Korkusuz
Ümit Zileli

Aaa bi baktık yeniden kuruluyormuşuz!..

AKP’li Cumhurbaşkanı, “Yeni ve sivil bir anayasa yapalım” dedi ancak içeriğine ilişkin ser verdi, sır vermedi!

Şu sivil lafı çok komiğime gitti doğrusu; öncelikle 1982 Anayasası’ndan geriye ne kaldı onu paylaşayım:

-1982 Anayasası’nın üçte ikisinde fazlası zaten değiştirildi! Üstelik büyük kısmı da AKP iktidarı sürecinde değiştirildi!

Ayrıca, yürürlükteki anayasayı delik deşik eden, Anayasa Mahkemesi kararlarını paspas niyetine kullanan bu iktidarın yeni ve “sivil” bir anayasa yapma girişimini acı bir tebessüm ile karşılayanlardan biri olduğumu belirtmek isterim!..

Devam edelim; içeriği pek gizli “Sivil Anayasa”  ile ilgili tartışmalar “mızıkacılar” tarafından hemen manşetlere, ekranlara taşındı tabii... Mesela iktidar cenahından bir muhterem “1921 Anayasası ruhuyla yapılsın” dedi! “E, birader 1921 Anayasası Kurtuluş Savaşı  sürerken kabul edilmiş, en askeri anayasaydı, hani nerede kaldı sivil anayasa” diyecektik ki, bu kez başka bir AKP’li, Adana Milletvekili Cahit Özkan, dilinin altındaki baklayı çıkarıverdi:

-Yeniden Kuruluş Anayasası Yapacağız!

İşte bu! Amacın bu olduğu, bundan daha güzel ve daha açık anlatılamazdı! Ancak fikir sakat ne yazık ki! En önemli soru şu: Yeniden kuruluş için, bir öncekinin ortadan kalkmış olması, bir savaş, bir askeri ya da sivil darbe ile yıkılmış filan olması gerekiyor!

-85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin ezici çoğunluğundan habersiz bunlardan biri gerçekleşti de bu milletin haberi mi yok?!.

Tek adam rejimine sağlam bir anayasa gerek!


Lafı hiç uzatmadan, bu iktidar mensuplarının uzun yıllardır ağızlarında geveledikleri, şimdiyse “artık zamanıdır” dedikleri ana amacı özetleyeyim...

AKP’nin önde gelenlerinin her fırsatta “Kendi hikayemizi yazmalıyız” açıklamaları bu hedefin temelini teşkil ediyordu zaten! Söylenmek istenen, büyük bir hınç beslenen “100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti parantezinin” kapatılmasıydı! Öyle ki, Cumhuriyetin bir parantez olduğunu dahi açık açık söylemişlerdi! Diğer bir deyişle şunu da söyleyebiliriz:

-100 yıllık hesaplaşmayı galibiyetle bitirmek, Cumhuriyeti ve Atatürk’ü yok etmek hayaliyle kavruluyorlar!

1921 Anayasası ruhuna gelince; onu da yalnızca 3 nedenden ötürü istiyorlar:

-Öncelikle laiklikliğin yer almaması!

-HDP’yi tavlamak için kullanacakları “Özerklik” maddesinin bulunması!

-Ve tabii “Kuvvetler Ayrılığı” değil, Kuvvetler Birliği’nin yer alması!

Lokum gibi değil mi! “Tek adam” rejimini şööle iyice sağlam bir kazığa pardon anayasaya bağlamak, yasama, yürütme ve yargıyı dilediğince kullanmak, laiklik denilen “beladan” ilelebet kurtulmak... Bunlar olunca hedeflenen sonucu görmemek için ya çok saf ya da kör olmak gerek:

-Türkiye İslam Cumhuriyeti!

Dereyi görmeden paçayı sıvayan muhteremler!


Eh, iktidarın zirvesi ilan edip, etkili, yetkili bir AKP milletvekili de “Yeniden Kuruluş Anayasası” deyince, bir kesim zil takıp oynamaya başladı bile...

Yeni bir “Kuruluş Anayasası” olunca doğal olarak bir de “Kurucu” olacaktı tabii ki... Televizyonlarda, her konuda ahkam kesenlerden biri kendini tutamadı isim de verdi:

-Recep Tayyip Erdoğan!

AKP bendeleri de art arda ellerini açık etmeye başladılar... Bunlardan biri Ayasofya Camii’ne Cumhurbaşkanı tarafından “baş imam” olarak atanan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’dı.

Bu şahsın önce soyadı dikkatimi çekti. Biraz düşündükten sonra buldum; 6 yıl önce, 6 Eylül 2015’te arkasına taktığı bir grupla birlikte Hürriyet gazetesine taşlı sopalı baskın düzenleyen AKP Gençlik Kolları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Abdürrahim Boynukalın’ın amcaoğluydu... Haa, bir de sevgili Yılmaz Özdil ve Cüneyt Akman’ın “Cenazelerinin  camilere sokulmaması, cenaze namazlarının kılınmaması” şeklindeki pespaye çağrıya da destek verdiğini” anımsadım! Peki sosyal medya hesabında ne diyordu bu şahıs, aktarayım:

-1921 ve 1924 anayasalarında devletin dini İslam’dı ve laiklik yoktu. Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün.

Bu satırların altına da “Anayasada İslam olsun” mesajını eklemişti... Düpedüz “şeriat gelsin” diyememişti, henüz!..

Hiç kuşkunuz olmasın, yandaş medyasıyla, trolleriyle, yukarıdaki tip benzeri hacı, hocasısıyla, tarikatlarıyla “Sivil Anayasa” adı altında özlem duydukları düzen ve 2023 hedefi için her türlü kampanyayı yapacak, “tarih” adı altında her türden melaneti gerçekmiş gibi sunacaklardır...

-Gereken yanıtı da her defasında bu ülkenin cumhuriyetçi, yurtsever Atatürkçülerinden hakettikleri şekilde alacaklardır!