Uzatmaları oynuyoruz
Türk futbolunun çöküşündeki en büyük neden kulüp yönetimleridir. Yıllarca kendi taraftarlarına şirin görünmek için yapılan hesapsız harcamaların, rekabeti unutup düşmanlığı körüklemenin, her zaman haklı çıkabilme çabasının sonuçlarını yaşıyoruz ne yazık ki. Ve maalesef hepimiz futbolun bir oyun olduğunu unuttuk. Futbolun gelişmesi için çaba harcayacağımıza rakibimizin daha kötü olması için kafa yormanın bedelini ödüyoruz.
Ya futbolculara ne demeli? Milyonlarca dolar para kazanıyorlar, helal olsun ama sahada futboldan çok sahtekarlıklara kafa yoruyorlar. Kimse dokunmadan kendini yere atan mı, top rakibinin göğsüne çarptığında ‘El var’ deyip penaltı kazanmak için hakemin etrafını saran mı, güçsüzlüğünü sertlikle kapatmaya çalışan mı? Yahu işiniz belki de cebindeki son kuruşu bilet parasına harcayıp sizi izlemeye gelen taraftarı iyi mücadelenizle tatmin etmek. Ama yok. Hırsları gözlerinizi öylesine kör etmiş ki, sahada yapılmadık sahtekarlık bırakmıyorlar.
Teknik adamlara söylenecek laf bulamıyorum. Ne doğru düzgün kadro planlaması yapıyorlar ne de taktiksel anlamda oyuncularını geliştiriyorlar. Maç içinde B planları bile yok bir çoğunun. İşler kötü gidince, transfere sarılıyorlar. Yaz döneminde alınan oyuncu, devre arasında gönderiliyor. “Kulübün menfaatleri” söylemi altında gelsin yenileri. Yöneticilerin büyük bölümü futboldan anlamadığı, kurumsal bir yapı olmadığı için saçıyorlar paraları. Sonra, “Paramız bitti, bilmem kaç milyon Euro borç var.”
Ben hakemlerin suçsuz olduğunu söylemiyorum. Ancak Türkiye’deki futbol ortamında en az suçu olan hakemler belki de. Siyasiler baskı altına almak ister, TFF baskı altına almak ister, kulüpler, teknik adamlar, futbolcular... Hepsi hakemi baskı altına alma peşinde. Sonra da bu hakemlerden düzgün yönetim bekliyoruz. VAR’ı bile düzgün kullanamayan belki de tek ligiz.
Bu böyle gitmez. Artık uzatmaları oynuyoruz. Kulüpler battı ve daha kötü olacaklar. Futbolu bilenler futbolu yönetmediği, Avrupa’nın büyük liglerindeki gibi kurumsal bir yapı oluşturulmadığı, MHK başta olmak üzere TFF’nin tüm kurulları özerkleşmediği sürece bu çöküş devam eder.
