Korkusuz
İbrahim Daş

ABD ve AKP, “yıkıcı kaos” mu hazırlıyor?

İstanbul’daki, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre ve İngiltere konsoloslukları güvenlik gerekçesiyle halka kapatıldı.
Konsolosluklardaki randevular iptal edildi. Gerekçe olarak da Batıyı protesto ve olası tehditler gösterildi.

İçişleri Bakanı Soylu, yabancı konsoloslukların kapatılması üzerine dün, "Türkiye'ye karşı psikolojik harp yürütülmektedir" açıklaması yaptı.

Ayrıca 9 ülkenin büyükelçiliklerinin Dışişleri Bakanlığı’na çağırıldığını da ekledi.

Kamuoyu elbette biliyor ki zaten birkaç aydır başta ABD olmak üzere Batılı ülkelere eğitim için başvuran öğrenciler dâhil herkese, sığınma talebi yapabilirler gerekçesi ile vize vermiyorlardı.

Yeni bir durum değil.

Peki, AKP’nin dış politikada izlediği çizgiye, konsolosluklarını kapatan ülkeler ne diyor bir bakalım.

Daha dün Almanya koalisyon hükümetinin en büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin, Federal Meclis Grup başkanvekili Mützenich’in, başbakan Scholz’un Ukrayna politikasına destek vermesini açmak gerekiyor.

Başkan Erdoğan ile BM Genel Sekreteri Guterres'in, Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk çabalarının çok önemli olduğu söyleyen Mützenich, "Bu yolda kararlı bir şekilde devam etmeliyiz" dedi.

Peki, dış politikada ABD ve Batı çizgisinden övgüler alan AKP neden “Türkiye’ye karşı psikolojik harp “ yürütsün?

ABD; Ortadoğu, Akdeniz, Karadeniz ve Kafkasya projelerinde kendisine sadık AKP’yi neden zora soksun?

Suriye başta olmak üzere bölgedeki ABD emperyalizmine karşı olan siyasal İslamcı örgütlerle mücadele eden AKP’yi neden zora düşürsünler?

BOP’ta görev alan ve ülkelerini parçalayan başta İhvan-ı Müslimin olmak üzere bölücü örgütlerle asla çatışmayan AKP, neden zora sokulsun?

ABD emperyalizmi, eşbaşkanını sizce zora sokar mı? Elbette sokmaz!

Açıklanan ama yapılıp yapılamayacağı belli olmayan 14 Mayıs 2023 seçimleri ile ilgili bir durum var diye düşüyorum.

AKP’nin kazanma şansı yok. Bunu bilen iktidar kazanma yolları arıyor. Yerli ve milli damara yönelik çalışma yürütülüyor diye düşünüyorum.

Seçimin yapılmaması ya da yarıda kalması iktidarın bugün işine gelecek en büyük faktördür.

Diğer yandan BOP’un “yaratıcı/yıkıcı kaos” ortamını yaratmak ise en kesin çözümdür.

İktidara oy verenler dâhil herkese sesleniyorum. Milletçe bu oyuna düşmeden sağduyulu karar vermeliyiz.

Korkuya ve kaygıya kapılmadan birlik ve beraberliğimizi korumalıyız.

En başta da Millet İttifakı’nın parlamenter rejime dönüş için Ekim 2023’e kadar sürecek mücadelesine sahip çıkmalıyız…