Korkusuz

Ağlamak çare değil!..

Ağlamak çare değil!..
Dün sabahın erken saatleri... Kargalar bile henüz kahvaltısını etmemiş...

Koskoca ekonomi profesörü ağlamamak için kendini zor tutuyor... Aynı zamanda İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programının konuğuydu. İkili, genç işsizliğini konuşurken yurt dışında okumak isteyen lise öğrencilerinin görüşlerinin aktarıldığı bir VTR yayınlandı. Gençlerin hemen hepsi, Türkiye’de gelecek görmediği için yurt dışına gitmek istediğini söylüyordu. Aralarından biri, Fox TV muhabirinin “Neden böyle düşünüyorsun” sorusuna “Böyle düşündürtüyorlar çünkü” diye yanıt verdi. İşte tam burada film kopmak üzereydi. Boğaziçi ve Princeton mezunu, Wharton School’da finans profesörü olarak görev yapan Bilge Yılmaz, ağlamamak için dişlerini sıkarken şunları söylüyordu;

“Gençlere de kızamıyoruz şimdi. Benim geliş nedenim onların gidiş nedeni. Türkiye zor bir dönemden geçiyor hata yapacak payımız yok. Kusura bakmayın duygulanıyorum...

Ekonomik olarak bu çocuklara bir gelecek sunamıyoruz. Tweet attı diye içeri atıyoruz. Ülkede özgürlükler yok bu çocuklar ne yapsın. Eskiden sınırlı imkanı olanların çalışarak yükselme imkanı vardı. Şimdi o yok, liyakat yok, önünüz tıkanıyor. Bir yerlere gelseniz düzgün maaş yok. Şimdi milyonların önünde ağlamayım ama...”

★ ★ ★

Ağlamak için epey geç kaldık galiba!..

Şimdi, o çaresiz gençlerin önüne konulan fotoğrafa bakın!.. Sonra da herkes takkesini önüne koyup gerçekçi bir şekilde düşünsün... O gençlerin kaçışında iktidardan muhalefetine herkesin payı var!



Bir zamanlar TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU vardı!.. Ve onu korumaya,  Cumhuriyet değerlerinin korunmasına yönelik Anayasa madde 174 vardı. Kağıt üzerinde hâlâ varlar. Benim yaşıtlar, 3 Mart 1924’te TBMM’de kabul edilen TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU’yla, “medreseler kaldırıldı ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bütün okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Böylece eğitim kurumlarının bir çatı altında toplanması ve eğitimin milli bir nitelik kazanması sağlandı. 2 Mart 1926’da maarif teşkilâtı hakkındaki kanun kabul edildi. Bu kanunla lâik eğitime uygun, ilk ve ortaöğretim programları belirlendi” diye bilirler.

Peki ne oldu?..

AKP iktidara gelir gelmez, ilk olarak işe Milli Eğitim Bakanlığı’nı FETÖ’ye teslim ederek  başladı. Bakanlığın önündeki “Milli” ibaresi sadece tabelalarda kaldı. Yaz-boz tahtasına çevrilen uygulamalarla, eğitim-öğretim, müfredat ve öğretmen politikalarıyla Cumhuriyet eğitim sistemimizin içi boşaltıldı. 4+4+4 diye bir model icat edildi ve TEVHİD-İ TEDRİSAT’a esaslı balyozlar vuruldu. FETÖ ile yollar ayrılınca boşluk diğer tarikat ve cemaatlerce dolduruldu.

Bugünlere geldik...

24 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de Diyanet İşleri Başkanlığı hakkındaki yasada değişiklik yapan 7383 sayılı yasa yayımlandı. Bu yasa ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olarak Diyanet Akademisi kuruldu...

7 Nisan 2022 tarihli Resmi Gazete’de de 1 no’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde değişiklik yapan 98 no.lu kararname ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir kısım yetkilerinin devredilmesi yoluyla, Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün görevleri genişletildi.

Diyanet Akademisi”nin gerçekte medrese olduğuna kaç kişi ayıkabildi?..

Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün görevlerinin genişletilmesi ile Anayasa’ya aykırı olan tarikat ve cemaatlerin bütün eğitim sisteminin içine açıktan dahil edilmesinin yolunun açıldığını, kolaylaştırıldığını kimler görebildi?..

★ ★ ★

ATATÜRK’ün  çağdaş Türkiye için hediyesi TEVHİD-İ TEDRİSAT delik deşik edildi...

Eskiden anayasa ve ilgili kanunların arkasından dolanarak yapıyorlardı. Artık gerek bile görmüyorlar. AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, cami olarak yeniden ibadete açılan Ayasofya’nın yanında Ayasofya Fatih Medresesi’nin açılışını yaptı. Erdoğan, “Bugün bu açılışla emanete sahip çıkmıyoruz, tek parti zihniyetinin tarihimize sürdüğü bir utanç lekesini daha ortadan kaldırıyoruz “ dedi. Ayasofya Cami’nin açılışında  sözde Diyanet İşleri Başkanı’nın yaptığı gibi yine ATATÜRK’e hakaret edildi!..

Yukarıdaki fotoğrafa bir daha bakın!.. Sarıklı, cübbeli zevat!..

2023’e 8 ay kaldı..

Ağlamamak için kendini zor tutan koca profesörü seyrettikten sonra BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberini okudum. Şöyle;

-Kültür ve Turizm Bakanlığı, “Ayasofya Müzesi Fatih Medresesi’nin yeniden yapımını” yüklenici firmaya 2013 yılında devretti. UNESCO Dünya Mirası Merkezi’nin danışman kuruluşu ICOMOS’un, “Proje, 1500 yıllık tarihi eserin Dünya Mirası Listesi’nden çıkarılmasını gündeme getirir” gerekçesiyle karşı çıktığı proje için ÇED raporu hazırlatılmasına karar veren Bakanlık, raporu süresinde tamamlayamadığı için ihaleyi alan firmaya fiyat farkı ödemek zorunda kaldı. Sayıştay raporlarında, ihaleyi alan şirkete yapım işi için 2013 yılının sonunda 6 milyon TL bedelle yetki verildiği belirtildi ve işin bitim tarihi Mayıs 2015 olarak açıklandı.

Medresedeki çalışmalar için iş yeri teslimi yapılan yüklenici firma, “Miras Etki Değerlendirme Çalışması” sonuçlanmadığı için bir türlü işe başlayamadı. İşin başlayamaması nedeniyle şirkete ödenmesi gereken ücret her geçen gün daha da arttı. Sayıştay 2017 yılı raporundaki tespitleri karşısında Kültür ve Turizm Bakanlığı, “İstanbul Ayasofya Müzesi Fatih Medresesi Rekonstrüksiyon İnşaatı Yapılması İşi” için 2017 Yılı Yatırım Programından 2 milyon 120 bin TL ödenek gönderilmiş olup, çalışmalara başlanılması planlanmaktadır” yanıtını verdi.

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 10 Mart 2021 tarihinde, “Ayasofya Medresesi 2021-2022 yılı Restorasyon İşi” ihalesi düzenlediği öğrenildi. Kamu İhale Bülteni kayıtlarına geçen ve pazarlık yöntemiyle gerçekleştirilen ihale kapsamında Anıt Restorasyon şirketi ile 6 milyon 845 bin TL’lik sözleşme imzalandığı bildirildi. Böylelikle, yapım süreci yılan hikayesine dönen Fatih Medresesi için kamu kaynakları sınırsız kullanıldı. Devletin kasasından 15 milyon TL’yi aşkın para çıktı.

★ ★ ★

Şimdi ağlamamak için vaktinde direnseydik, dim dik dursaydık ne olurdu acaba?.. Geleceğimizi hem çalıyor hem de kaçırıyorlar. İnanmayan fotoğrafa bir daha baksın!..

★ ★ ★

Ulu Tanrı,  tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.