Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Yepyeni bir gündemimiz oldu...

Sosyal medyada bir Hanımefendi diyor ki:

“İslam’la ilgileri yok bu aç köpeklerin...”.



Ancak...

Cümlenin kimin için söylendiği belli değil...

Ve fakat...



İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi Hanımefendi, bu cümlenin kendisi için kullanıldığı kanaatiyle savcılığa başvuruyor...



Sözün sahibi Hanımefendi yargılanıyor...

Mahkeme “beraatına” karar veriyor...



Fahrettin Altun:

“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya” diyerek mahkeme kararına tepki gösteriyor...





Hürriyet Gazetesi Genel yayın Yönetmeni, köşe yazarı ve CNNTÜRK Kanalı program yapımcısı Ahmet Hakan ise köşesinde yargıcı ve yargıyı şöyle eleştiriyor:



“Yargı kimin elindeydi?

Aloooo!

Bir ses verin hele...

Bu yargı değil miydi ‘AKP yargısı’ dediğiniz?

Aloooo!

Ses yok mu ses?...”.



Ses var Ahmet...

Benim sesim var...



Daha önce KORKUSUZ’daki köşemde yazdım...

Yazdım ama...

Altun ve senin için değil...

Kendi okurlarımla dertleşmek için yazdım...

Şimdi ikinize hitaben yazayım...

SİZİ GİDİ KENDİNE MÜSLÜMANLAR SİZİ...


RTÜK’ün aleyhimde açtığı/açtırdığı davaların yargılamaları o kadar kısa sürdü ki...

380 gün (Evet evet 380 gün. 7600 lira para cezasına çevrildi. 1 yıldan fazla yani...) hapis cezasına hükmetti yargıç...

Başkan’ın tazminat talebi 10 bin liraydı...

O mahkeme de 5 bin lira tazminat ödemeye mahkûm etti...



Fahrettin Bey ve Ahmet kardeş...

Hafızamı zorladım...

Arşivlere baktım...

İkinizden de “tık” yok...



Sizi gidi kendine Müslümanlar sizi...

KÖPEK HAKARET İSE ŞEBEK NEDEN DEĞİL?..


İşim gereği Ahmet’i de okuyorum elbette...

Neredeyse...

Önüne gelene:

“Şebek” diyor Ahmet...



“Şebek” ne?..

O da aynen “köpek” gibi, bir hayvan türü...



Yahu Ahmet...

Eğer sen birisine “köpek” denilmesinin hakaret olduğuna inanıyorsan...

Başkalarına neden “şebek” diyorsun?..,

BİZE EDİLDİĞİNDE HAKARET SAYILMAYAN SIFATLAR NELERDİR?..


Fahrettin Bey ve Ahmet...

Lütfen okuyun...



TGRT’deki “Medya Kritik” programında sunucular, SÖZCÜ Gazetesi, okurları ve yazarları için bakın ne demişlerdi:

“İt, köpek, morfinlenmiş, haysiyetsiz, ahlaksız, foseptik çukuru, bidon kafa...”.



SÖZCÜ kurum olarak, bu sıfatların “hakaret” olduğu iddiasıyla kanalı ve sunucularını RTÜK’e şikâyet etti...

Ve RTÜK karar verdi:

“İfade özgürlüğü...”.



Bunun üzerine ben (Ki o zamanlar KORKUSUZ yazarı değildim), Youtube kanalımda dedim ki:

“Sayın RTÜK üyeleri!..

Madem it, köpek, morfinlenmiş, haysiyetsiz, ahlaksız, foseptik çukuru, bidon kafa sözcükleri hakaret değil ifade özgürlüğü; ben de size aynı kelimelerle hitap edebilir miyim?..”.



Bu sözcükler SÖZCÜ yönetimine, yazarlarına ve okurlarına edildiğinde “ifade özgürlüğü” diyen RTÜK üyeleri beni savcılığa şikâyet etti...

Başkan ise aleyhimde tazminat davası açtı...



Savcı ifademi aldı...

Kullanmak için RTÜK üyelerinden izin istediğim ve fakat...

İzin alamadığım için kullanamadığım o sözcüklerin “hakaret” olduğuna karar verdi...

Yargıç da iddiasını kabul etti...

Aleyhimde hem tazminat hem de ceza davası açıldı...

BENİ MAHKÛM EDEN YARGIÇ ‘HAKARET’ DEMİŞTİ...


11 yıl kadar önce...

Engin Ardıç, Sabah’ta rahmetli Mehmet Bozışık’a ağır hakaretler etmiş...

İftiralar atmıştı...



Ben de...

O günlerde yazdığım bir internet sitesinde Ardıç’ı eleştirdim...

Yazımı bitirirken Şair Nef’inin, kendisine “kelp/köpek diyen “Tahir” isimli biri için yazdığı ünlü dörtlüğünü paylaştım okurlarımla...



“Tahir efendi bana kelp demiş

İltifatı bu sözde zâhirdir.

Malikî mezhebim benim,

Zira İtikadımca kelp Tahir’dir”



Engin kendisine “köpek” dediğimi kabul ederek şikayetçi oldu...

İfademi alan savcıya...

Köpekleri çok sevdiğimi...

Engin’in de evinde köpek beslediğini...

Evinde köpek besleyen birine “köpek” denilmiş olsa bile...

Hakaret sayılmayacağını söyledim...



Savcı “hakaret” kabul etti, kovuşturma talep etti...

Yargıç da “hakaret” kabul etti...

“Uzlaşma” isteyip istemediğim soruldu...

Kabul etmedim...

Mahkûm oldum...

Cezamı para olarak ödedim...

BAZI SAVCILAR BAZI YARGIÇLAR VARDIR Kİ...


Evet canlarım...

Engin’e hakaret ettiğim iddiasıyla beni yargılayan Yargıç...

Büyük hiciv ustalarımızdan Nefi’nin dörtlüğünü okurlarımla paylaştığım için “Engin’e hakaret ettiğimi” kabul edip cezayı basmıştı...



Altun Hanımefendi’nin şikâyetinde ise...

Savcı “hakaret suçu” işlendiğin kanaatiyle kovuşturma talep etmiş...

Yargıç, dosyayı kabullenmiş...

Ancak...

“Bu ifadenin ‘olgusal temeli’ var” diyerek cümlenin hakaret içermediğine hükmetmiş...



Kim söylemişti hatırlamıyorum ama şöyle bir şeydi:

“Bazı insanları bazen kandırabilirsiniz ama...

Herkesi her zaman kandıramazsınız...”.



Bazı savcılar...

Bazı yargıçlar...

Bazen...

Siyasi iradenin emri altına girebilir...

Ama...

Her zaman her savcı ve her yargıç...

Siyasi iradeye boyun eğmez...

Yani...

Hukukun üstünlüğünden asla taviz vermez...