Korkusuz
Ümit Zileli

Yargıda “robot” dönemi!

Dünkü yazımı şöyle bitirmiştim:

Yazımı erken teslim etmek zorundayım... Ancak sonuç ne olursa olsun, sevgili gazeteci

arkadaşlarım, bu genç yurtseverler, ülkenin tarihine şimdiden kazınmışlardır...

-Çıkacaklar, doğru bildikleri yolda yürümeye devam edeceklerdir!..

Aynen de öyle oldu! Akşam saatlerinde gazetecileri yargılayan mahkeme kararını açıkladı... Önce ceza yağdırdı; Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’a 3 yıl 9 ay, Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ile yeni Yaşam çalışanları Ferhat Çelik ve Aydın Keser’e ise 4 yıl 8 ay hapis cezası kesti... Barış Terkoğlu ve Eren Ekinci ise beraat etti...

Bu karar, Türkiye’de yargı sisteminin geldiği noktayı göstermesi açısından açık bir göstergeydi aslında! Mahkeme daha sonra da yattıkları süreyi göz önüne alarak tutuklu gazetecileri de tahliye etti. Böylece Barış, Murat ve Hülya’nın 6 aylık Silivri zindanı macerası da sona ermiş oldu...

Geceyarısı cezaevinden çıkan gazeteci kardeşlerim, benim dün yazdığım gibi, “yazmaya, gerçekleri ortaya çıkarmaya” devam edeceklerini ilan ettiler! Gecenin bir saatinde Murat ve Barışlarla konuşabildim; Pehlivan da, Ağırel de sanki biraz evvel zindandan çıkan onlar değilmiş gibi yeni projelerden söz ettiler. Önceki gün mahkemede ilan ettikleri “manifestolarında” ne dedilerse o yolda yürüyeceklerini bir kez daha vurguladılar...

-En yakın zamanda buluşmak için sözleştik...

“Yapay zeka” kararları!


Dün, her zamanki gibi haberleri tararken karşıma çok ilginç bir konu çıktı:

-Yargıda robot dönemi!

Habere göre,  Almanya, İngiltere ve ABD’de uygulanmaya başlanan “yargıda yapay zeka sistemleri” ilginç sonuçları da beraberinde getirdi. Mesela İngiltere’de yapay zekanın verdiği her 5 karardan dördünün mahkeme kararıyla örtüştüğü görüldü. ABD’de bazı mahkemeler ise ceza süresinin ve failin tekrar suç işleme ihtimalinin belirlenmesinde yapay zeka yazılımlarından faydalanmaya başladı.

Almanya ve İngiltere’de polis, suçu önceden tahmin edip engellemeye yönelik yapay zeka yazılımlarını kullanıyor...

Peki ya Türkiye? Cumhurbaşkanlığı kabinesinin pazartesi günü yaptığı toplantıda Adalet Bakanı Abdullah Gül’ün “yargıda dijitalleşme” alanında atılan adımlara dair bir sunum yaptığı öğrenildi. Gül “E-Duruşma sistemini” anlatarak bunun zaman ve emek tasarrufu sağlayacağını, vatandaşların da adalet hizmetlerini daha zahmetsiz alacaklarını anlattı.

Bir diğer yenilik ise Adalet Bakanlığı bünyesinde sadece yapay zeka konusunda çalışmalar yapacak bir şubenin kurulması. Bu şube, adli işlemlerin hızlandırılması ve hata ihtimalinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapacak...

Bu haberi okuyunca ister istemez “Acaba Türkiye’de de İngilterede olduğu gibi yapay zekanın karar verdiği ve normal mahkemelerle karşılaştırma yapıldığı bir deneme uygulaması yapılır mı?” diye düşündüm...

Diyelim ki gazetecileri yargılayan mahkemenin önündeki iddianame, savcı mütalaası, deliller ve savunmalar bir robotun önüne konulsa, o da bunları incelese nasıl bir sonuca ulaşır, nasıl bir karar verirdi?.. Ya da veremez miydi?

-Ya da, “Beni böyle boş işlerle oyalamayın” mı derdi!..

Ah TÜİK vah TÜİK!..


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2020 haziran dönemi işsizlik verilerini açıkladı:

-İşsizlik yüzde 13.4’e yükseldi, genç işsizlik yüzde 26’yı aştı!

Gerçekten vahim; ancak ne uzmanlar ne de yurttaşlar bu açıklamaya inandı! Mesela Ekonomistler Platformu Başkanı Doç. Dr. Oğuz Demir, TÜİK’in iş aramadığı halde çalışmaya hazır olanları kapsamadığını, bu gruptakiler de eklendiğinde gerçek işsiz sayısının 4.1 milyon kişi değil, 8.6 milyon kişi olacağını söyledi. Bu durumda gerçek işsizlik oranı da yüzde 13.4 değil yüzde 24.5 oluyor!..

DEVA Partisi de bir açıklama yaparak TÜİK verilerinin gerçeği yansıtmaktan çok uzak olduğunu belirti!..

Yurttaşlara gelince; onlar her zaman yaptıkları gibi TÜİK yetkililerinin açıklamalarına acı acı gülmekle yetiniyorlar!..