nın HÜDAPAR’la ortak olmasını nasıl eleştiriyorsa...
İktidara destek veren arkadaşlar da Millet İttifakı’nın, Kürt siyasi hareketiyle yapacağı görüşmeyi de öyle:
Eleştirebilirlerdi...
★
Ama...
Eleştirmek yerine:
Yalan haber yapmayı tercih ettiler...
★
Ne yazık ki...
Bu ayıbı:
İki taraf da yapıyor...
Akıl, vicdan, sağduyu
Bir an için Erdoğan’ın cumhurbaşkanının anayasadan aldığı yetkiyi kullandığını...
Ve...
Seçim kararını kendisi almış olsa da:
İkinci dönemini tamamlayamadığı için...
Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini:
Kabul edelim...

★
İyi de...
Bu bir içtihat haline gelmez mi?..
★
Erdoğan bu defa da aday olur...
Ve seçilirse...
2028 seçimlerinden bir ay önce de:
“Seçimleri yenileme” kararı alırsa ne olacak?..
★
O seçimleri de kazanırsa...
2033 seçimlerinden bir ay önce de:
“Seçimleri yenileme” kararı alma hakkı doğmuş olmayacak mı?..
★
Yani canlarım...
Erdoğan’ı kendi çıkarları için değerlendirenlerin istedikleri şu:
İçtihat oluşturmak...
Hayatta olduğu sürece...
Son nefesine kadar:
Erdoğan’ı Beştepe’de “Cumhurbaşkanı” olarak yaşatabilmek...
★
Lütfen:
Akıl...
Vicdan...
Ve:
Sağduyu...
Neyin bedeli?

Boynuna kuru soğan asan bir kişi çektiği videoda şöyle diyor:
“Gerekirse kuru ekmek soğan yeriz. Erdoğan’dan vazgeçmeyiz, biz bu oyunlara gelmeyiz...”.
★
Ülen kerata...
Sen oyuna gelsen ne olur...
Gelmesen ne olur...
Zaten kuru soğana razısın...
Ama...
★
Memlekette...
Kuru soğana razı olmayanların:
Suçu ne ki?..
Senin gibi kuru soğana talim edecek zavallılar için:
Bedel ödüyor?..
Kanaatim o ki

Eski Hazine Müsteşarlarımızdan Dr. Mahfi Eğilmez dedi ki:
“Bir Çin Atasözü der ki: ‘Uçurumun kenarında atın yularını çeksen de faydası olmaz’”.
★
Dr. Eğilmez’in bu atasözünü...
Ekonomiyi uçurumun kenarına kadar getirenlerin...
Şimdi...
Geri dönme çabalarının boş olduğunu anlatmak için hatırlattığı:
Kanaatindeyim...
Fıkra bu ya...
Cumhurbaşkanı afet bölgesinde oldukça yaşlı bir amcanın elini sıkmak için uzandı...
Amca, Başkan’ın adını duymuştu ama...
O güne kadar resmini bile görmemişti...
Kendisine doğru uzanan ele çekinerek baktı...
Ancak...
Kendi elini uzatmakta tereddüt etti...
“Sayın Cumhurbaşkanımız” dediler...
Yaşlı amca:
“Duydum” dedi...
“Elini uzatsana...”.
“Tamam ama” diye başladı yaşlı amca, “geri vereceğine ve çok sıkmayacağına söz versin...”.
Yanlış önemseme
“Erdoğan kaybedeceği seçime girmez” diye yazıp konuşmak:
Bir önyargıdır...
Yani...
Henüz kaybetmeden:
“Ya kaybedersek” diye endişelenmek...
“Akşamüzeri yine güneş batacak, karanlığa gömüleceğiz” diye korkup...
Bir daha hiç güneş doğmayacakmış gibi üzülmekten:
Farksızdır...
★
Eğer...
Erdoğan kaybedeceği seçime girmeyecek kadar tedbirli olsaydı...
2019 İBB seçimlerini tekrarlatmaz...
İlk seçimde yediği 13 bin oy farkının...
800 bine fırlamasına:
“İmkân” vermezdi...
★
Erdoğan’ı 20 yıldır iktidarda tutan güç:
Kendisinden değil...
Elini taşın altına koymadan...
Onu iktidarda tutarak servet sahibi olanlarla...
Onu iktidardan indirmek için yeterli stratejiyi üretemeyenlerden:
Kaynaklanmaktadır...
Filozofî
Rumen filozof Emil Michel Cioran dedi ki:
“İnsan türü ancak, kendini mahvedene hayran olur...”.
★
Hüsmen ise bunu şu cümlesiyle tanımladı:
“Deve dikeni, Türk Müslümanıysa kendisini
şaaapanı sever be agacım ...”.