Korkusuz

Yine SADAT iddiası!..

Yine SADAT iddiası!..
Mide bulandırıcı olaylar üst üste geliyor!..

Tesadüf olması imkansız... Tesadüf olarak yorumlamak da salaklık olur...

HDP İzmir il binasına yapılan alçak saldırı ve masum genç bir kadının katledilmesi öyle her zamanki gibi beylik/klişe sözlerle kınayarak geçiştirilecek türden değil.

Alçak katilin,  taksiden inişi, kıyafeti, elinde çantayla binaya gidişi, ben öldürmeye geldim ve profesyonelim algısı veriyor.

Saldırganın paldır küldür mahkemeye çıkarılıp tutuklanması da ilginç geldi bana... Evet, suç üstü yapıldı ama gözaltında detaylıca sorgulanıp örgüt bağlantıları araştırılıp genişletilmesi gerekmez miydi?

HDP’li Hüda Kaya, saldırganın SADAT’ça Suriye’de eğitildiğini öne sürdü. Kaya “Bunu bir sarhoş, bir bilinçsiz, bir deli gibi yansıtmaya çalışacaklardır. Fakat araştırmalarımız sonucunda bu kişinin bilgilerine ulaştık. Ve SADAT tarafından Suriye’de silahlı eğitimden geçirilmiş, ülkücü işaretleriyle poz veren, elinde çeşitli silahlarla poz veren, profilinde bunları paylaşan ve insanlık dışı küfürlerle HDP’lileri, Kürtleri, Alevileri, muhalif çevreleri hedef haline getiren paylaşımlarını tespit ettik“ dedi.

SADAT, Kaya’nın iddialarının ardından yazılı yalanlama açıklaması yaptı... Çok ciddi iddialar... Mutlaka açığa çıkarılması gerekir...

★★★

Türkiye’yi bir kez daha geren alçak saldırı ile ilgili uzmanların analizleri ise şöyle;

- İzmir’de HDP il merkezine saldırı kuşkusuz gelmekte olan bir şeylerin habercisi.

- Medyaya yansıyan bazı iddialar doğruysa, işte çoğu kişinin bu saldırı bir provokasyondur ve Türkiye’ye yapılmıştır görüşü de ağırlık kazanır.

- Saldırganın elinde silahla Suriye’de çekilmiş fotoğrafları yansıdı. Saldırganın SADAT tarafından eğitilip eğitilmediği, Suriye’de görev alıp almadığı iddiası net şekilde ortaya çıkarılmalıdır.

- HDP’nin açıklamasına göre, o gün daha kalabalık bir grubun toplantısı olacaktı il binasında. Son onda iptal edilmiş. Eğer iddia edildiği gibi saldırgan o gruba baskına geldiyse işte bu asıl felaket senaryosu. Daha büyük bir katliam yaşansaydı halkın birbirine düşürülmesi olayların çok daha büyümesi kaçınılmaz olacaktı.

- AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın önceki günlerde, 7 Haziran seçimini hatırlatması çok dikkat çekiciydi. Boş verirsek iyi çalışmazsak 7 Haziran’da iktidarı nasıl kaybettiysek şimdi de kaybedebiliriz uyarısıydı muhtemelen. Yani, Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın 7 Haziran’daki gibi düşük oy seviyesinde olduğunu görmüş olmalı ki uyarıyor. Ama 7 Haziran’dan 1 Kasım’a giden yolda seçimin hangi ortamlardan, terörden sonra kazanıldığı da ortada. Dolayısıyla bazıları başka bir mesaj da almış olabilirler.

- Ve bu sefer daha sıkıntılı bir durum var. 7 Haziran ile 1 Kasım arasında terör ağırlıklı saldırılarla ortalık cehenneme çevrilmişti. Terör örgütlerine karşı mücadele edip etkisiz hale getirebilirsin. Hedef bellidir. Ama böyle parti binalarına saldırılar ve bununla eş zamanlı suikastlar de başlarsa bu halkı bölmektir. Bir süredir Cumhur İttifakı’nın ve ittifak dışından ortaklarının HDP’li yöneticileri PKK’lı teröristlerle eşit göstermesinin radikal düşüncedeki insanları tahrik edebileceği, öyle olmasa bile Türkiye üzerinde operasyon yapan yabancı gizli servislerin tezgahlayacağı saldırılar hem HDP hem de diğer partilere yönelik olabilir.

- Bu siyasi şiddet sarmala dönerse, terör sarmalından daha büyük felakete iç çatışmalara neden olması kaçınılmaz olabilir.

- Bu saldırganın, SADAT vs. gibi örgütlerce eğitildiği, Suriye, Libya’da çatışmalarda yer aldığı ortaya çıkarsa bunun gibi kaç kişinin olduğu, serseri mayın gibi aramızda dolaştığına kafa yorup bir an önce tespit ederek hareket geçmeleri önlenmelidir.

- Bunun yanında yine Suriye’de, Libya’da çatışmalara girmiş ve şimdi Türkiye’de olan yabancıların da varlığı gerçeğinin de üzerine gidilmeli. Yine Türkiye’nin desteklediği Suriyeli silahlı muhalif gruplardan Türkiye’de yaşayanların da potansiyel silahlı saldırgan olacağı mutlaka dikkate alınmalıdır. Türkiye’de yakalanan üst düzeyler dahil çok sayıdaki IŞİD’liler çok tehlikeli işaretlerdir.

- 7 Haziran-1 Kasım arasındaki terör sarmalı ortamından çok daha tehlikelisi Türkiye’yi bekliyor olabilir. Ve iç çatışmaya dönecek bir ortamdan Türkiye’nin kazanmayacağını iç savaş ve çatışmalar yaşayan ülkelerden görüyoruz.

★★★

Çok sıkıntılı bir o kadar da çok sağduyulu olmamız gereken bir ortamdan geçiyoruz. Tahriklere kapılmamamız lazım.

Kirli yapıların tez vakitte ortaya çıkarılıp defterlerinin dürülmesi ülkenin yegane çıkış yolu. Bu da yargının işi...

Ama nerdee o yargı!..

İşimizi yine ulu Tanrı’ya kaldı!..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.