Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

72 yaşımdan sonra değişecek değilim

Kimi ev sahipleri “yıllık %25 kira artışı” sınırlamasına itiraz ediyor...

Hükümetin kendilerini de düşünmesini istiyor...

Az sayıda:

Acımasız, taş kalpli, fırsatçı ev sahibi yüzünden...

Kendilerinin enflasyona ezdirilmesini hukukî bulmadıklarını bildiriyor...



Ev sahiplerinin haklı itirazlarını kabul ediyorum...

Yürürlükteki yasalara göre bir ev sahibinin kiracısını çıkarması “imkânsız” gibi...

Sözleşme süresi bitse dahi kiracısını çıkaramayan şefkatli ev sahipleri de var...

Ve...

Yapabilecekleri tek şey:

Kira bedelini en fazla %25 oranında artırmak...

Oysa yıllık enflasyon %65...



Yasalarımıza göre:

Kiracının evini yasal olarak boşaltmasını gerektirecek hiçbir sebep yokken...

Ev sahibi 10 yıldan önce:

Tahliye davası da açamaz...

“Evime taşınacağım, oğlum taşınacak, kızım oturacak” diye tahliye talebinde bulunursa da...

3 sene boyunca evini başkasına kiralayamaz...



Bu durumda yasalarımız ev sahiplerini değil...

Kiracıları koruyor...

Ancak...

Ceza kanunumuzda:

“Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu” diye bir suç tanımı var...

Yine romantik takılacağım ve diyeceğim ki:

Kanunların boşluklarını bulup istismar etmek de suç olmalı...



İyi niyetin ve iyi yurttaşlığın erdem olduğuna inananlardanım...

Hatta...

Herkes aklına vicdanını ortak edip:

Her şeyden yeteri kadar sahip olursa...

Ülkemizde ekonomik krizin bile bu kadar sık çıkmayacağı kanaatindeyim...



Meselâ kanunlarımız yeterinden çok fazla döviz sahibi olmayı suç saymıyor...

Ve...

Döviz mevduat hesabı açılmasına cevaz veriyor...

Ama...



Öylesine aç gözlüler var ki aramızda...

İhracatçı ya da ithalatçı olmayanlar bile...

Sistemin zaafından dolayı kazandıkları acayip çok parayı:

Dövizde...

Konutta...

Altında...

Ve hatta:

Otomobil gibi, asla yatırım aracı olmayan ekonomik enstrümanlarda değerlendiriyorlar...



Sözümün özü canlarım:

Piyasa ekonomisi ve demokrasi:

Herkesin, her istediğini yapabilmesi...

Toplumun zararına olsa bile...

Kendi işine geldiği için...

Kanunları istismar etmesi olmamalıdır...



Evet...

Fazla romantiğim...

Ama...

72 yaşımdan sonra değişecek değilim ya...


Günün sözü


“Kanun; eski Yunan’dan beri büyük sineklerin yırtıp geçtiği, küçük sineklerin takılıp kaldığı bir örümcek ağı...”.              Cemil Meriç

Tedbir alınmalı


Kira artış oranının enflasyon oranının çok altında olduğunu...

Ve...

Mağdur edildiklerini bildiren ev sahiplerine soruyorum:

Kişi ya da kurumların bir şeylerini çalmanın suç olmaktan çıkarılması için:

“Kanunlarımıza az sayıda kişi hırsızlık yapabilir diye ‘birilerine ya da kurumlara ait bir şeyleri çalmak suçtur’ yazmak gereksiz” diyebilir misiniz?..



Şimdiye kadar:

“Gereksiz” diye cevap veren çıkmadı...

Ama bütün cevaplar mealen aynı:

“Hükümet bizim gibileri de düşünmeli...”.



Doğru...

Bu hayat pahalılığında ve yüksek enflasyon ortamında...

Kiraları arttırmak için çabalayan ev sahiplerini de:

Anlamalıyız...

Ancak...



İçlerinde:

Acımasız ve fırsatçılar olduğu da unutulmamalı...

Ve bu nedenle:

Yasal tedbirler alınmalı...

Anayasal görev


Canlarım:

Devletler iki türlü işgal edilir:

- Yabancı ordular tarafından dışarıdan...

- Seçim sandıkları yoluyla içeriden...



Türkiye dışarıdan gelecek ordular tarafından işgal edilemeyecek kadar güçlü...

İçeriden...

Sandık yoluyla işgal edilebilecek kadar güçsüzdür...



Yani lütfen dikkat...

Demokrasiyi...

Devleti...

Ve ülkeyi korumak:

Anayasal görevdir...

Anlatmayacağım


Necmettin Erbakan’ın çocuklarından Fatih “Şeriat Devleti” istedi:

Muhalefet sustu...



Halil Konakçı adında, maaşını halkın vergilerinden alan bir hokkabaz, şeriat devletini övdü:

Muhalefet sustu...





Süleyman Soylu’nun bakanlığı döneminde palazlandığı bilinen Ayhan Bora Kaplan isimli yasa dışı kişi tutuklandı:

Muhalefet sustu...



Benzin-Motorin fiyatı tarihte ilk defa 40 (Eski parayla kırk milyon lira) TL’yi geçti:

Muhalefet sustu...



Aklıma, Kırk Haramileri...

39’u kendisini şaaptıktan sonra ancak uyanan kahraman Rüstem fıkrası geliyor...

Ama neyse...

Anlatmayacağım...



Olmazsa çamaşır suyu


Erdoğan, samimiyetle mi yoksa iç politikaya yönelik midir nedir bilinmez ama bir kez daha “yeni anayasa yapma” çağrısında bulundu.

Çağrısına:

“Buradan tüm siyasi partilere, STK’lara, akademi mensuplarına sesleniyorum. En ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım” diye başlayan Erdoğan, parlamentodaki tüm gruplarla görüşeceklerini söyledikten sonra şöyle devam etti:

“Onlar da olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz. Bize düşen kapıları çalmak...”.



İyice kızıştığını hisseden Nasrettin Hoca telaşla girmiş bahçe kapısından içeri...

Karısı da o anda bahçedeymiş:

“Hanım” demiş, “kazanı ateşe koy, olursa olur suyu olmazsa çamaşır suyu...”.

Dünün tweeti


Mahfi Eğilmez       @mahfiegilmez

“Aslında biz hep iyiyi, doğruyu yaptık ama AB bize karşı önyargılı olduğu için kapıyı kapadı”.

Olaya hep böyle yaklaştık. Bir kez de “Acaba biz demokrasi, yargı bağımsızlığı, insan hakları konularında ve ekonomide yanlış mı yapıyoruz?” diye sormadık.

Sorsak çözüme yaklaşacağız.

Zamanlama


Dİ Başkanı’na:

“İnsan ne zaman yemek yemeli?” diye sormuşlar...

Cevap vermiş:

“Zengin acıktığında, fukara bulduğunda...”.



Onun içindir ki...

Fukara, bulduğunda yerken...

Bir yandan da yönetimine şükrediyor...

Çünkü...

Yediğini:

’nin verdiğini zannediyor...