Anayasa Mahkemesi (AYM), Türkiye’de:

Anayasal denetim yapan en üst yargı organıdır ve...

Bireylerin temel hak ve özgürlüklerini koruma görevini üstlenmiştir...

Yargıtay ise...

Türkiye’nin en yüksek ceza ve hukuk mahkemesi olarak, alt mahkemelerin verdiği kararların denetimini yapmaktadır...

AYM’nin kararları, yasaların yorumlanması ve uygulanmasında önemli bir etkiye sahiptir...

Anayasa Mahkemesi, anayasanın üstünlüğünü sağlamak amacıyla yasaların ve yürütme işlemlerinin anayasaya uygunluğunu denetler...

AYM, bireysel başvuruları değerlendirir...

Bireylerin haklarının ihlal edilip edilmediğine karar verir...

AYM’nin vermiş olduğu kararlar, sadece bireysel davalar açısından değil...

Aynı zamanda genel olarak…

Hukuk sisteminin işleyişi açısından da:

Büyük bir öneme sahiptir.

Yargıtay ise…

Hukukun birliğini sağlamak ve adaletin yerini bulmasını temin etmek amacıyla çalışır...

Alt mahkemeler tarafından verilen kararların yasalara uygunluğunu denetler, içtihat oluşturur...

AYM kararlarını dikkate alarak kendi içtihatlarını şekillendirme ve hukukun genel ilke ve normlarına uyum sağlama yükümlülüğü taşır.

AYM, belirli bir konuda verdiği kararlarla Yargıtay’ın o konudaki içtihatlarını etkiler...

Temel hak ve özgürlüklerle ilgili verdiği kararlar:

Yargıtay’ın benzer durumlarda alacağı kararları yönlendirebilir...

Böylece:

Hukukun birliği sağlanır ve benzer olaylarda tutarlılık sağlanır...

AYM kararları, bireylerin haklarının korunmasında önemli bir araçtır...

Yargıtay, AYM’nin bireysel başvurular sonucunda verdiği kararları dikkate alarak, bireylerin haklarını ihlal eden durumları tespit eder...

Bu durum, Yargıtay’ın:

AYM’nin belirlediği normlara uygun kararlar almasını sağlar...

AYM’nin kararları:

Hukukun üstünlüğü ilkesinin pekişmesine yardımcı olur...

Yargıtay, AYM’nin belirlediği çerçeveye göre kararlar alarak, hukukun üstünlüğünü korur...

Bu durum, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirir...

AYM, yasaların anayasaya uygunluğunu denetlerken, Yargıtay da yasaların uygulanmasını denetler…

Bu iki organ arasındaki etkileşim…

Yargı sisteminin işleyişini daha etkin hale getirir...

AYM’nin verdiği kararlar:

Yargıtay’ın denetleme işlevine katkıda bulunur...

AYM kararları:

Yargı mensupları için birer eğitim kaynağı niteliği taşır…

Yargıtay, AYM kararlarını inceleyerek...

Yargı mensuplarının:

Hukukî bilgi ve bilinç düzeyini artırabilir...

Bu, genel olarak yargı sisteminin kalitesini yükseltir...

Sözümün özü canlarım...

Anayasa Mahkemesi’nin kararları:

Yargıtay üzerinde önemli etkilere sahiptir...

AYM’nin verdiği kararlar:

Yargıtay’ın içtihatlarını şekillendirir…

Bireylerin haklarının korunması ve…

Hukukun üstünlüğü ilkesinin sağlanması açısından da kritik bir rol oynar...

Türkiye’deki yargı sisteminin etkinliği, AYM ve Yargıtay arasındaki bu etkileşime bağlıdır...

Bu nedenle...

AYM kararlarının Yargıtay üzerindeki etkileri:

Hem hukukun gelişimi...

Hem de adaletin sağlanması açısından:

Büyük önem taşımaktadır...

NOT:

Kimi Yargıtay dairelerinin AYM kararlarını uygulamamakta ısrarı…

Gelişmiş Demokratik Hukuk Devletlerinin:

Türkiye’nin “Hukuk Devleti” olduğu konusundaki endişelerini haklı çıkarıyor…

Ne yazık ki bu acı ama:

Gerçek...

Günün sözü

“Hükümet insanları suçlulardan, anayasa insanları hükümetten korumak için kurulmuştur…”.

Ayn Rand

DÜNÜN ÇELİŞKİSİ

2024 Nobel Ekonomi Ödülü’ne, kurumların oluşumu ve refaha etkilerine ilişkin çalışmalarından dolayı:

Daron Acemoğlu...

Simon Johnson ve...

James Robinson lâyık görüldü...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:

“2024 Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan Ekonomist Daron Acemoğlu’nu tebrik ediyoruz” dedi...

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut ise X’te yaptığı paylaşımla Daron Acemoğlu’na sert çıktı:

“Nobel getiren soruymuş; neden bazı ülkeler zengin, diğerleri yoksul!!  Ben sana söyleyeyim Daron Bey; sen ve senin gibi kemal derwish türevleri, vahşi kapitalizm, acımasız emperyalizm ve özgürlük süsü verilmiş liberalizm, dünyayı rahat sömürsün diye ‘teori’ ürettiğiniz için…”.

Türkiye’nin doğru kişiler tarafından ve doğru yönetildiğine inanan kaç kişi kaldı?..

ASIL GÖREVİ

Adalet Bakanı Tunç dedi ki:

“Sayın Cumhurbaşkanımız Sağlık Bakanımızla bizi kabul etti. Bebeklerin ölümüne neden olan bir durum varsa ne gerekiyorsa yapılması kararlılığını iletti...”.

Bakanların çalışmalarını anlatmak için söze:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı üzerine…” diye başlamalarından ben utanıyorum ama...

Kendilerine “bakan” adını takan bu sekretarya utanmıyor...

Bu cümleden anlaşılan o ki:

Medyalarında ve resmi yazışmalarda adı “bakan” olarak geçen bu kişi sadece:

Cumhurbaşkanı’ndan gelecek olan emirlere bakmakla görevli...

Günün Doğrusu

CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan:

Sokakta, hastanede, meydanda, trafikte bir cinnet hali söz konusu. Kadın, çocuk, ağaç, deniz, kedi, köpek ne varsa öldürülüyor. Bunun TBMM’nin ana gündem maddesi olmamasını hayretle karşılıyorum. Bu mesele TBMM’nin ana gündemi olmalıdır. Madem bu konularla ilgili araştırma komisyonu kurmayacağız, bir çözüm önerisi getirmeyeceğiz, madem sokaktaki bu cinnet halinin önüne geçemeyeceğiz, biz 600 milletvekili burada ne iş yapıyoruz ne işe yararız?..”.

GÜNÜN TESPİTİ

Neymiş, İslâm hukuku olsa, cinayet olmazmış.

Senin “İslâm hukuku” dediğin 4 had cezası ve 1 kısas, toplam 5 madde!

İslâm ekonomisi alanında üretebildikleri tek şey, bir şairin minicik bir kitapçığı!

İslâmî banka, normal bankanın adını İslâmî yapmaktan ibaret bir sahtekârlık!

Prof. Dr. Mustafa Öztürk

GÜNÜN İDDİASI

Adı bakanlık için geçen AKP Milletvekili Alpay Özalan’ın, Fiba Halı isimli şirkete sadece imza karşılığı 750 milyon TL kredi çekmesine aracılık ettiği ve usulüne uygun olmayan bu işlem nedeniyle Halkbank Genel Müdürü’nün topun ağzında olduğu öne sürüldü.…Şirket, Spor Bakanlığı’nın işlerini yapıyor.…