Babacığım rahmetli inanılmayacak vaatleri dinlediğinde: “O.uruktan tayyare, selam söyle o yâre” derdi...
Görebildiğim kadarıyla iktidar destekçileri bile açıklanan ve adına:
“Tasarruf Tedbirleri Paketi” denilen masala o gözle baktılar...
★
Benim ekonomi anlayışıma göre devlet tasarruf üzerine değil...
Verimlilik esası üzerine yönetilir...
Eğer siz devleti verimli yönetirseniz... Zaten tasarrufa gerek kalmaz...
★
Halk dilinde tasarruf, para biriktirmektir... Sözcük anlamı ise parayı (ya da tüketilecek herhangi bir şeyi) dikkatli harcamaktır...
Para biriktirmek olarak alındığında Türkiye için en zor şeylerden biridir para biriktirmek ...
Çünkü...
Halkın anladığı manada tasarruf yapılabilmesi için:
Halkın gelir fazlası olması gerekir... Yani... Bir aylık zorunlu harcamalarından sonra elinde bir miktar para kalmasıdır...
★
Türkiye’de böyle bir durum var mı?..
Yok...
Çünkü...
Tasarruf edebilmek için bir ailenin, ülkenin orta sınıfından olması şarttır...
★
AKP iktidarı Türkiye’de orta direği yok ettiği için... Türkiye tasarruf eksiği olan bir ülkedir... Bu ise ekonomik büyümeyi sağlayacak kaynak yetersizliği demektir... Yani: Ekonominin, sürdürülebilir bir büyüme oranını asla yakalayamamasıdır...
★
Sözümün özü... Ağalarımız bizimle kafa buluyor...
AYTEN GÖKÇER
Ayten Gökçer de uçtu gitti... Harika bir insan, muhteşem bir oyuncu, mükemmel bir kadındı... Ayten Hanım’ı ilk kez izlediğimde yaşım 14 idi... Metin Oktay ile başrolü paylaşmıştı... Filme Ayten Gökçer’i değil, her Galatasaraylının hayran olduğu Metin Oktay’ı görmek (İzlemek değil) için gitmiştim... Ama...
★
Ergenliğe ilk adım attığım o yıllarda itiraf ederim ki ilk kez bir kadına: “Kadın ve aktris” olduğu için hayran kalmıştım... Tabii ki sinemamızın dört güzel kadının “en parlak” yıllarıydı ve her biri yılda belki 15-20 film çeviriyorlardı... Ancak...
★
Bu izlediğim kadın başka bir kadın, başka bir aktristi... Ve Taçsız Kral’dan birkaç sene sonra onu bu kez sahnede izledim... Ergenlikten delikanlılığa geçmiştim artık... Daha önce Audrey Hepburn - Rex Harrison ikilisinden seyrettiğim My Fair Lady filminde, Audrey Hepburn’ün rolünü üstlenmişti... Ve... Canlı performansıyla (bana göre) Hepburn’den çok daha başarılı olmuştu...
★
Canlarım... Hayat; doğarken, ölümü kabullenerek yaşanılacağına ilişkin imzalanmış bir senet gibidir... Protestosu olmayan... Vadesi geldiğinde ödenecek bir senet...
★
Ayten Gökçer de herkes gibi o senedi ödedi ve... Borçsuz harçsız gitti sonsuzluk âlemine... Cennet, mekânı olsun... Âmin...
NASIL GÜVENELİM
Adalet Bakanı Tunç, Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında gözaltına alınan 3 emniyet görevlisine ilişkin açıklama yaptı:
“Yargımıza güvenelim...”.
★
İyi de... Önce “Bakan” olarak size güvenmemiz gerekmiyor mu?..
★
Osman Kavala’nın yeniden yargılanma (İade-i mahkeme) talebini kabul etmeyen mahkeme heyetinin niçin görevden alındığından haberiniz yok muydu?..
Bu görevden almanın ve yeni heyet atamanın sebebi: “Kavala’nın yeniden yargılanma” talebini kabul edecek olması değil miydi?..
★
Ve fakat... Bahçeli’nin yaptığı etik ve siyasi nezaket dışı konuşmadan sonra: Yargılamayı yenileme talebini kabul edecek olan yeni heyetin talebi aceleyle reddetmesi: Tesadüf mü?..
★
Lütfen söyler misiniz?.. Yargıya nasıl güvenelim?..
DÜN MÜ ÖĞRENDİ
Haberin kaynağı SÖZCÜ’den Aytunç Erkin olmasaydı: İnanmayabilirdim ama... Erkin, dedikodu yazmaz... Ne mi yazdı Erkin?..
★
İçişleri eski bakanı Süleyman Soylu’nun, Ayhan Bora Kaplan davasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir görüşme gerçekleştirdiğini ve... Soylu’nun bu görüşmede Erdoğan’a: “Bana ve diğer arkadaşlara kurulmak istenen komplonun sadece üç polis şefiyle sınırlı olduğunu düşünmüyorum. Arkasında kim ya da kimler var? Bunlar ortaya çıkarılmalı” dediğini de savundu...
★
Sanırsınız, Ayhan Bora Kaplan dosyası dün açıldı... Soylu da kendisiyle ilgili iddiaları: Dün öğrendi...
★
Tabii ki hayır... Bahçeli’nin, o konuşmayı... Gelecekte, “MHP’nin Cumhurbaşkanı adayı” olarak kendisini tercih ettiğini duyurmak için yaptığını biliyor... Yani?.. Boş verin... Burada kalsın...
BAKAN FARKINDA DEĞİL
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya dedi ki: “Kimler, terör örgütleri ve onların uzantılarıyla, organize suç örgütleriyle bir olup, FETÖ taktikleriyle sayın cumhurbaşkanımıza, hükümetimize ve siyasilerimize, sosyal medya destekli ‘oyun kurmaya’ çalışıyorsa; onların oyunlarını da kurdukları tuzakları da yerle bir edeceğiz...”.
★
Ülkenin İç İşleri Bakanı: İktidar ortağı partinin Genel Başkanı’nın kendisini: “Cumhurbaşkanı’na, cumhur ittifakına, MHP’ye ve Süleyman Soylu’ya tuzak kurmakla” suçladığının farkında değil...
★
Ülkenin İç İşleri Bakanı... Cumhurbaşkanı’nın, Adalet Bakanı ve MİT Başkanı’nı makama çağırıp: Emniyetteki bu olayları (Ayhan Bora kaplan) konuştuğunu bilmiyor olmalı...
★ Bilseydi: Adalet Bakanı ve MİT Başkanı’nın çağrıldığı toplantıya... Neden davet edilmediğini sorgulardı?..
★ Bilseydi: “Kahraman” olarak gösterildiği Ayhan Bora Kaplan operasyonunda: Mevcut hükümeti yıkmak için: “Tezgâh kurmakla” suçlanmak üzere olduğunu: Anlardı...
ÖRTÜN ÖLELİM
Cumhurbaşkanı bile... Biri mafyaya (Ayhan Bora Kaplan) operasyon... Diğeri siyasi (Sinan Ateş’in katli) cinayet olan çok önemli adlî konuda: Temiz bilgiye sahip olamıyorsa: Örtün de ölelim...
KURTLAR GÜDÜYOR
17.25 yargı operasyonlarına sahip çıkan... Masasındaki saati 17.25’te durduran Bahçeli dün: “17.25 darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğersek boynumuz devrilsin” dedi...
★
Bu lâfı ederken gülmediğine göre: Ciddiydi...
★
Ne günlere kaldık ya rabbim!.. Çoban kebesi giymiş kurtlar güdüyor sürüyü.
ADINI YAZMAMIŞ
Çapkının biri üzgün bir suratla oturuyormuş... Arkadaşı sebebini sorunca: “Bir mektup aldım” diyerek anlatmaya başlamış, “eğer karısıyla ilişkimi kesmezsem beni öldürecekmiş...”.
“Amaaan” demiş arkadaşı, “üzüldüğün şeye bak, sen de bırak kadının peşini...”. “Tamam bırakayım da adam adını yazmamış ki... Hangisi olduğunu nereden bileyim?..