Korkusuz

Utanmadan bir de zam istiyorlar!

Utanmadan bir de zam istiyorlar!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, elektrik üreten ve dağıtan şirketlerin, fiyatlara yüzde 15 zam yapmak istediğini bir süre önce deşifre etti. Kılıçdaroğlu, bu açıklamasının hemen ardından ise AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslendi ve şu ifadeleri kullandı:

“Böyle bir şeyi onaylamayı sakın aklından bile geçirme!... Bırakın zammı, iktidarın elektrik faturasında halka destek vermesi gerekir. Ya fatura inmeli ya halka destek verilmeli! Eğer bu soygun devam ederse biz halkımızla birlikte kararımızı verip, bu şirketlere ve faturalarına karşı adımlarımızı atacağız.”

LOBİ YAPIYORLAR

Kılıçdaroğlu’nun bu uyarısı son zamanların en önemli çıkışlarından biri...

Çünkü; enerji piyasasının oyuncuları, tam da CHP liderinin işaret ettiği üzere, bir süredir zam için lobi yapıyor. Zammın yapılması, halkın cebini daha fazla yakacak. Çünkü; elektrik olmadan hiçbir şey üretebilmeniz mümkün değil. Elektriğe yapılacak olan zam, başta gıda ürünleri olmak üzere tüm maliyetleri artıracak, bu da fiyatlara yansıyacak.



GEREKÇE BİLİNDİK...

AKP yandaşı bu şirketler, zam istekleri için “bankalara döviz üzerinden yaptıkları borçlar ile kuraklık yüzünden maliyetlerin artması”nı gerekçe gösteriyor.

Meselenin döviz boyutu zaten ortada... Ekonomideki istikrarsızlığın dövizi sürekli yükseltmesinin sebebi AKP’nin beceriksizliği. Aynı gerekçe içinde dile getirilen ‘kuraklık’ olgusunun sebebi de kuşkusuz ki hem AKP hem de elektrik üreten şirketler.

Nasıl mı?

Bildiğiniz üzere, elektriğe yüzde 15 zam yapılmasını isteyen şirketler, elektriği HES adı verilen barajlarda üretiyor. Bu barajlar ise derelerin suyunu hapseden ve elektrik üretiminin ardından suyu adeta ‘ölü’ haline getiren bir teknolojiyle çalışıyor. HES’ler suyun içindeki mineralleri öldürdüğü için, atık olarak doğaya bırakılsalar bile çevreye hiçbir faydası olmuyor.

DOĞAYI YOK ETTİNİZ!

AKP’nin teşvik ettiği HES’lerin bir zararı ise bulundukları çevrelerin ekolojik dengesini bozması... Havayı doğal sıcaklığının üstünde ısıtması ve dolayısıyla yağmur yağmasını engellemesi...

Burada kısaca özetlemeye çalıştığım bu doğa cinayetini işleyenler, şimdi bize kuraklıktan şikayet ediyor ve bunu da zamma gerekçe olarak sunuyor. İyi de bugün dereler kurudu ve tükendiyse bunun sorumlularından biri de sizsiniz! Hem “Yenilenebilir Enerji” teknolojisini kullanmıyor, hem doğayı HES’lerle mahvediyor hem de utanmadan zam istiyorsunuz!

FATURAYI HALKA KESMEYİN!

Utanmazlık bununla kalsa iyi... Beyefendiler, doğayı tükettikleri ve HES’leri çalıştıracak su bulamadıkları için artık doğalgaz kullanacaklarmış... Doğalgaz da yüksek maliyetliymiş... Bu yüzden elektriğe mutlaka zam yapılması gerekiyormuş...

Tüm bunların sorumlusu sanki halkmış gibi faturayı halka kesmeye çalışanlara tepki göstermek herkesin en demokratik hakkıdır! Hak etmediğimiz bir faturayı ödemek istemiyoruz! Bunu iktidar da hükümetten milyonlarca TL katkı payı alan elektrik şirketleri de artık anlamalıdır...

‘Yetkisiz bakan’ da İBAN veriyor!


Hükümet işin kolayını buldu...

Sel mi oldu? Ver bir İBAN...

Yangın mı var? Yolla bir İBAN...

Okullar mı açılacak? Ne güne duruyor İBAN...

İBAN da İBAN... Bildikleri başka bir şey yok zaten...

Böyle memleket yönetmeye ne var?

Biliyorsunuz, okullar 6 Eylül’de açılıyor. Bu yıl yüz yüze eğitim yapılacak. Dolayısıyla hazırlıklar da başladı. ‘Hazırlık’ derken, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan söz ettiğimi sanmayın... Hazırlığa başlayanlar yine aileler...



YETKİSİZ AMA...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından göreve atanan ancak TBMM’ye gelip yemin etmediği için ‘resmi’ olarak Bakan ünvanı kazanmayan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de AKP’li bakanların izinden gidiyor. Özer de neredeyse tüm hazırlığı ailelere yaptırıyor ve İBAN’cılar kervanına katılıyor!

‘Yetkisiz bakan’ Mahmut Özer’e bağlı okullar, Ankara’dan gelen talimat üzerine ailelere “İhtiyaç Listesi” adı altında verdikleri notlara İBAN’ları da ekledi. Okul Aile Birliği’nin hesap numaralarının yazdığı kağıtlar, kayıt yaptırmak için gidenlerin eline tutuşturuluyor.

ÇARESİZ BİR ANNE...

Bana bu köşede yayımlanan belgeleri maddi durumu gerçekten çok kötü olan bir anne verdi. Okul yönetimi, herkesten olduğu gibi bu anneden de 2 top A4 fotokopi kağıdı, 30 adet şeffaf poşet dosya, 3 adet tahta kalemi ve 1 adet bant istemiş. Listeye 100 TL yatırılmasını istedikleri İBAN da eklenmiş...

Konuştuğum anne, 4 çocuğu için yatırması gereken 400 TL’yi nasıl temin edeceğini kara kara düşünüyor, elindeki İBAN’a çaresizce bakıyordu.

KAYDA GEÇSİN...

Artık anayasanın hükmü kalmadığı için, ‘’Anayasamızın sosyal devlete vurgu yapan 2. maddesi”nden söz etmenin anlamsız olduğunu da biliyorum. Bu yazıyı ise AKP’nin yönettiği Türkiye’de, 2021 yılının Eylül ayında hala ailelerden para ve malzeme istendiğini kayda geçirmek için yazıyorum.

Zira şu an için elimden başka bir şey gelmiyor!