Bir Youtube kanalında iki genç adam şeriat üzerine tartıştı...

“Tartıştı” dedim ama...

Pek çok haber kanalında göremeyeceğimiz kadar yüksek düzeyli bir sohbet oldu...

Bu iki genç adamdan biri olan Diamond Tema:

“İslâm şeriatına dayalı bir devlet ve hukuk” rejiminin tehlikelerini gerekçeleriyle ve çok anlaşılır bir şekilde anlattı...

“İslâm şeriatına dayalı devlet sistemi” talep eden Asrın Tok isimli genç adam, Diamond Tema’nın bu belgeli anlatımı karşısında çok zor durumda ve hatta çaresiz kaldı...

İslâm şeriatında evlilik konusu açıldığında Diamond Tema, elindeki kitaptan bir sayfa göstererek sordu:

“Peygamberinizin reşit olmayan bir kızla ilişkiye girdiği hadis kitabınızda yazıyor. Bu ahlâksızlık değil mi?..”.

Muhatabı birkaç kez yutkundu:

“O günün şartları öyleydi” demek zorunda kaldı...

Ve canlarım...

2400 yıl önce Sokrat’ı ölüme mahkûm eden kafanın Türkiye’de olduğunu zaten biliyordum...

Ama...

Diamond Tema’nın:

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan bir hadis kitabından okuyarak sorduğu soru yüzünden...

Görüldüğü yerde tutuklanacağı haberi yayınlanınca...

Şeriat Devleti kurulmasına yönelik endişelerimde haklı olduğuma bir kez daha inandım...

Ve...

Ülkemizin adaletinden sorumlu Bakan, bu haberin üzerine bir de tüy dikti...

Bu tutuklama kararı konusunda en azından “tarafı belli olmasın” diye susması gerekirken...

Bakın ne dedi:

“Peygamber efendimize yönelik ifade özgürlüğü sınırlarını aşan, karalayıcı ve çirkin ifadelerin kullanılması nedeniyle başlatılan adli soruşturmalardan rahatsız olanların yaptığı eleştiriler, haksız eleştirilerdir. Düşünce açıklamalarının suç olup olmadığını değerlendirecek olan tarafsız ve bağımsız mahkemelerimizdir...”

Bu absürt açıklamanın sahibi olan Bakan Bey’e birileri Diamond’un sorusunu dinletsin...

Aynı anda, sorduğu sorunun yer aldığı sayfayı göstersin...

Yine aklı başında birileri...

Anayasamız gereği bakanlık görevine atanan bu kişiye, Anayasamızın 14. maddesini okusun:

“Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz...”.

Bakan Bey eğer gerçekten de diplomasını hukuk fakültesinden almışsa:

  1. maddeyi dinleyince aklı başına gelir ve:

Şeriat devleti çağrısının bir anayasa ihlali olduğunu fark eder...

Şimdi canlarım...

Fırtınalar koparan o tartışmada:

“Şeriat devletinde olsak bu programdan sonra kellem gitmişti” diyen Diamond Tema dün gece Youtube kanalımda konuğumdu...

“Şeriat gelmediği halde şeriatçı kafadakiler ölmem için 7/24 dua ediyor... Ellerinden gelse beni anında harcayacaklar... Zamanında Turan Dursun ve Bahriye Üçok’u katleden bu kafa 21. yüzyıl Türkiye’sine yakışmıyor...”.

Diamond şimdi...

Kendisi hakkında asılsız ve ahlâksız iftiralar atan bu kişiler hakkında savcılığa başvurma hazırlığında...

Netice alır mı?..

Adalet Bakanı bizzat devreye girmezse kesin alır...

Günün sözü

“Adaleti, yüksek bir konum olarak kabul etmekten vazgeçen millet, bu felâketini hiçbir başarı ile telâfi edemez...”.

W. E. CHANNİNG

SONUCU SÖYLÜYORUM

Yeni vergi paketi açılıyor...

Paketin açılmasıyla birlikte zaten yürütülmekte olan sıkı para politikalarının ne sonuç vereceğine dikkat çekmek istiyorum...

Önce kısacık bir iktisat tarihi gezintisi...

1975’te Şili diktatörü Pinochet, Milton Friedman’ı Şili’ye davet etti ve...

24 Ocak 1980...

5 Nisan 1994...

Ve...

14 Nisan 2001’de Türkiye’de yürürlüğe giren politikaların birebir aynılarını uyguladı...

Halk çok acı çekti ancak...

Bırakın sokağa çıkmayı...

Yazılı ve sözlü protesto bile olmadı çünkü:

Protestoya kalkışacak olanlar önce hapse atılacak...

Orada da ölüme terk edilecekti...

Bizde uygulananlardan:

24 Ocak 1980’den 8 ay sonra TSK darbe yaptı...

5 Nisan 1994’ten 18 ay sonra yapılan erken seçimlerden...

İslâmcı parti ilk kez birinci parti olarak çıktı ve...

İktidarın büyük ortağı oldu...

14 Nisan 2001’den 18 ay sonra yapılan erken seçimlerden ise tek başına iktidar olarak çıktı...

Demek istemem o ki canlarım...

Şimşek’in uygulayacağı Friedmancı para politikalarıyla ekonomi duracak...

Geniş tabanlı işsizlik, %30’ları geçecek...

Bunun üzerine batan bankaların yanı sıra pek çok özel sektör şirketi de ya tamamen kapanacak...

Ya işçi çıkarmaya mecbur kalacak...

Veya:

El değiştirecek...

Bu yazdıklarımın hiçbiri temenni değil...

Ama...

İktisat tarihi bunları yazıyor...

NE İYİ ETTİN

Yaşlanıyor muyum ne?..

Geçmişe fazla takılı kalıyorum...

1960’lı yılların melodilerini (Perry Como, Matt Monro, Lugi Tengo, Frank Sinatra, Nat king Coole) dinliyor...

Aynı dönemin Yeşilçam filmlerini (İlle de Ayhan Işık, Belgin Doruk, Göksel Arsoy, Ediz Hun, İzzet Günay, Fatma Girik, Filiz Akın, Türkan Şoray) izliyorum...

Dün bir gazetenin ekinde Göksel Arsoy’la yapılmış bir söyleşiyi su içercesine okudum...

Söyleşiyi yapan genç arkadaş Göksel Bey’in “Altın Çocuk” rolünü oynadığı filmleri hatırlatmış...

O filmlerde oynadığında ben artık ergenlik çağını aşmış, delikanlı olmuştum...

O nedenle ben Beyefendiyi en çok:

Şafak Bekçileri...

Bülbül Yuvası...

Kızgın Delikanlı...

Leyla ve Mecnun gibi...

Satın alınan adam...

Aşkın Saati gelince ve...

Ne Şeker Şey isimli filmlerinden hatırlıyorum...

Genç meslektaşımız Cansu Topçu’nun:

“Kalıcı olmayı nasıl başardınız?” sorusuna verdiği cevap günümüzde herkese ders olacak nitelikte:

“Adımlarımı düşünerek attım. Ağzımdan çıkacak her söze çok dikkat ettim...”.

Teşekkürler ve tebrikler Cansu...

Ne iyi ettin de yaptın şu söyleşiyi...

TEŞEKKÜR EDECEĞİM...

Cahilliğime verin lütfen...

Yeryüzüne insanlığı Allah adına terbiye etmek için gönderilmiş bir:

Kadın peygamber var mı?..

Müslüman nüfusun ağırlıklı olduğu ülkelerde:

Kadın müftü...

Kadın müezzin...

Kadın imam var mı?..

Bildiğim kadarıyla yok...

Madem öyle de

Neden:

İmam hatip kız liseleri var?..

Bunun:

Mantıklı, akılcı ve bilimsel gerekçesini açıklayan olursa...

Bu sütunlarda kendisine teşekkür edeceğim...

DÜNÜN X’İ

Suna Varol
@SunaVarol_


Bodrum’a tatilcilerin gitmesi “Ekonominin iyi olduğunun göstergesi” ise; “kirasını ödeyemediği için” kendini köprüye asıp intihar eden baba neyin göstergesi...

ÖYLESİNE ABES

Tarih 14 Ekim 1979...

Senato yenileme seçimleriyle birlikte boş olan 5 milletvekilliği için seçim yapıldı...

5 milletvekilliğinin beşini de Demirel’in Adalet Partisi alırken...

50 senatörün 33’ünü AP...

12’sini ise CHP çıkardı...

Her açıdan olduğu gibi siyasi ahlâk açısından da üst düzey bir “Devlet insanı politikacı” olan Ecevit: Başbakanlık görevinden istifa etti...

31 Mart seçimlerinde AKP Genel Başkanlığı koltuğunda Ecevit otursaydı ve...

Aynı zamanda cumhurbaşkanı görevini de yapmakta olsaydı:
Ertesi gün istifa eder, ülkenin erken seçime gitmesini sağlardı...

O siyasi ahlâklı duruşu gösteremeyen Erdoğan’dan bugün “erken seçim kararı” almasını beklemek...

Patnos’ta İBB Belediye otobüsü beklemek kadar abestir...

ELEŞTİRİN AMA...

Rahmetli babacığım imkânsıza yakın istekte bulunanlara:

“Olmayacak dua âmin demek lâf israfıdır” derdi...

CHP’nin erken seçim istemesi olmayacak duaya âmin demek gibidir...

Zira...

CHP bu milletvekili sayısıyla erken seçim kanununu çıkaramaz...

Bu konuda hiçbir muhalefet partisi kendisine destek vermez...

Seçimin üzerinden iki sene geçmeden...

Vekillerin yarısından çoğu emekliliği hak etmemişken...

Yapılacak erken seçimde yeniden seçilebileceği garanti değilken...

Özgür Özel’e âşık olan milletvekilleri bile “erken seçim” lehinde oy vermez...

Yani:

Özgür Özel’in eleştirilecek en son politikası:

“Erken seçim talep etmeme” politikasıdır...

BİR GÜN FAZLA

Sofranın birine:

“Kaç gün oruç tuttun?” diye sordular...

Adam yüzünü buruşturdu, sesine bir halsizlik yükledi:

“Kötü hastalandım, o yüzden ancak bir gün tutabildim...”.

Bu defa bakışlar Bektaşi’ye döndürüldü:

“Baba sen kaç gün oruç tuttun?..”.

Bektaşi hiç bozuntuya vermedi...

Sakin ve özgüveni yüksek bir ses tonuyla:

“Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş” dedi...