Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Yani, faizsiz bankacılık işte budur... Aynı saati defalarca alıp satmaktır

1981’li yıllar...

Bir sabah, Banker Kastelli’nin Sirkeci Vakıf İş Hanı’ndaki binasına, sakalları göğsüne inmiş poturlu ve şeyh giysili bir amca gelir...

Amca 250 bin lirası olduğunu ama “faiz” günah olduğu için kendilerine yatıramadığını söyledikten sonra sorar:

“Ben bu param için faiz olmadan her ay yüzde on gelir nasıl alabilirim?...”..

Çalışanlar amcaya “Biz size faiz değil kâr payı verelim” derler...

Ortak oldukları şirketlerden nasıl para kazandıklarını ve kazandıkları paranın faiz olmadığını anlatmaya çalışırlar ancak...

Amca ikna olmaz...

Olay patrona (Cevher Özden) götürülür...



Özden, Hacı amcayı odasına getirtir...

Çaylar söylenir...

Cevher Özden sorar:

“Kaç paran var Hacı amca?”...

“250 bin liram var...”



O günün 250 bin lirası dolar bazında hemen hemen bugünün 250 bin lirasıyla aynı değerde...

Özden kolundan Roleks marka saatini çıkarır:

“Al Hacı amca” der... “Bu saati sana 250.000-- bin liraya sattım... Ver şimdi o 250 bin lirayı...”.

“Hacı” amca hayretle bakar...

Özden devam eder:

“Bir ay sonra bugün gel bu saati senden 275 bin liraya satın alayım...”...

Bir nevi swap yani...

[caption id="attachment_5884800" align="alignnone" width="400"] Cevher Özden[/caption]

Hacı amca gözleri hayretle açar...

Özden devam eder:

“Her ay geleceksin, bana saatini satacaksın... Ben saati yüzde on daha pahalıya alacağım senden... Sonra sen bana kaç para yatıracaksan, saati o fiyattan tekrar satacağım sana ve böyle böyle devam edecek Hacı amca...”

O kadar uyanık ki “Hacı” amca...

Anında çözer olayı...

“Desene evladım biz seninle al sat yapacağız...”...

“Tabii amca... Aynen öyle olacak... Al sat yapacağız... Faiz yok, kâr var... *



“Faizsiz bankacılık” işte bu...

Başka da anlatacağım bir şey yok...

FAİZSİZ BANKACILIK OLUR MU?..


Bankalar mevduat toplar, faiz verir...

Kredi kullandırır faizini alır...

Aldığı faiz verdiği faiz ve işletme giderlerinden fazlaysa, kâr eder...

Az ise zarar eder...



Bankalar hissedarlarına “kâr payı...”...

Mudilerine ise “faiz” verir...

Faizsiz bankaların verdikleri; hisse ve ortaklık geliri olmadığı için kâr payı değil adı değiştirilmiş faizdir...



Yani canlarım...

“Faizsiz bankacılık” bir kocaman palavradan ibarettir...

Günahtan korkan zavallı Müslümanları rahatlatmak için uydurulmuş bir gerçek “sömürü” modelidir...

BUNLAR BİZDE OLMAZ ÇÜNKÜ...


Basının özgür olmadığı ülkelerde bir bakan, işine gelmeyen haberi yapan bir gazeteciyi aşağılar...

Gazeteciye hakaret eder...

Kendi yandaşlarına “hedef” gösterir...

Hatta...

O gazeteciye yakınlık gösteren herkesin fişleneceğini ve zarar göreceğini ilan eder...

Bunu yaparken de...

Gazetecinin verdiği haberin yalan olduğunu söyleyemeyeceği için kendi yalana başvurur...

Mesela...

Haberde, kadın iktidar milletvekilinin sadece bürokratik ve idari ahlaksızlık yaptığına dikkat çekildiği halde...

Yalancı bakan işi “belden aşağı ahlak” sorunu varmış gibi gösterir...



Bu anlattıklarım tabii ki Türkiye’de olmaz...

Az gelişmiş...

Siyasi iktidarların halkı ve haliyle devleti soyduğu...

Düşünen inanların hapsedildiği...

Halkın yüzde 70’inin yoksulluk sınırında yaşadığı tek adam yönetimindeki ülkelerde olur...

Türkiye ise “şura devleti”dir...

Çok adam tarafından idare olunur...



Yemediniz mi?..

O halde tükürün...

ÖYLE Bİ LAF ETTİN Kİ


Eğlence dünyasının ünlülerinden ve saray müdavimlerinden Demet Akalın, boğazda kendisine ait olduğu iddia edilen lüks restoranla ilgisinin olmadığını söylemiş ve eklemiş:

“Arkadaşlar biliyorsunuz benim ticaret ile işim olmaz”...



İyi de Demet; bu kadar parayı borsadan mı kazanıyosun?..

Yoksa sarayda bi başdanışmanlık da sen mi kaptın?..



Hani öyle bi laf ettin ki...

Duyan da...

Sanat eserlerinden para kazandığını zannedecek...

[caption id="attachment_5884847" align="alignnone" width="400"] Demet Akalın[/caption]

HABER NEDİR NASIL VERİLİR?..


Basının özgür olduğu demokratik ülkelerde haber; halkı bilgilendirmek, doğru düşünmesini, eğer siyasi seçim yapacaksa doğru tercih yapmasını sağlamak amacıyla verilir...

Haberde “yalan” olmaz...

Haberde “manipülasyon” olmaz...



Basının baskılandığı ve tekelleştiği...

Özgür medyanın devlet gücüyle ve iktidarın baskısıyla gerçek haberleri vermesinin engellendiği ülkelerde ise haber; seçmenlerin bilmesi istenilen şeylerdir...

Yani...

Yalandır...

Yani uydurmadır...