Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Zulüm ekenler şefkat biçeceklerini zannediyorlarsa eğer

Sadece Türkiye’deki akıl ve vicdan sahipleri değil...

Gelişmiş dünyanın bütün demokratları da biliyorlar ki...

SÖZCÜ’nün sahibi Burak Akbay, Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru aleyhinde açılan soruşturmalar...

Yapılan kovuşturmalar...

Ve...

Hükmolunan hapis cezaları:

Hukuk ve yasalarla değildi...

Yargılamalar...

Siyasi hesaplaşma...

Ve...

Baskı yöntemiyle sindirme amacıyla yapılmıştı...

[caption id="attachment_215564" align="alignnone" width="1033"] Emin Çölaşan ve Necati Doğru.[/caption]



Sonuç...

SÖZCÜ Gazetesi patronajı, yönetimi, Çölaşan ve Doğru; yapılan hukuksuz, adaletsiz ve mesnetsiz yargılamadan sonra daha da büyürken...

Yargılama yapılıp ceza verilmesini emredenler ile...

O emre uyanlar nasıl da küçüldüler...



Ama...

Zulüm ekenler şefkat biçeceklerini zannediyorlarsa eğer...

Onlara Mevlana’nın o güzel sözünü hatırlatırım:

“Darı ekenin buğday biçtiği nerede görülmüş?..”.

OYSA BİZ BİLE UMUTLANMIŞTIK...

Son birkaç haftadır çok güzel gelişmeler oluyor...

Bizlerin yıllardır söylediklerimizi...

Yani...

Erdoğan ve ekibine yönelttiğimiz eleştirileri...

Artık AKP’nin ağır topları da yapıyor...

[caption id="attachment_215566" align="alignnone" width="700"] Bülent Arınç.[/caption]



Ve kamuoyu...

Erdoğan’ın bu son değişim arzusunu tartışıyor...

Vicdan sahibi muhalifleri bile umutlandı bir anda...



Çok geçmedi üzerinden...

AKP Kurucusu...

Eski Meclis Başkanı...

Eski Başbakan Yardımcısı...

Ve...

3 dönem AKP Milletvekili Bülent Arınç...

Demokrasi, bağımsız yargı ve adalet istediği için...

Yerin dibine sokuldu...

Hakaretlere uğradı...



Tabii ki...

Erdoğan’ın Bülent Arınç’a yönelik hakaretleriyle birlikte...

Umutlarımız da uçup gitti...

EYLEMLER DEĞİL, KİŞİLER YARGILANDI...

2013 yılından başlayarak en köklü ve hukuk açısından kabul edilemez dönüşüm yaşandı yargıda...

AKP’nin kurucusu...

Erdoğan’ın siyasi baş danışmanı...

Ve AKP’nin iktidar olduğu ilk dönem (Daha sonra da 2 dönem) milletvekili İhsan Arslan’ın da dediği gibi oldu her şey...

[caption id="attachment_215567" align="alignnone" width="405"] İhsan Arslan.[/caption]



17/25 Aralık’tan sonra...

Yargı ve adalet bakanlığı, cemaatin AKP ile el ele, kol kola çalıştığı o güçlü dönemlerinde olduğu gibi...

Siyasi bir araç olarak kullanıldı...



Eylemler değil, kişiler (Siyasi görüşleri ve mezheplerine göre) yargılandı...

Önce savcılar sonra da yargıçlar atılı suçu kanıtlayacak delillerle hiç ilgilenmediler...

Soruşturdukları ve yargıladıkları kişinin inançlarına ve düşüncelerine göre:

Ya nefretleriyle...

Ya da merhametleriyle verdiler kararlarını...



SÖZCÜ Gazetesi patronajı başta olmak üzere...

SÖZCÜ Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ile...

SÖZCÜ Gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru, o süreçte doğruları yazdıkları için “FETÖ’cülükle” suçlanıp yargılanmadılar mı?..

Ve hatta...

Hapse mahkum edilmediler mi?..

SORUŞTURMALAR KALDIĞI YERDEN BAŞLATILABİLİR

17/27 Aralık 2013 yargı operasyonu (Ki Erdoğan ve siyasi yol arkadaşları buna “yargı darbesi” diyorlar) pek çok acı gerçeği çıkardı ortaya...

Fakat ve ne var ki...

O süreçte ortaya çıkan delillerin mahkeme kararı olmaksızın elde edildiği ileri sürülerek sorgulama ve haliyle yargılama yapılamadı...



Oysa hukukun temel kuralıdır...

Eğer bir delil, somut bir suçu açığa çıkarıyorsa usulden reddedilemez...

Ve canlarım...

O gün kamuoyunun da tanık olduğu bilgilerin hepsi birer suçüstü deliliydi...

Yani...

Usul yönünden geçersiz sayılmaları yasal değildi...



Kaldı ki...

Ve eğer...

T.C. savcıları, 6 yıl önce “takipsizlik” kararı verilen bir dosya üzerinden (CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu) yeniden soruşturma başlatabiliyorlarsa...

Günü geldiğinde...

17/25 Aralık dosyalarının asıllarının tescil edilmiş kopyaları da teslim edildikleri noter kasalarından çıkarılır...

Soruşturma...

Kaldığı yerden başlatılabilir...

BAHÇELİ VE PERİNÇEK YANLISI SAVCILARA DİKKAT...

İddia o ki...

17/25 Aralık operasyonuna dayanak olan ve emniyet ile savcılık polisleri tarafından elde edilen kanıtların asılları mahkeme kararıyla(!) imha edildi...

Oysa herkes biliyor ki...

O dereceye yükselmiş emniyetçiler, delillerin en az birer kopyalarını noterlerde “aslı gibidir” diyerek mutlaka onaylatıp kasaya koydurmuşlardır...



AKP’de son yaşanan olaylara bir de bu pencereden bakın lütfen...

Yani...

Yakın bir zamanda...

17/25 Aralık’la ilgili pek çok delil pek çok savcı tarafından gündeme taşınabilir...

Bahçeli ve Perinçek yanlısı savcılara dikkat...

CEMİL ÇİÇEK AYNI KAREDE GÖRÜNMEK İSTEMESE DE...

Bülent Arınç’a sıcak bakmam...

Ama...

Bu süreçte söylediklerini çok değerli buluyorum...



Keza...

Her ne kadar Arınç ile aynı karede görüntülenmek istemese bile Cemil Çiçek de öyle...

Hatta...

Cemil Çiçek’in ayrıca bir de “Devlet İnsanlığı” kimliği vardır ki...

Milletvekili olduğu partiyi ve genel başkanını ciddiye almayanlar dahi kişiliğine saygı duyarlar...

Mesela ben de onlardan biriyim...