Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Yoksa, 60 yaş üstü ve emekli olmuş tüm yurttaşları gözden çıkardınız da haberimiz mi yok?..

Çin’den beklenen Kovid 19 aşısı gelmedi...

Almanya’dan da aşı gelmediğini ilgili Bakan Bey bizzat açıklıyor...

Ama...



İktidar yandaşı gazetelerde köşe olmuş yazarlar...

Hem de...

Yaşları henüz kırk bile olmayan yazarlar...

İnsan çatlatırcasına...

Ve hem de canlı yayında...

Kovid 19 aşısı oluyorlar...



İyi de arkadaş?..

Ben 70, sevgilim 68 yaşında...

Yıllardır kronik hastalıkların her biriyle boğuşuyorum...

Ve...

Günde 15 tane ilâç içerek yaşıyorum...



Ve fakat...

Lâkin...

Ve ancak...

Ne zatürre aşısı bulabildim...

Ne de... Korona virüsünün antikorlarını içeren aşıdan bulabildim...



Benim ve benim gibilerin bulamadığı bu aşıları...

Kırk yaşında bile olmayan bu genç iktidar köşeleri...

Nasıl bulup da oluyorlar?..



Sağlık Bakanı Bey kardeşim...

Hele bir cevap ver...

Lütfen...

“İnsan” yerine koy ve cevap ver...

Yoksa...

60 yaş üstü ve emekli olmuş tüm yurttaşları gözden çıkardınız da...

Haberimiz mi yok?..

KİMSEYİ ASACAK KESECEK YETKİMİZ DE YOK, GÜCÜMÜZ DE YOK, NİYETİMİZ DE YOK...


Yargıç, Rize’den İstanbul’a gelip cinayet işleyen Temel’e:

“Olayı anlat” demiş...

Temel başlamış anlatmaya...



“Koyümdeki evimda yataktan kalktum kahvaltımi ettum”.

İstanbula gel” demiş Yargıç... Temel devam etmiş:

“Haçan bir minibusa bindum, Rize’ye celdum...”

“İstanbul’a gel İstanbul’a” demiş yine Yargıç...

Temel oralı bile değil...

“Rize’de bekledum otobusi, celmedu, celmedu, celmedu... bi türlü celmedu...”

“Yahu bırak şimdi Rize’yi otobüsü de İstanbul’a gel...”.

Temel gülmüş:

“Uy gözünü sevduğumin haçimi... Geleyum İstanbul’a da asasin benu daaaa...”



RTÜK, 6 aydır SÖZCÜ TV dosyasını eline alıp logosunu onaylamıyor...

Temel gibi eveleyip geveleyip duruyor...



Korkmayın değerli RTÜK üyeleri...

SÖZCÜ yargıç değil...

Siz de cinayet işlemiş Temel değilsiniz...

Yapın şu toplantıyı bir an önce de...

SÖZCÜ TV yayına başlasın...



Korkmayın...

Endişe de etmeyin...

Bizler gazeteciyiz...

Kimseyi asacak kesecek yetkimiz de yok...

Gücümüz de yok...

Tabii ki...

Niyetimiz de yok...

ŞİMDİ DE ÇİN Mİ BİZİ OYALIYOR?..


Türkiye ile Çin, 2017’de bir “Suçluların İadesi Anlaşması” imzaladı...

Ancak...

TBMM, Erdoğan’ın imzaladığı o anlaşmayı henüz onaylamadı...



İyi ama...

Erdoğan madem sözleşmeyi Meclis’te görüştürüp onaylatmayacaktı...

Neden imzaladı?...

Çin’i oyalamak için ise...

Şimdi ne olacak?..

Sakın bu defa da:

“Çin bizi oyalıyor” olmasın?..



Yoksa...

Muhalefet partileri sözcüleri doğru şeyler mi söylüyorlar?..

Yani...

Çin Hükümeti aşı siparişlerimizi “Uygur Türklerini iade etmemiz” şartıyla mı gönderecek?..

NE OLUP BİTTİĞİNİ AÇIKLAYIN...


İlgili Bakan dün sabah saat 06.00’da 3.5 milyon aşı geleceğini açıklamıştı ama...

Bu satırları yazdığım sırada...

Aşılar Türkiye’ye halen ulaşmamıştı...



Ey ilgili efendiler...

Lütfen bir şeyler söyleyin...

Neden sadece 3.5 milyon aşı?..

Ve...

Neden gecikiyor?..



Kendi seçmenlerinizi ne yerine koyduğunuz umurumda bile değil...

Ancak... Bizleri lütfen “yurttaş” yerine koyun...

Ve...

Ne olup bittiğini açıklayın...

AMMA GIRGIR OLURDU HANİ...


Osmanlı döneminde uzun ramazan günlerinden biri...

Karı koca ikisi de oruçlu...

Sofranın başında topun patlamasını bekliyorlar...

“Adam be” diyor kadın... “Top patlayıncaya kadar gel seninle eski günlerden konuşalım biraz...”.

“Olur Hanım” diyor adam ve başlıyor anlatmaya... “Hani sen gerdek gecesi kız (Bakire) çıkmamıştın da...”.

Kadın bir eliyle boşluğu döverek kocasının sözünü kesiyor...

“Amaaaan adam sen de” diyor... “Eski dediysem o kadar da eski değil...”.



Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, 2020 yılı ihracatımızın hedeflenen 165.9 milyar doları aştığını müjdelemiş...

Ne kadar olmuş?..

166 milyar dolar...

Sadece 0.1 milyar dolar...

Yani...

On binde bir aşmış...



Keşke gazetecinin biri bu durumu hatırlatıp bir de ayrıca:

12 aylık ithalât ne kadar olmuş?” diye sorsaydı...

Ruhsar Hanım da:

“Dış ticareti konuşalım dediysem o kadar da teferruatlı demedim yani” deseydi meselâ...

Amma da gırgır olurdu hani...