Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Yazıklar olsun bu kafaya... Örümceklenmiş gri hücrelilere...

En sonunda yazacaktım ama hemen yazayım...

Olur da unuturum...



Efendiler?..

Devleti yöneten kadrolar arasında; bu adama haddini bildirecek bir vatansever devlet insanı çıkmayacak mı?..

Kabristana gidip; Atatürk, İnönü, Ecevit, Demirel, Özal ve Evren gibi gerçek devlet insanlarını mı davet edelim bu adama haddini bildirmeleri için?..



Kim mi bu adam?..

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının inandıkları bütün dinlerinden sorumlu olması gerektiği halde... Kendisini sadece Sünni mezhebinden sorumlu tutan Ali Erbaş’a...

[caption id="attachment_5964050" align="alignnone" width="600"] BU KILIÇ HANGİ ELDE?[/caption]

Pek çok din bilgininin “selâm ve sevgi dini” olduğunu ileri sürdüğü İslâm dinini...

Bütün dünyaya “savaş isteyen, savaşan, kan akıtan (IŞİD benzeri) bir din gibi göstermeye çalışan Ali Erbaş’a...



Ayasofya’nın camiye dönüştürüldüğü gün de minbere elinde kılıçla (Silahla) çıkan bu adam; bayram hutbesinde de yine aynı densizliği yaptı...

Yine elinde kılıçla çıktı minbere...



Efendim, neymiş?..

Kılıç sağ elinde değil sol elindeymiş...

Savaş değil barış istiyormuş...



Be mübarek adam...

Madem barış istiyorsun neden ısrarla eline kılıç alıp da çıkıyorsun?..

Memlekette zeytin dalı mı bitti?..

Bütün zeytin ağaçlarını kestiniz de altın mı arıyorsunuz yoksa?..



Canlarım benim...

Bütün dünya insanlığını elde kılıçla ürkütmek ne kadar ağır geliyorsa bana...

Aynı adamın; kendisi gibi düşünmeyen bizleri salak yerine koyması da en az o kadar ağır ve kahredici geliyor...



Yazıklar olsun bu kafaya...

Lanetler olsun bu örümceklenmiş gri hücrelilere...

ATATÜRK’E SAYGI KABAHAT KÜFÜR İCRAAT...


Yer: Aydın Karacasu ilçesi...

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şube Başkanı Halil Erdaş ile bir önceki dönem başkanı İsa Çetin, Lozan Barış Antlaşması’nın 97. yıl dönümünde Atatürk Anıtı’na gittiler.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucu önderinin anıtına çiçek bıraktılar...

Saygı duruşunda bulundular...



Bu vefa töreninden kaymakam (“k” bilerek küçük yazıldı) haberdar edildi...

İçinden “Atatürk’e saygı ve vefa ha?” düşünmüş olmalıydı...

Hemen cezalandırılmalıydı...



Ve öyle de oldu...

İki vefalı yurttaşa, “Kabahatler Kanunu’na aykırı davrandıkları için” 392’şer lira ceza kesti kaymakam...

Çünkü...

Bunların zihniyetine göre “Atatürk’e saygı kabahat; Atatürk’e hakaret ise icraat” sayılıyordu...



Takmayın kafanızı...

Bunlar, örümceklenmiş gri hücrelilerin son çırpınışları...

Atatürk, Türk ulusunun en yüce değeridir...

Birkaç milyon hadsizin, edepsizin, arsızın saygısızlığıyla değerinden bir şey kaybetmez...

Aksine daha da değerlenir...

UNUTULAMAYACAK ÜÇ CÜMLE...


“Geçmişi unutturma sansür yasası” yürürlüğe girdiğinde Erdoğan’ın en çok akılda kalan üç sözü de silinecek sosyal medyadan...

Bir kez daha hatırlayalım:



“Fakir neden fakirdir?.. Fakir, çalmayı bilmediği için fakirdir...”.

“Eğer bir gün duyarsanız ki Erdoğan zengin olmuş bilin ki mutlaka haram yemişimdir...”.

“Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altında ezerim...”.



AKP ve MHP’li seçmenler her şeyi unutur belki ama...

Yılardır acı çeken milyonlarca yurttaş; bu üç cümleyi üzerleri toprakla örtüldüğünde bile unutamaz...

ÖYLE GÜVENİLİR BİRİ VAR MI?..


Depresyon geçiren adam kendisini darı sanıyor ve sokağa çıkmaktan korkuyordu...

Sonunda kendisini bir psikiyatra gitmeye razı ettiler...

Randevu alındı...

“Darı adam” doktora teslim edildi...

Uzun bir görüşme oldu içeride...

Hatta Trump – Erdoğan görüşmelerinden bile daha uzun sürdü...

Sonunda doktor adamı darı olmadığına ikna etti...

Adam, doktora teşekkür ederek kapıya yöneldi...

Kapıyı açtı...

Tam dışarı çıkacaktı ki o an aklına gelmiş gibi geri döndü...

“Doktor Bey” dedi... “Tamam ben darı olmadığıma ikna oldum ama bunu dışarıdaki tavuklara nasıl anlatacağım?..”.



Kılıç sağ elde olunca savaş, solda olunca barış isteğini gösterirmiş...

Yahu bunu Türk ulusu bile bilmiyorken...

Elin yabancısı nereden bilecek?..

Kaldı ki fotoğrafta görüldüğü gibi kılıç iki elle birden yakalanmış...

Kaldı ki...

Sol elde olmuş olsa bile, öyle olduğunu kim anlatacak?..

Öyle güvenilir biri var mı bu devlette?..

BEN Mİ YANLIŞ BİLİYORUM...


Erdoğan Cudi Dağı’ndaki askerlere bayram telefonu açtı...

Bayramlarını kutladı...



Normal bir ülkede...

Normal bir devlet başkanı ne yapar?..,

Kısaca söyleyeyim:



Halkın ekonomisini düzeltmek için çabalar...

Halka huzur ve barış umudu verir...

Başka dinlere düşmanlık edenleri şefkatle uyarır...

Başka ulusları aşağılayanları eleştirir ve nazik bir üslûpla kınar...

Her başarısızlığı, beceriksizliği, “dostum” dediğimiz devlet başkanları tarafından yönetilen ülke yönetimlerine, halkına yüklemek isteyen siyasetçilere ve gazetecilere yaptıklarının yanlış olduğunu söyler...



Bizim başkanımız ise...

Halka veremediği morali; savaşmak zoruna kalan Mehmetçiklerimize veriyor...

Normal olan bu mu acaba?..

Ben mi yanlış biliyorum...