Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Zengin daha zengin yoksul daha yoksul olur... Devleti ayakta tutan orta direk kırılır...

Öncelikle ekonominin neden krize girdiğini doğru tespit edelim.

Biz bunu yaptık mı?..

Aksine...

Ülkenin cumhurbaşkanı ülke ekonomisinin krizde olduğunu birkaç gün önce kabul etti...



Üretimin artmadığı...



Yargı bağımsızlığının yok edildiği...



Halkın adalet duygusunun köreltildiği...



Gelir dağılımında en az eşitsizliğin değil...

En acımasız en vicdansız eşitsizliğin hedef alındığı...



Cari açığın sürekli arttığı ve sürdürülemez olduğu...



İşsizliğin, kabul edilebilir dünya ortalamasından 5 kat fazla olduğu...



Enflasyonun aynı zamanda hayat pahalılığı ürettiği...



Enflasyona sebep olan devasa bütçe açıklarının giderek daha da büyüdüğü...



Zaten yetersiz para miktarının iç borçlanmalarla daha da kısıldığı...



Suni kur tsunamileriyle (keşke sadece dalga olsa) piyasaların felç edildiği bir ülkede...



Zengin daha zengin...

Yoksul daha yoksul olur...



Devleti ayakta tutan orta direk kırılır...

Orta direğin kırıldığı bir ülkede...

Demokrasi rafa kaldırılır...

Hukukun üstünlüğü ilkesinin yerini...

Üstünlerin hukuku vahşeti alır...



Hasılı...

Bir ülkeyi yöneten zihniyet...

“Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” atasözünü doğrulamak için çabalıyorsa eğer...

O zihniyetin yönettiği ülke durgunluktan asla çıkmaz...

Çıkamaz...

DURGUNLUKTAN ÇIKIŞIN YOLU ACI REÇETEYİ KİMİN İÇECEĞİNE BAĞLI...


Sadece Türkiye değil dünya ekonomisinin en büyük sorunu durgunluk...

Durgunluktan çıkılması için gerekli olan ne?..

O halde kendi penceremden gördüğüm sorunların idari, siyasi ve sosyolojik çözümlerini kısaca sıralayayım...



Ekonominin öncelikle durgunluktan çıkarılması için gerekli olanlar:

Öncelikle neoliberalist model hemen terk edilmeli...

Devlet denetimi...

Devlet planlaması...

Ve...

Devletin organizatörlüğü kabul edilmeli...



Devlet siyasetten arındırılmalı...

Devlet tarafsız olmalı...

Devlet adil olmalı...

Devlet yurtta ve cihanda barışçı olmalı...

Devlet diğer tüm devletlerle ve kendi yurttaşlarının hepsiyle uyumlu olmalı...

Devlet diğer tüm devletlerle ve kendi yurttaşlarının hepsiyle uzlaşmacı olmalı...



Devletin siyasi yapısı onarılmalı...

Devletin siyasi ve dinsel veya ırksal ya da ideolojik kadrolaşmaya kapalı olmasını sağlayacak “anayasa” değişiklikleri yapılmalı...

Ve...

Ülke ekonomisinin tam performansla çalışacağı ortam yaratılmalı...

BOŞ TENCERE DEMOKRASİYİ YANİ REJİMİ YIKAR...


Soru:

“Ekonomilerde durgunluğu ortadan kaldırmak neden bu kadar önemli?..”.

Cevap:

Çünkü...

Ekonomiler tam performansla çalışamadığı veya çalıştırılmadığı için işsizlik felaket boyutlarda...

Ekonomiler tam performansla çalışamadığı veya çalıştırılmadığı için üretim yok...

Ekonomiler tam performansla çalışamadığı veya çalıştırılmadığı için devletin vergi gelirleri düşüyor...

Devletin vergi gelirleri düştüğü için sosyal devletin yerini kapkaççı devlet alıyor...

Gelir dağılımı adil olmadığı için alt ve orta gelir grupları tüketemiyor...

Ve...

Alt ve orta gelir grupları tüketemediği için ekonomi önce yavaşlıyor, sonra duruyor.



Durgunluğa çözüm bulunamaması durumunda...

Halk ne kadar aygın baygın da olsa...

Sokaklara dökülüp:

“İş, aş, ekmek!” diye haykırıyor...



Boş tencere hükümeti yıkamadığı durumlarda...

Demokrasiyi yani...

Rejimi yıkıyor...

LİDERLİK DAHA DA TATLI BİR YAŞAM SÜRECEK


Daha önceki ekonomik krizlerden çıkma süreci başladığında...

İktidardakiler de en azından acı ilaçları içmeye başlayacaklarını söyler, bunun adımlarını atarlardı...

Mesela Ecevit temsili olarak bile olsa pahalı, çok masraflı ithal araba yerine yerli yapım otomobil kullanırdı...

Ama...

Bugünkü siyasi iradenin acı ilacı kendisinin içmeye hiç niyeti olmadığı belli...

[caption id="attachment_6128336" align="alignnone" width="600"] Bülent Ecevit[/caption]

Görünen o ki...

Acı reçeteyi öneren liderlik daha da tatlı bir yaşam sürmeye devam edecek.

Halbuki...

Dünyada hiçbir halk böyle bir acı ilacı demokrasi ortamında içmeyi kabul etmez...

BÖYLE OLACAĞINI NEREDEN BİLİYORUM...


Cumhurbaşkanı diyor ki:

“Gerekirse acı reçete uygulanacak...”.



Demek ki yine yanlış yapılacak...

Zira...

Devleti yöneten siyasetçiler “acı reçete” dediler mi bilinir ki...

O reçetede yazan ilaçları sadece fakir, fukara, emekliler, emekçiler ve bütün dar gelirli orta direk yurttaşlar içecek...



Böyle olacağını nereden biliyorum...

Daha önce de hep öyle oldu da oradan biliyorum...